Görmenin ve anlamanın göreceli olduğu bir dünyada hakikati kim belirler?
Sadık Çelik
Son Köşe Yazıları

Görmenin ve anlamanın göreceli olduğu bir dünyada hakikati kim belirler?

12.06.2025 09:23
Güncellenme:
Takip Et:

Batı felsefesi binlerce yıldır görmeyi yüceltir. Duyular arasında en "akıllı", en "ruha yakın" olan hep görme sayılmıştır. Platon, Timaios’ta, “Görüşümüz gerçekten de bize en büyük yararı sağlamıştır,” der. Çünkü ona göre göz, zihnin kapısıdır; ruhun dışarıyı yokladığı bir uzantı.

İngilizce'de “I see” denir örneğin. Yani “Görüyorum.” Ama kastedilen çoğu zaman “Anlıyorum”dur. Çünkü zihnimiz, görmeyi anlamayla eşitler; sanki göz, yalnızca ışığı değil, hakikatin kendisini de içine çeker. Bakarız ve anladığımızı sanırız. 

Oysa çoğu zaman sadece bakmış oluruz, kurgulanmış, çerçevelenmiş, seçilmiş bir gerçeğe. 

Göz, gördüğünü teslim eder, fakat anlam, zihnin önceden kurduğu dünyada biçimlenir.

Görmenin doğrudan bir bilgi kaynağı olduğu inancı, modern çağın en büyük ve en tehlikeli yanılgılarından biridir.

Bugün artık yalnızca bakmıyoruz; maruz kalıyoruz. Her gün yüzlerce görselin, imgenin, çerçevelenmiş gerçekliğin içine düşüyoruz: Reklamlar, Instagram filtreleri, politik görseller, TikTok videoları, haber başlıkları, infografikler, kamera kayıtları… Görmek; artık sadece bir algılama biçimi değil. Görmek, aynı zamanda kanaat oluşturmak, karar vermek, hüküm vermek, hatta bazen infaz etmek…

Bahsettiğimiz bu görsel tahakküm çağını, Heidegger henüz 20. yüzyılın ortalarında sezmişti. “Artık dünyayı, bir imge olarak kavrıyoruz,” derken (The Age of the World Picture), yalnızca estetik bir dönüşü değil, varlığın bizzat temsile indirgenmesini kast ediyordu. Yani dünya artık olduğu gibi değil; bize gösterildiği, çerçevelendiği, sunulduğu biçimiyle vardı…

Bugün bu saptama, neredeyse ürkütücü bir doğrulukla gerçek oldu.

İmgeler artık yalnızca hayatı değil; kültürleri biçimlendiriyor, ideolojileri şekillendiriyor, siyasi hakikatleri inşa ediyor. Bir olayın görsel temsili çoğu zaman, o olayın kendisinden daha etkili. İmgeler yalnızca göstermiyor; aynı zamanda yönlendiriyor.

Biz ise tüm bu görüntüler selinde, kendimize şu soruyu sormadan yaşamaya devam ediyoruz: Gerçekten mi görüyoruz, yoksa yalnızca bizim için çoktan görülüp paketlenmiş olanı mı izliyoruz?

Asıl sorun ise şu: Bize gösterileni ancak, zaten görmek istediğimiz şeye benzettiğimizde kabul ediyoruz. Görsel gerçeklik, dışarıdan sunulmuş bir çerçeveyle, içeride çoktan kurulmuş bir inancın kesişiminde ortaya çıkıyor…

Ne gördüğümüz değil, neyi gerçek saymaya razı olduğumuz belirliyor algımızı!

GÖRÜNTÜ TEK, GERÇEK İSE BİRDEN FAZLA

İşte tam da bu yüzden, aynı görüntüye bakan iki insan, iki ayrı evrende yaşayabiliyor. 

Nasıl oluyor da aynı fotoğrafa bakanlardan biri “soykırım” diyor, diğeri “meşru müdafaa”?

Nasıl oluyor da bir kesim için bir tutuklama “adaletin tesisi” iken diğer kesim için “politik infaz” anlamına geliyor?

