Yılgınlık
Özgür Mumcu
Son Köşe Yazıları

Yılgınlık

04.07.2018 02:28
Güncellenme:
Takip Et:

Cumhurbaşkanının neredeyse sınırsız yetkilerle donatıldığı yeni bir rejime girdik. Lime lime edilmiş kuvvetler ayrılığı ilkesi yerini bütün kuvvetlerin tek adamda toplandığı liderin dediği olur ilkesine bıraktı. Yürütmenin denetlenme imkânı yok. Haliyle demokrasiden ya da hukuk devletinden geriye de bir şey kalmadı. Hak ve özgürlükler, bunca sene sürmüş demokratikleşme çabasının ve hukuk devleti fikrinin gölgesinden arta kalan kırıntılar.

İktidarın Meclis çoğunluğunu yitirmesi, cumhurbaşkanının kararnamelerinin kanunlarla hükümsüz kılınmasına yol açabilirdi. Bu da Meclis’teki yeni çoğunluğun ülkenin demokratikleştirilmesi için uzlaşabilmesini ve yürütmeyi bir şekilde denetleyebilmesini sağlayabilecekti. Olmadı.

Yargının yürütmeyi denetleyebileceğini düşünmek ise hayal. Anayasa Mahkemesi’nin üyelerini tek adam belirleyecek. HSK’nin üyelerini de öyle.

OHAL kalkacak diye umutlanmanın da pek bir anlamı yok. Bu rejim zaten daimi bir OHAL vaat ediyor. Kaldı ki cumhurbaşkanı dilediğinde OHAL ilan edip OHAL kararnameleriyle ülkeyi idare edebilecek.

Yani, iktidarı ancak iktidarın kendi iradesi sınırlayabilir. İş, Erdoğan’ın keyfine kalmıştır. Buna da keyfi rejim denmekte. Hukuk devletinin kalmadığı, dolayısıyla hukuki güvencenin de ortadan kalktığı, insanların hangi fiillerinin nasıl sonuçlar doğuracağını hukuken öngöremeyeceği bir düzen.

Bu rejim, toplumsal kutuplaşmanın sürdürülmesine, baskı ortamına ve ekonomik kazanımlara muhtaç. Gelgelelim, kutuplaşma ve baskının, ekonomik büyümeye ket vuracağını tahmin etmek de güç değil.

Türkiye, dünyadaki yükselen eğilime de uyarak otoriter ve keyfi bir tek adam rejimine artık tam anlamıyla girdi.

Bütün şeytanlaştırmalara ve fikir farklılıklarına rağmen muhalefetin asgari müştereklerde ve demokrasiye dönüş konusunda yakaladığı uzlaşmayı bırakmaması gerek.

Başka ülkelerde otoriter yönetimlerden çıkışta, siyasi yelpazenin farklı yerlerinden gelenlerin uzlaşma ve birliktelikte ısrar etmesinin payı büyük.

Toplumsal ve siyasi muhalefetin üzerindeki baskılar daha da artacaktır. Muhalefet partileri arasında iç çekişmeler ve muhalefetin kimi unsurlarına iktidarın kanca atması da beklenmelidir. Bu şartlarda dahi muhalefet partilerinin demokrasiye dönüş konusunda kurdukları birlikteliği güçlendirip yaymaları şart.

Bu hem zor hem de uzun bir süreç. Ancak iktidar üzerinde herhangi bir denetim imkânı kalmamışken, toplumun yaklaşık yarısı tek adam rejimine karşı olduğunu bu siyasi partiler üzerinden dile getirmiş durumda. Yılgınlık kolay ve çekicidir. Uzlaşmak ve beraber hareket edebilmek ise çetin ve yorucu.

Ancak muhalefet partileri bunu başaramazsa, anlamlarını tamamen yitirerek beklenmedik bir hızla birer boş kabuğa ya da en fazla tek adam rejiminin gönülsüz payandalarına dönüşür.

Eldeki araçlar ve yollar iyiden iyiye kısıtlıdır. Bu kısıtlı imkânları yeni bir siyasi soluk alanı açmak için kullanmak ise tek çare.

Yazarın Son Yazıları

Tutuklu yargı

Tutuklu yargı

Devamını Oku
05.09.2018
Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Devamını Oku
30.08.2018
Kimiz biz?

Kimiz biz?

Devamını Oku
29.08.2018
Trump gidiyor mu?

Trump gidiyor mu?

Devamını Oku
23.08.2018
Milli birlik (22.08.2018)

Milli birlik

Devamını Oku
22.08.2018
Gemi ve kaptan

Gemi ve kaptan

Devamını Oku
15.08.2018
Yazık ettiniz efendiler

Yazık ettiniz efendiler

Devamını Oku
11.08.2018
Krizin faturası (08.08.2018)

Krizin faturası

Devamını Oku
08.08.2018
Trump, Erdoğan, Brunson

Trump, Erdoğan, Brunson

Devamını Oku
04.08.2018
Brunson meselesi

Brunson meselesi

Devamını Oku
02.08.2018
Yapalım yargıda şeyini...

Yapalım yargıda şeyini...

Devamını Oku
28.07.2018
Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Devamını Oku
25.07.2018
Anayasa yok

Anayasa yok

Devamını Oku
14.07.2018
Afrika tipi başkanlık

Afrika tipi başkanlık

Devamını Oku
11.07.2018
Muhalefet partilerinin hali

Muhalefet partilerinin hali

Devamını Oku
07.07.2018
Yılgınlık

Yılgınlık

Devamını Oku
04.07.2018
Soylu ne yapıyor?

Soylu ne yapıyor?

Devamını Oku
30.06.2018
Nasıl olacak? (28.06.2018)

Nasıl olacak?

Devamını Oku
28.06.2018
Demokrasi. Şimdi!

Demokrasi. Şimdi!

Devamını Oku
23.06.2018
Büyük uzlaşmaya doğru

Büyük uzlaşmaya doğru

Devamını Oku
20.06.2018
Bir hafta kala

Bir hafta kala

Devamını Oku
16.06.2018
Az kaldı

Az kaldı

Devamını Oku
13.06.2018
İhtimaller

İhtimaller

Devamını Oku
09.06.2018
Adayı alkışlamak

Adayı alkışlamak

Devamını Oku
06.06.2018
En tuhaf seçim

En tuhaf seçim

Devamını Oku
31.05.2018
Akıldışı

Akıldışı

Devamını Oku
30.05.2018
Nedir bu ‘senaryo’?

Nedir bu ‘senaryo’?

Devamını Oku
26.05.2018
Gençlik Bayramı

Gençlik Bayramı

Devamını Oku
19.05.2018
Tekme

Tekme

Devamını Oku
17.05.2018
Seçime damgasını vuranlar

Seçime damgasını vuranlar

Devamını Oku
16.05.2018
Bir umut

Bir umut

Devamını Oku
12.05.2018
T A M A M derken

T A M A M derken

Devamını Oku
10.05.2018
Sıkıcı manifesto

Sıkıcı manifesto

Devamını Oku
09.05.2018
Devlet imkânı

Devlet imkânı

Devamını Oku
03.05.2018
100 bin imza?

100 bin imza?

Devamını Oku
02.05.2018
Teşhis ve tedavi

Teşhis ve tedavi

Devamını Oku
28.04.2018
İlk tur, ikinci tur

İlk tur, ikinci tur

Devamını Oku
26.04.2018
Biraz dinlen

Biraz dinlen

Devamını Oku
25.04.2018
Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Devamını Oku
21.04.2018
Cin şişeden çıktı (18.04.2018)

Cin şişeden çıktı

Devamını Oku
18.04.2018