Başbakan Davutoğlu’nun Brüksel’de AB ile mülteciler konusunda varılan anlaşmayı “tarihi bir gelişme” olarak nitelemesine ve hükümet çevrelerinin bunu büyük başarı olarak lanse etmelerine rağmen işin pek de öyle olmayabileceğine dair işaretler var.
Her şeyden önce anlaşmanın çok kısa zamanda uygulanmaya başlanmasını öngören bir takvimin ortaya konmuş olmasına karşın, bunun nasıl başarılacağı belli değil. Anlaşmanın en hararetli destekçisi olan Almanya Başbakanı Merkel’in sözleri bu konuda fazla umut vermiyor.
Merkel, bu anlaşmayla “geri dönüşü olmayan bir momentumun kazanıldığını” söylese de, anlaşmanın ciddi zorluklarla karşılaşacağından emin olduğunu belirtmekten de geri kalmadı. “Aşılması gereken çok büyük yasal engeller bulunuyor” diyerek karşılaşılacak sorunlara işaret etmiş oldu.
Varılan anlaşma, Türkiye’nin toprakları üzerinden Avrupa’ya kaçak giren tüm mültecileri geri kabul etmesi, buna karşın Avrupa’nın Türkiye’ye geri gönderdiği her mülteci karşılığında yasal yollardan bir mülteci kabul etmesini öngörüyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ile Uluslararası Af Örgütü, varılan anlaşmanın uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirtiyorlar. Mültecilerin temyiz hakkı olmaksızın toplu halde apar topar geri gönderilmelerinin yasal olmadığını vurguluyorlar.
İnsan hakları örgütleri, Türkiye’nin insan hakları açısından “güvenli ülke” statüsünde bir ülke olmadığına da işaret ederek “güvenli ülkeye” varan mültecilerin “güvensiz ülkelere” iade edilmelerinin de yasal olmadığını vurguluyorlar. Bu tür itirazlar, varılan anlaşmanın ulusal olduğu kadar uluslararası mahkemelere taşınabileceğini gösteriyor. Dahası, mahkemelere taşınmadan önce ulusal meclislerde ciddi engellerle karşılaşacağına işaret ediyor. Türkiye’ye mülteciler için vaat edilen maddi yardımların da bazı üye ülkelerin yaratacakları engellere takılması olasılığı mevcut.
Avrupalı yetkililerin ifadelerinden Türkiye’nin kazandığı belirtilen vize serbestisinin de sanıldığı kadar kolay ve çabuk bir süreç olmayacağını gösteriyor. Ankara’nın bu konuda sadece 72 zorlu kriteri yerine getirmesi gerekmeyecek, bu serbestiye karşı çıkan AB üyelerinin yaratacakları engelleri de aşması gerekecek.
Aynı şeyi Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin hızlandırılması konusunda verilen söz için de söylemek mümkün..
Anlaşmayı ciddi zorluklar bekliyor
Yazarın Son Yazıları
Kahraman’ın sözleri yararlı oldu
Gül’ün adı niçin yok?
Dış politikada demagojiye devam...
Çağdaşlık treni kaçıyor
Erdoğan’ın istediği sonucu alması zor görünüyor
Batı'nın tonu giderek sertleşiyor
Türkler Preet Bharara’yı niçin bu kadar çok seviyor?
Akılcı perspektiflerin kaçınılmaz zorunluluğu
Erdoğan’ın ABD ziyareti
Erdoğan’a diplomatik ‘mukabele-i bilmisil’
Erdoğan sevmese de diplomasi kuralları değişmez
Belçika’yı topa tutarken kendi zafiyetlerimizi unutmayalım
Ülkenin gidişatı hiç de parlak değil
Anlaşmayı ciddi zorluklar bekliyor
Liderler ‘yıkım senaryolarından’ medet ummamalı
Gün elbirliği ile çözüm arama günüdür
Mülteci anlaşmasının ‘getirisi’ ve ‘götürüsü’
Davutoğlu’nun İran ziyareti...
PYD’nin durumu sanıldığı kadar sağlam görünmüyor
Gerçek gazetecilere karşı yürütülen algı operasyonu
Yoksa AKP Sünni Araplara güvenmiyor mu?
Etrafımızdaki çember daralıyor
Ortadoğu bataklığına sürüklenmemeliyiz
Umarız ‘büyüklerimiz’ ne yaptıklarını biliyorlar
AKP’nin Türkiye için yarattığı Suriye hezimeti
Suriye gerçeğini ‘Eyli meyli’ çıkışlarla anlamak mümkün değil
Erdoğan'a sitemden başka seçenek kalmadı
Rusya ile çatışma olasılığı yabana atılamaz
Türkiye’nin PYD baş ağrısı bitmiş değil
Türkiye’nin PYD sınavı
Biden ziyareti anlaşmazlıkların altını çizdi
Davutoğlu’nu dinleyen var mı?
Davutoğlu’nun çıktığı Avrupa turunun arka planı
‘Akıllı dış politikanın’ kaçınılmaz önemi
AKP ‘coğrafyanın intikamı’ ile tanışıyor
Türkiye adına kim konuşuyor?
Türkiye Cumhuriyeti’nin içine düşürüldüğü vahim durum
Dış politikada zor bir yıl bekliyor bizi
Bölge yeniden şekillenirken Türkiye’nin rolü ne olacak?
Amerika’daki Donald Trump vakıası