Cevap görüntüde değil. Cevap, o görüntünün hangi inanç zeminiyle buluştuğunda neye dönüştüğünde gizli.

Artık mesele neyin yaşandığı değil, neyin nasıl gösterildiği ve nasıl görüldüğü.

Yani gerçeklik dediğimiz şey, bir kameranın yakaladığı an değil; o anın kime, ne zaman ve hangi zeminde sunulduğu… Kişi çoğu zaman da hakikati değil, zihninin hazır olduğu gerçeği yakalar…

Gerçeği belirleyen fiziksel veri değil, onu nasıl “aydınlattığımız”, hangi ışıkla baktığımızdır. Işık, burada ideoloji olabilir, kimlik olabilir, medya dili olabilir, tarihsel deneyim olabilir… Hiçbirimiz dünyaya “silahsız gözle” bakmayız. Her bakış silahlanmıştır: Kimi değer yargılarıyla, kimi korkularla, geçmişle, sınıfla, inançla, aidiyetlerle, medya anlatılarıyla…

O nedenledir ki aynı görüntü, farklı ellerde farklı hakikat rejimlerine bürünüyor. Biz, hangi kampın içindeysek, o görüntünün hangi yüzünü göreceğimizi çoktan belirlemiş oluyoruz.

Bu belirleme, bu seçim, her zaman “ekmek hesabıyla” açıklanamıyor. Bu noktada bir oy, bir aidiyete, bir kimliğin sözde kutsallığına, bir anlatının tesellisine veriliyor. 

Kimi zaman korkular, geçmişin yükü, aidiyet arzusu öyle ağır basıyor ki; insan, kendi aleyhine olanı bile inanç kisvesiyle kutsuyor. En alt gelir grupları, çoğu zaman kendi yoksulluğunu derinleştiren, onu yok sayan ya da daha da bağımlılaştıracak politikaları destekliyor. Çünkü göz, inancın görmek istediğini seçiyor.

***

Ortada tek bir fotoğraf var: Gazze’de yıkılmış bir ev, altında cansız çocuk bedenleri. Bu bir sivil katliamdır, bir halkın yok edilişidir, adını koyarız; soykırımdır. Ama bir ötekisi çıkar ve aynı fotoğrafı meşru bir savunmanın kaçınılmaz bedeli olarak okur. 

CHP’li belediyelere yapılan operasyonlar, göz altılar, tutuklamalar…

Bir grup için bu kareler, “temiz eller” operasyonudur, adaletin gecikmiş ama yerini bulan tokadıdır.

Bir başka grup için aynı görüntüler, iktidarın muhalefeti bastırma refleksi, seçimle alınamayanın zorla alınma pratiğidir.

Ukraynalı bir sivilin enkaz altındaki görüntüsü, Batı basınında “Putin’in saldırganlığı”nın belgesi olurken;

aynı kare Rus televizyonlarında “Nazilerden kurtarılan halkın bedeli” olarak sunulabilir. Aynı görüntü bir yanda “suç delili”, bir yanda “kahramanlık belgesi” olarka okunabilir. 

Görüntü, savaşın silahsız cephesi haline gelir; bombaların değil, kameraların önünde kazanılır bazı mevziler.

Gezi Direnişi… Kimine göre gençliğin korkusuzca ayağa kalktığı tarihi bir uyanış, bastırılmış bir toplumda yakılan özgürlüğün o ilk kıvılcımı, kimine göre darbe provası.

15 Temmuz… Kimine göre halkın destansı direnişi, kimine göre kontrollü bir kalkışma senaryosu.

Çözüm süreci… Kimine göre tarihi bir barış ve demokratikleşme umudu, kimine göre terörle pazarlık masası.

KHK ile ihraçlar… Kimine göre devletten temizlenmesi gereken unsurların tasfiyesi, kimine göre toplu bir sivil kıyım.

İstanbul Sözleşmesi… Kimine göre kadınların yaşam güvencesi, kimine göre toplumsal yapıya tehdit.

Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması… Kimine göre tarihi bir zafer, kimine göre laikliğe indirilen sembolik bir darbe.

