Özdemir İnce

Dünya laiklik günü

05 Mart 2024 Salı

Çağının çağdaşı olmak çağına “layık” olmaktır. Karanlığı görmek yetmez, karanlıkta da göreceksin. Aklın gözüyle göreceksin. Layık sözcüğü, nitelikleri, özü, hareketleri, davranışları ile birlikte bir şeyi elde etmeye hak kazanmış olanı ifade eder. Yani bir kişiye uygun olan, “yaraşan” anlamına gelmektedir. Çağının çağdaşı olan (kişi, ulus, halk) 100 metre atletizm yarışında “çağ” adlı atletle birlikte ipi göğüsler ve en kötü olasılıkla birinciliği göğüs farkı ile kaybeder.

Çağının çağdaşı olmak için ilk koşul “laik düşünceli” olmayı gerektirir. Ama insanlık bu aşamaya gelmek için büyük acılar çekti, varlığı zaman zaman paramparça oldu. Toplumsal yönetimlerin ortaya çıkmasından itibaren devletin yönetim erkine sahip olan makam Tanrı’nın da temsilcisiydi. Bu cehennem ABD’nin kurulmasıyla, 1789 Fransız İhtilali’yle sona erdi. İnsan Hakları Bildirisi yayımlandı. Fransız İhtilali hem soylu sınıfa (aristokrasi) hem de kiliseye ve din adamı sınıfına (le clergé) karşı yapılmıştı. Fransa hükümeti din ile devlet arasındaki ilişkileri 31 Aralık 1905 tarihli bir yasayla tamamen ayırdı... Aslında dinler, din olarak zararsızdır. İktidar-din adamları ortaklığı topluma egemen olmak için dinleri kullanır. Ülkemizde, Cumhuriyet ve laiklik düşmanı olan, şeriat ve hilafet isteyen kitleyi yaratan ve yönlendiren tarikatlar, şeyhler, hocalar ve imamlardır. Çünkü Cumhuriyetin Devrim Yasaları ile sömürü ve istismar olanakları ellerinden alındı.

Laikliğin tam anlamıyla egemen olması için devlet ve dinin ayrılması yetmez. Laikliğin okulda ve yargıda ödünsüz uygulanması gerekir. Günümüzde laik yasaların yerine şeriat yasalarının ve Mecelle’nin uygulanması olanaksız. Yargıçlar kararlarında kayırmacı olabilirler ama şeriat dogmalarını ve Mecelle’yi yasanın yerine kullanamazlar.

AKP’nin laik Cumhuriyeti yıkmak için yoğun bir ön hazırlık yaptığı anlaşılıyor. AKP, TBMM, anayasa ve onun kurumlarını yıkmadan önce ilkin Öğretim Birliği Yasası’na aykırı olarak bir meslek okulu olan imam hatipleri genel lise haline getirip üniversite kapılarını açtı ve bu yolla meslekleri dinselleştirdi. Bu konuda bilgi için benim İmam-Hatip Saltanatı ve İmamokrasi (Tekin Yayınları, 2015) adlı kitabımın adını verebilirim.

Değerli okurlar, laikliğin ılımlısı, ılımsızı, az şekerlisi, şekerlisi, inançlara saygılısı falan filan yoktur; sadece gerçek laiklik vardır. Gerçek laiklik bireyi, toplumu, devleti ve devlet kurumlarını dinlerin, din adamlarının saldırısına karşı korur. Ama laik olmayan teokratik düzende devletin dini egemendir ve vatandaşlar arasında eşitlik yoktur; sadece egemen dinden olanlar ve ötekiler vardır. Öyle ki AKP düzeninde olduğu gibi din sonunda partileşir ve onun emrine girer.

Laiklik ile demokrasi yaşıttır, dahası ikiz gibidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasının 2. maddesinde “Cumhuriyet Devleti”nin temel niteliklerinden biri laikliktir, ayrıca 14 ve 24. maddeler de bu maddeye açıklık getirir.

Madde 24: Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. 14’üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir.

Madde 14: (Değişik: 3/10/2001- 4709/3 md.) Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.

Bir de 1982 Anayasası’nda, eşitlik ilkesi vardır: 10. madde şöyle demektedir: “Herkes, dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.”

AKP ve İslamcı tayfa ile tarikatlar bu maddeye eşitlik ilkesi dolayısıyla son derece karşıdırlar. Bu ilkeyi yok etmek için laik okulları medreseye çevirmek, hak etmedikleri görevlere gelmek için sınav sorularını çalmak, mülakatlarda rakipleri ezmek için her türlü hileyi yaparlar.

Mustafa Kemal Atatürk ile kurucu babaların kurduğu Cumhuriyet çeşitli komplolarla, çevrilen fesatlarla henüz hurdaya çıkmasa da çokça hırpalanmıştır.

Onu korumak için, ona karşı ve düşman olanlar kadar cesur ve savaşkan olmak zorundayız. Dün, 4 Mart, Dünya Laiklik Günü idi. Kutlu olsun!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları