Vaziyetin durumu
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Vaziyetin durumu

20.07.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Ülkenin işadamları AB vizesi alamıyorsa cumhurbaşkanının cumhurbaşkanlığı, başbakanın başbakanlığı, başkanın başkanlığı, TBMM başkanının başkanlığı ne işe yarar?

Durumu anlamak ve anlatmak için, Belce Örü Erçin’in 27 Haziran 2025 tarihli Sözcü gazetesinde yayımlanan haberinden aktarıyorum:

[Yurtdışına çıkmak isteyen iş dünyasından sanat camiasına ve sporculara kadar pek çok kişi Avrupa’nın koyduğu kısıtlamalardan dolayı mağdur oluyor. İhracatını artırmak için fuarlara katılan farklı sektör kollarından iş insanları dahi vize engeline takılıyor. Türklerin yaşadığı vize sorununun dünya ticareti açısından haksız rekabet yarattığını söyleyen Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, bu dezavantajın giderek daha da keskinleştiğini belirtti. Avrupa ile her aşamada iş ve müşteri ilişkilerini sıkı tutmaları gerektiğini ifade eden Dalgakıran şöyle devam etti:

“Sadece iş insanları değil, aslında binlerce şirket çalışanının da işi aksıyor. Yurtdışında bir fuar, organizasyon ya da servis bakım hizmeti olduğu zaman yeşil pasaportla çözmeye çalışıyoruz. Yakında yeşile de sınır koymaya başlayacaklar diye korkuyoruz.”

İş dünyası için yurtdışı ticari ilişkilerini geliştirebilmek ve ihracatı artırmak adına vize sorunu yaşanmamasının önemli olduğuna vurgu yapan Züccaciyeler Derneği Başkanı Burak Önder ise özellikle de Schengen ve ABD vizesinde zorluk yaşandığını ifade etti.

Önder, Çin’in dünyada pek çok pazarı domine etmesine rağmen hâlâ saha ziyaretlerine devam ettiğini vurguladı.

“Tapudan şirket faaliyet raporlarına kadar tüm belgeleri dökmemize rağmen yine de vizede sorun olabiliyor” diyen İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz de yeşil pasaportun ihracatçının işini kolaylaştırdığını söyledi. Öksüz, ayrıca yeşil pasaportun kapsamının genişletilmesinin farklı meslek gruplarına verilmesinin sıkıntı yaratabileceğini ifade etti.]

Yeşil kapaklı hususi pasaport, devlet adına çalışan memurlara ve belirli şartları taşıdıkları sürece bu memurların ailelerine, 10 yıllık süre ile verilen pasaport türüne denir. Yeşil renkli olduğu için yeşil pasaport olarak da adlandırılır. Hususi pasaportun birçok ayrıcalığı bulunur. Birçok ülkeye belirli gün sayısı ile sınırlı olmak üzere vizesiz giriş sağlar. Sadece uçak bileti alıp, check-in işlemi gerçekleştirip farklı bir prosedürü yerine getirmek zorunda kalmadan seyahat edebilirler.

YEŞİL PASAPORT KİMLERE VERİLİR?

Hususi pasaport, sadece devlet kuruluşunda memur statüsüne sahip ve Emekli Sandığı’na kayıtlı kişilere verilmektedir.

TBMM’nin eski üyeleri ve eski bakanlara,

Birinci, ikinci ve üçüncü derece kadrolarda bulunan ya da emekli olmuş memur ve diğer kamu görevlilerine,

Büyükşehir il ve ilçe başkanlarına (görev süreleri boyunca),

Birinci dereceden emekli olan eski belediye başkanlarına,

Devlet sporcularına,

Belirli şartlara tabi olmak üzere özelleştirilen Türk Telekom, TC Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Emlak Bankası çalışanlarına,

2017’de çıkan “İhracatçılara Hususi Damgalı Pasaport Verilmesine İlişkin Esaslar” isimli yasa gereğince belirli ihracat oranlarını geçmiş iş insanlarına,

Yeşil pasaport alma hakkı bulunan kişilerin 25 yaşını aşmamış çocuklarına ve eşine yeşil pasaport verilir.

TRT’den en üst düzey olan birinci derecenin dördüncü kademesinden emekli olduğum için benim de bir yeşil pasaportum var. Dünyanın birkaç ülkesi dışında her ülkede bu pasaportu kullandım. Çok itibarlıdır. Birinde ABD’ye girerken pasaport memuru bu pasaportun kimlere verildiğini sordu. “Türkiye’nin üst düzey memurlarına ve milletvekillerine verilir” dedim. “O halde ben sizi ayakta karşılarım” dedi, şakayla. Ben de “Oturmana izin veriyorum” dedim. Gülüştük.

Ben, yeşil pasaportun ilgilinin aile efradını da kapsamasına karşı olduğum gibi, işe yarasın diye işadamlarına falan verilmesine de karşıyım. Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran yeşil pasaporttan medet umacağına AB ülkelerinin neden zorluklar çıkardığını düşünmeli, bulmalı ve AKP hükümetini sıkıştırmalı.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, “Ama vize meselesi artık konuşmaktan sıkıldığımız bir başlık ve aşmaya çalışmaktan yorulduğumuz bir bariyer haline geldi” demiş. Koskoca DEİK’nin koskoca başkanına durumdan şikâyetçi olmak hiç yakışmıyor.

Benden istemedikleri bir tavsiyede bulunacağım:

AB’ye tam üyelik için müzakereleri 3 Ekim 2005 tarihinde başlatılmıştı. Katılım sürecinin tamamlanması için gerekli olan 35 fasıldan Mayıs 2016 itibarıyla sadece 16’sı açıldı ve ancak biri kapatıldı.

2016 yılından bu yana katılım müzakereleri durmuş durumdadır. AB, Türkiye’yi insan hakları ihlalleri ve hukukun üstünlüğü alanındaki eksiklikleri nedeniyle suçladı ve eleştirdi. AB yetkilileri, Türkiye’de 2017 yılında yapılan anayasa referandumu ile oluşturulan güçlü cumhurbaşkanlığının, AB üyeliğine uygun olmadığı, Kopenhag Kriterleri’ni ihlal edeceğini söyledi. 20 Şubat 2019 tarihinde Avrupa Parlamentosu’nun bir komitesi, katılım müzakerelerinin askıya alınması yönünde oy kullandı. Daha bir yığın engel var. Durumdan şikâyetçi olanlar AKP hükümetinin AB’ye katılım sürecindeki aksaklık ve eksikleri giderilmesi için cumhurbaşkanlığını uyarmalı. Öyle “Armut piş ağzıma düş” kolaycılığı yok. Bu konuda suçu olmayan Avrupa Birliği kurallara uyulmasını istiyor. Siz de hükümeti sıkıştırın artık!

Bana bu engellerin nasıl aşılacağını soruyorsanız yanıtım şöyle: AB’nin kıyafetli balosuna cepken ve şalvarla giremezsiniz, önce baloya uygun bir kıyafet düzün! Anlaşıldı mı? Gerisi kolay.

İlgili Konular: #yeşil pasaport

Yazarın Son Yazıları

Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025
Önsöz olarak son söz

15 ve 17 Ağustos 2025 günlerinde üstat Sadri Maksudi Arsal’ın Teokratik Devlet ve Laik Devlet adlı kitabından aynen aktararak “Eski Türklerde din (1, 2)” başlığıyla yayımlamıştım.

Devamını Oku
31.08.2025