Hatta Cumhuriyet Bayramı kutlamaları… Kimine göre halkın iradesiyle taçlanmış bir uygarlık yürüyüşü, kimine göre jakoben bir rejim dayatması.

Kurban Bayramı bile… Kimine göre inancın en derin ifadesi; teslimiyetin, paylaşmanın ve kutsallığın simgesi. Kimine göre vahşet, kan… Beslenmek için olmayan, anlamsız bir kıyım sahnesi.

Örnekler sınırsız…

***

Sonuç olarak, hakikat dediğimiz şey, çoğu zaman çıplak bir gerçek değil, üzerine binlerce anlam yapıştırılmış bir görüntüdür. Çoğu zaman bize gösterilmek istenenle, bizim görmekten memnun olduğumuzun kesişiminden ibarettir.

O halde herkesten önce kendimize, “nasıl görüyoruz?”, “neye göre böyle görüyoruz?” diye sorabilmeliyiz. Çağın bu görsel kalabalığında gerçeğe ulaşmak için gözümüze değil, zihnimize dönmeliyiz:

Ben neye bakıyorum?

Neyi görmeye razıyım?

Neyi görmemeyi seçiyorum?

Görüntüye değil, anlamın nerede üretildiğine bakmak… Çünkü göz görür doğru ama bugün hakikati ancak zihinsel bir çabayla fark edebiliriz. 

Bakmak kolaydır. Görmek zaman, anlamak cesaret ister. Hakikati seçmek ise çoğu zaman kalabalıktan kopmayı, bedel ödemeyi ve konforlu yalanlardan vazgeçmeyi göze almaktır.

Yazarın Son Yazıları

Kötülüğün yeni yurdu

Psikoloji, hukuk, dinler ve gündelik ahlakın ortak ezberinde kötülük, bireyin içindeki karanlıkla açıklanır.

Devamını Oku
04.12.2025
Kasım Üzerine: Dökülmenin ve Hatırlamanın Zamanı

Kasım, takvimin yalnız ayı.

Devamını Oku
20.11.2025
Sadakat Çağında Muhalif Kalmak

Bir toplumun neye güven duyar? Akla mı, yoksa itaate mi?

Devamını Oku
13.11.2025
Bir Tapınağın Hikâyesi: Mekânlar Değişiyor, İnsan Hep Aynı Savaşın İçinde

Denizden 150 metre yukarıda, Akropolis’in kayalık tepesinde yükselen sütunlar…

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyetin aynasında bugün

Türkiye’de uzun zamandır yeni bir fikir doğmuyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Bir ahlak meselesi… Temiz eller, kirli zihinler

Ahlak; herkesin ağzında dolaşan fakat kimsenin pek de hayatına almadığı kelime.

Devamını Oku
24.10.2025
Bir Mahpusluk Halidir Bu Memleket

Bir ülkeyi anlamak için hapishanelerine, yani adaletin son durağına bakabilirsiniz.

Devamını Oku
16.10.2025
Öfkenin İkliminde Yaşamak: Adaletin Suskun, Zorbanın Gür Olduğu Bir Ülke

Toplum adeta bir gerilim teline dönmüş durumda; dokunan yanıyor, çekilen tınlıyor, kimse sesin kime ait olduğunu ayırt edemiyor.

Devamını Oku
10.10.2025
Gücün yakıcılığı, çekiciliği ve kontrol edilebilirliğinin önemi

Güç, insanlık tarihinin en eski büyüsüdür: Çekici olduğu kadar sınayıcıdır da insana kendini tanrı sanma yanılsaması verir...

Devamını Oku
02.10.2025
Kayıp Meslekler, Kırık Hayatlar

İnsan yalnızca yaşayan, tüketen bir beden değildir; aynı zamanda anlam üreten, topluma katkı sunan bir varlıktır.

Devamını Oku
25.09.2025
Manşetlerin Gölgesinde “Hayat”

Her gün televizyonda, gazetelerde, sosyal medyada büyük sözler, manşetler, olağanüstü gelişmeler, son dakika olaylar…

Devamını Oku
18.09.2025
Eylül Manzarası: Eşitsizlikten Umuda Eğitim

“Çok çalışırsan her şeyi başarırsın”.

