Şeriatın kestiği parmak
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Şeriatın kestiği parmak

13.07.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sizler de kuşkusuz biliyorsunuz ama yazımın başlığının anlamını yazıya geçirelim: “Yasalar herkese eşit olarak uygulanmalıdır. Böyle olursa kanunda yazılan cezaya kimse itiraz edemez, boyun eğer.”

Basından aktarıyorum: AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan parti teşkilatlarına, “Bu yaz mevsimi mevsimlerden bir mevsim olmayacak. Çok çalışacağız, kapı kapı dolaşacağız” diye seslendi. Yargıya taşınan CHP kurultayı için “Davanın tüm tarafları CHP’lilerden oluşuyor. Bu kavganın hiçbir yerinde yokuz” iddiasında bulunan Erdoğan, mizah dergisi LeMan’a yönelik operasyon için ise “Küstahlık edenler hesabını hukuk önünde verecekler” mesajı verdi.

Erdoğan’ın talimatına bir itirazım var. “Çok çalışacağız, kapı kapı dolaşacağız” lafına bir itirazım var: Kapı kapı dolaşıp propaganda yapmanın ne anlamı var? Yaptıklarınız yüzünden eşekten düşmüş karpuza dönen halk, yaptığınız işleri görmüyor mu, duymuyor mu, anlamıyor mu? Hiç de akıllıca bir gösteri olmaz, öfkesi burnunda olan halk vallahi sopayla kovalar. Keşke kapı kapı dolaşsanız.

AKP’nin cumhurbaşkanı AKP Genel Merkezi’nde düzenlenen genişletilmiş il başkanları toplantısında açıklamalarda bulunurken söylemiş bunları. Ama sözleri bu kadar değil. Konuşmasındaki bazı mesajları şöyle:

“AK Partili kadrolar olarak biz kavga edenlerden değil, kardeşlik hukukunu yüceltenlerdeniz. Bizi çıkarlarımız bir araya getirmedi. Koltuk için, makam için bu görevlere aday olmadık. Biz sadece halka hizmet ederek Hakk’ın rızasını kazanmak için buradayız. Milletimize hizmet etmek için AK Parti’deyiz. Gönüller arasında köprü olmak için bir aradayız. Ortak bir gaye, ortak dertler ve meseleler için omuz omuza mücadele ediyoruz. Bu mücadeleyi alnımızın akıyla veriyoruz. Bıkmadan, usanmadan ‘Önce Türkiye’ şiarıyla yola kararlılıkla devam edeceğiz. Bu kadroya durmak, rehavete kapılmak yakışmaz. Bize milletimizle aramıza duvar örmek asla yakışmaz.”

“AK Partili kadrolar olarak biz kavga edenlerden değil, kardeşlik hukukunu yüceltenlerdeniz. Bizi çıkarlarımız bir araya getirmedi. Koltuk için, makam için bu görevlere aday olmadık. Biz sadece halka hizmet ederek hakkın rızasını kazanmak için buradayız. Milletimize hizmet etmek için AK Parti’deyiz.”

İnandınız mı? Elinde yargı sopası, elbette kostaklanarak yürürsün!

“Biz elitlerin, seçkinlerin değil her zaman garip gurebanın, fakir fukaranın, kimsesizlerin, ihtiyaç sahiplerinin yoldaşı olduk. Yoksulları, garipleri, yolda kalmışları samimiyetle kucakladık, ellerinden tutup kaldırmanın mücadelesini verdik.”

İnandınız mı?

“Ana muhalefette yaşanan gelişmeleri milletimiz ibretle izliyor. Parti içi kavgadan başlarını kaldıramıyorlar. Daha iki sene öncesine kadar yere göğe sığdıramadıkları cumhurbaşkanı adaylarına bugün en ağır hakaretleri etmekte hiçbir beis görmüyorlar: Düşeni yemek bir CHP geleneğidir. CHP’de süregiden iç savaş tabii ki CHP’nin iç meselesidir. CHP içinde kimin kimi hançerlediği bizi ilgilendirmez. Bizi ısrarla çekmek istedikleri ‘kurultay’ tartışmaları da CHP’nin iç sorunudur. Şu gerçeğe özellikle dikkatinizi çekiyorum, yargıya taşınan davanın tüm tarafları CHP’lilerden oluşuyor. Bu kavga güreşinin, bu bilek güreşinin hiçbir yerinde yokuz.”

CHP’de olanlar sizi ilgilendirmiyor da kendi aranızda neden dedikodu yapıyorsunuz? Aşağıda okuyacağınız satırlara bakın şimdi:

“Gitsinler eski ve yeni arkadaşlarına baksınlar, dava dosyasında kimlerin adının yazdığına baksınlar. Biz hiçbir zaman taraf olmadık, olmayacağız. CHP’liler de kozlarını mahkemede paylaşır. Türk yargısı da en isabetli kararı verir. Ne yaparsak yapalım hukuka riayet etmek mecburiyetindeyiz. Biz de milletimiz gibi hukuki sürecin tamamlanmasını ve her şeyin açıklığa kavuşmasını temenni ediyoruz. Biz siyasete dün girmedik. Bir şekilde milletin huzurundayız. Özgür Efendi’nin siyasetle ilişkisi bizim unuttuğumuz dönemlerden çok daha gerilerde kaldı. Aynı hukuka saygıyı CHP ve yönetiminde göremiyoruz. Bunun takdirini milletimizin çok iyi yapacağına inanıyorum. CHP’nin siyasi kıblesi şaşmıştır.

Şeriatın kestiği parmak acımaz. Hepimiz hukuka riayet etmek mecburiyetindeyiz. Konu yargıya intikal ettiğine göre biz de milletimiz gibi her şeyin açıklığa kavuşmasını temenni ediyoruz. CHP genel başkanının bizi ve partimizi itham etmesi yakışıksız olduğu kadar çirkindir, siyasi nezaketle bağdaşmayan kötü bir kurgudur. Muhalefetin istikamet sorununu çözmesini umut ediyoruz. Böyle bir dönemde küçük hesapların peşinde koşanlar tarih önünde hesap veremezler”

Hadi canım sen de, kim inanır! “Muhalefetin istikamet sorununu çözmesini umut ediyoruz” cümlesi, muhalefetin on ikiden vurduğu anlamına gelir.

Yazarın Son Yazıları

Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025
Önsöz olarak son söz

15 ve 17 Ağustos 2025 günlerinde üstat Sadri Maksudi Arsal’ın Teokratik Devlet ve Laik Devlet adlı kitabından aynen aktararak “Eski Türklerde din (1, 2)” başlığıyla yayımlamıştım.

Devamını Oku
31.08.2025