Devamını Oku
04.09.2025
Tarım, Toplum ve Gelecek: Bir Yeniden Kuruluş Çağrısı

Tarım, Toplum ve Gelecek: Bir Yeniden Kuruluş Çağrısı

Devamını Oku
21.08.2025
Aşktan Öte Dertler…

İnsanoğlunun istila ettiği bu yeryüzü, artık sadece coğrafyaların değil, dertlerin de haritası.

Devamını Oku
14.08.2025
Kendine mahkum, aşka ve suça kör

Var olmak için nefes almak yetmez; insan bir yere ait hissetmek ister, bağ kurmak.

Devamını Oku
07.08.2025
Her yaz aynı alevlere uyanmak kader değil!

Dünyanın nefes almayı unuttuğu yıllar…

Devamını Oku
31.07.2025
LGS ve Eğitimin Hal-i Pürmelali, Siyasi Ahlakın Evrildiği Yer ve Bahçeli’nin Temsil Önerisinin Anlattıkları

Bu yıl LGS’de 500 tam puan alan 719 öğrenciyle rekor kırıldı. Geçtiğimiz yıl bu sayı 352’ydi. Sınav zor; ama başarı fazla…

Devamını Oku
24.07.2025
Speed ve Galata: Sistem Hatası Veriyor - Kulenin Tepesinden Bakınca Görünen; Liyakatsizlik

İstanbul’un siluetine yüzyıllardır tanıklık eden Galata Kulesi…

Devamını Oku
17.07.2025
Dev aynasındaki bireyler ve hakikatin yerine geçenler

Dev aynasındaki bireyler ve hakikatin yerine geçenler

Devamını Oku
10.07.2025
Ütopyanın Maskesi, Distopyanın Gölgesi

Bir hayal ve bir kâbus: Ütopya ve distopya. Genellikle “var olmayan dünyalar” diye tanımlanırlar.

Devamını Oku
03.07.2025
İsrail-İran Savaşı Ekseninde Çivisi Çıkan Dünya

İnsanlığın kolektif aklı çöküyor gibi uzunca bir zamandır...

Devamını Oku
19.06.2025
Görmenin ve anlamanın göreceli olduğu bir dünyada hakikati kim belirler?

Batı felsefesi binlerce yıldır görmeyi yüceltir. Duyular arasında en "akıllı", en "ruha yakın" olan hep görme sayılmıştır. Platon, Timaios’ta, “Görüşümüz gerçekten de bize en büyük yararı sağlamıştır,” der. Çünkü ona göre göz, zihnin kapısıdır; ruhun dışarıyı yokladığı bir uzantı.

Devamını Oku
12.06.2025
Kendi Celladına Aşık Olmak: Gücün Büyüsüne Kapılan Toplumlar

Toplumlar bazen göz göre göre karanlığa yürür. Hatta yürümekle kalmaz, o karanlığa âşık olurlar. Tıpkı bazı bireylerin kendine zarar veren ilişkilerde ısrarla kalması gibi.

Devamını Oku
29.05.2025
Dans Vebası: İnsanlığın Ayaklarıyla Çığlık Atışı

1518 yazı. Strasbourg’un taş sokaklarında bir kadın, Frau Troffea, kimseye aldırmadan dans etmeye başladı. Ne müzik vardı ne şenlik. Zaten yüzünde de neşeye dair tek bir iz yoktu.

Devamını Oku
22.05.2025
İstanbul’u imar adaleti kurtaracak (Değiştirilmesi Gereken Boğaziçi İmar Yasası ve Kentsel Dönüşüm)

İstanbul'u imar adaleti kurtacak (DEĞİŞTİRİLMESİ GEREKEN BOĞAZİÇİ İMAR YASASI VE KENTSEL DÖNÜŞÜM)

Devamını Oku
01.05.2025
Ülkenin Gerçek Beka Sorunu: Umudu Tükenen Toplumlarda Nüfus Kaçınılmaz Olarak Yaşlanır

Ülkenin Gerçek Beka Sorunu: Umudu Tükenen Toplumlarda Nüfus Kaçınılmaz Olarak Yaşlanır

Devamını Oku
24.04.2025
Sadece Ahmet Değil: Bu Ülkede İyilik Konu Edildi, Kötülük Sıradanlaştı

Sadece Ahmet Değil: Bu Ülkede İyilik Konu Edildi, Kötülük Sıradanlaştı

Devamını Oku
17.04.2025
Beyin Göçü Savaşları veya Zekânın Büyük Kaçışı: Türkiye Neden Tutamıyor?

Beyin Göçü Savaşları veya Zekânın Büyük Kaçışı: Türkiye Neden Tutamıyor?

Devamını Oku
20.03.2025
Suriye'de Alevi katliamı; göz ardı edilen kan ve gözyaşı ve diğer yaşananlar

Suriye'de Alevi katliamı; göz ardı edilen kan ve gözyaşı ve diğer yaşananlar

Devamını Oku
13.03.2025
Kritik Trump-Zelenski Zirvesinin Perde Arkası: Güç Oyunları, Bir Kez Daha Kürt Açılımı ve Edip Akbayram’ın Ardından…

Kritik Trump-Zelenski Zirvesinin Perde Arkası: Güç Oyunları, Bir Kez Daha Kürt Açılımı ve Edip Akbayram’ın Ardından…

Devamını Oku
06.03.2025
Boşvermişlik Yangınları: Teğmenlerin İhracından Otel Trajedisine Bir Toplumsal Duyarsızlığın Anatomisi

Boşvermişlik Yangınları: Teğmenlerin İhracından Otel Trajedisine Bir Toplumsal Duyarsızlığın Anatomisi

Devamını Oku
06.02.2025
Toplumun Karanlık Kavşakları: Bir mimarın son durak hikâyesi, trafik çilesi ve asfalt üzerinde insanlık cinneti

Toplumun Karanlık Kavşakları: Bir mimarın son durak hikâyesi, trafik çilesi ve asfalt üzerinde insanlık cinneti

Devamını Oku
26.12.2024
Hakikat yorgunu bir toplum: Beyin çürümesi, haksızlıklar, hukuksuzluklar, adaletsizlikler

Hakikat Yorgunu Bir Toplum: Beyin Çürümesi, Haksızlıklar, Hukuksuzluklar, Adaletsizlikler

Devamını Oku
18.12.2024
Suriye’nin Küllerinden Yükselen Kaos: İnsan Hakları Günü’nde Yeni Haritalar, Yeni Sınavlar

Suriye’nin Küllerinden Yükselen Kaos: İnsan Hakları Günü’nde Yeni Haritalar, Yeni Sınavlar

Devamını Oku
17.12.2024
Suriye’nin küllerinden yükselen kaos: İnsan Hakları Günü’nde yeni haritalar, yeni sınavlar

Suriye’nin küllerinden yükselen kaos: İnsan Hakları Günü’nde yeni haritalar, yeni sınavlar

Devamını Oku
10.12.2024
Machiavelli'nin Gölgesinde Modern Siyasetin Zalim Oyunları; Türkiye’den Suriye’ye

Machiavelli'nin Gölgesinde Modern Siyasetin Zalim Oyunları; Türkiye’den Suriye’ye

Devamını Oku
04.12.2024
Öncesi ve sonrasıyla Kılıçdaroğlu’nun tarihi savunması

Öncesi ve sonrasıyla Kılıçdaroğlu’nun tarihi savunması

Devamını Oku
26.11.2024
Yalnız değilsiniz: Dost uzanan eller uzak olmasın…

Yalnız değilsiniz: Dost uzanan eller uzak olmasın…

Devamını Oku
20.11.2024
Mülksüz yeni nesil ve İzmir, Selçuk’ta mülksüzlük içinde kaybolan 5 minik can

Mülksüz yeni nesil ve İzmir, Selçuk’ta mülksüzlük içinde kaybolan 5 minik can

Devamını Oku
14.11.2024
Yenidoğan Çetesi ve MHP Genel Başkanı Bahçeli Öcalan'a umut hakkı istedi

Yenidoğan Çetesi ve MHP Genel Başkanı Bahçeli Öcalan'a umut hakkı istedi

Devamını Oku
23.10.2024