'6 Ay'ın Gerçekleri...
Server Tanilli
Son Köşe Yazıları

'6 Ay'ın Gerçekleri...

06.12.2008 06:34
Güncellenme:
Takip Et:

13 Kasım 1918de, Mustafa Kemalin, Mondros Ateşkes Antlaşmasından iki hafta sonra İstanbula geldiği tarihte, işgal güçlerini İstanbula taşımış gemilerin namlularını Saraya çevirdikleri bir ortamda, Haydarpaşadan karşıya geçerken işgalcilere bakıp Geldikleri gibi gidecekler bir gün dediği ünlüdür.

Yenilgiye daha o gün karşı çıkıyordu.

Ne var ki, düşman kavi talih zebun idi o sıralar. Yurt kurtarılacaksa, onu örgütlemek gerekiyordu. Nitekim, o tarihten bir 6 ay sonra, Mustafa Kemal, 16 Mayıs 1919da Bandırma vapuru ile Samsuna doğru İstanbuldan ayrılıyordu.

Ne olmuştu bu 6 ay içinde?

Çağdaş tarihimiz üstüne değerli çalışmalar yapmış olan Alev Coşkun, Cumhuriyet Kitapları arasında çıkan dev bir eserle bu konuda da gerçekten aydınlatıcıdır.

*

Söz konusu dönemde, İstanbul, olağanüstü koşullar içindedir.

Başta, bir düşman işgali vardır.

İngiliz, Fransız ve İtalyan güçleri kuş uçurtmazlar. Bir yanda işgal güçlerine omuz veren azınlıklar, her tarafta cirit atan casuslar, İngiliz işbirlikçileri; öte yanda, işgal edilmiş bir payitahtın üzgün, bitkin ve yorgun Türkleri... Bellidir ki, Osmanlı devleti yüreğinden vurulmuştur; bir imparatorluğun son demleridir yaşanan. Ne var ki, tarih diyalektik gelişir, o yaşanacaktır gecikmeden.

Umut, ordudadır. Çünkü, her şeye karşın, milliodur ve disiplin ondadır. Büyük bir değişiklik de vardır: Enver, Cemal ve Talatlar, korkunç yanılgılarının sonucu yurttan kaçmışlardır. Gözler, yeni bir kuşaktadır: Mustafa Kemal, Kâzım Karabekir, Rauf Orbay, Ali Fuat Paşalar; ve Genelkurmayda ve Harbiye Bakanlığında daha gençler...

Hepsi ilişki içindedirler.

Hepsinde yıldız olarak görülen de, Mustafa Kemal Paşadır. Niçin öyle? Çünkü, bütün başarıları bir yana,Anafartalar Kahramanıdır o!

Yenilmemiş bir Çanakkaleden geliyordu...

Bir düşünceden ötekine geçilir ve siyasal girişimde bulunur: Birinde, Mustafa Kemal Harbiye Bakanı olmak ister. İkinci bir aşamada, barışçı yollardan ihtilalci yöntemlere geçilir. Üçüncü aşamada, Anadoluya geçiş kararına varılır.

Bir gün de, gökten inen bir müjde gibi, İngilizler bir nota verirler. Anadoluya geçilecektir. Mustafa Kemalin ağır basan kişiliğine bakınız: Yetki kararnamesini bizzat yazdıracaktır...

Bütün bu süreçte bir görülen de, ast-üst ilişkisinden önce askerdeki yurtseverliktir: Nitekim, Anadoluya geçildiğinde, çok sürmez Mustafa Kemalin görevine son verildiğinde, Ali Fuat Paşanın ilk yaptığı, İstanbulun kararını suratlara çarpar, başkaldırmıştır. Ve Karabekir Paşa da, bizzat gelir Mustafa Kemalin önünde hazır olup -bugün de duygulandırıp ağlatan- o ünlü selamını verir: Emrinizdeyim!”

Samsundan önce kurtuluş için çare arayan Mustafa Kemal ve arkadaşlarının öyküsü bir destandır.

Alev Coşkunun 6 Ayı bunu anlatıyor...

Samsundan önce bilinmeyeni tarihin aydınlığına çıkararak...

*

Peki, gerçekleri bir yana atıp yalanlara ve uydurmalara da sapmak neden?

Yok Vahdettin, Mustafa Kemali Anadoluya göndermişmiş. Peki, aynı sultan, nasıl olmuş da kararından sonra dönmüştür? Daha da utanç verici olanı, Vahdettinin, düşmanla işbirliği yapıp sonunda gidip onlara sığınması neden?

Yok, Mustafa Kemal Paşa saraya damat olmak istemiş, olamayınca da Hanedana düşman kesilmişmiş...

Tarihe böyle bakılır mı? Böyle bakanlara da ne denir?

Alev Coşkun, 6 Ay adlı eseriyle, tarihe nasıl bakılacağının dersini de veriyor ve bunu yaparken, bugün de aramızda dolaşan ifritleri teşhir ediyor...

Yazarın Son Yazıları

Türkiye Nereye Gidiyor?

Soğuk savaş dönemi sonrası düzenini arayan bir dünyada Türkiye nereye gidiyor? Nasıl şekillendirilmek isteniyor? Server Tanilli analiz ediyor...

Devamını Oku
10.08.2009
Masal ve Gerçek...

Devamını Oku
07.02.2009
Profesör Yalçın Küçük'ün Dedikleri...

Devamını Oku
31.01.2009
Son Günlerde...

Devamını Oku
24.01.2009
Çukurova Fuarı'ndan Haberler...

Devamını Oku
17.01.2009
TÜYAP Çukurova'da...

Devamını Oku
10.01.2009
2009 Yılına Başlarken...

Devamını Oku
03.01.2009
Gelip Durduğumuz Noktada...

Devamını Oku
27.12.2008
Yıl Biterken Kısa Notlar...

Devamını Oku
20.12.2008
Strasbourg Muamması

Devamını Oku
13.12.2008
'6 Ay'ın Gerçekleri...

Devamını Oku
06.12.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 8

Türkiye’de ciddi bir muhalefete ihtiyaç belirtilirken, özellikle “güçlü bir sol seçenek”, bir “sosyal demokrat parti” beklentisinde görüş birliği açık. Ama büyük bir sol parti kurmak ve yığınları arkasına da alarak iktidara gelmek asıl sorun.

Devamını Oku
29.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 7

Kemalizmin aydınlanma ve çağdaşlık yolunda ilerleme çabaları 1950’lerde engellenmeye başlandı.

Devamını Oku
29.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 6

Demokrasimizin bir temel sorunu da “Kürt sorunu”dur. Büyük bir gecikmeyle fark ettiğimiz bu sorunu, uzun bir süredir, kâh üstünde düşünerek, kâh dövüşerek yaşıyoruz.

Devamını Oku
29.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 5

Kadın sorunu “cinsel” bir ayrımcılığa dayanır, dünya çapındadır ve hep günceldir. Nerede olursa olsun, erkeklerle kadınlar arasında güdülen derin eşitsizlik, bir vesileyle patlak verir. Ülkesine göre, kadınların çalışma yaşamında ya da eğitim olanaklarından yararlanmada açık bir eşitsizlik ya­şanır; ya da siyasal iktidarı kadınlarla erkeklerin eşitçe paylaşmaları yolunda -kadınlar aleyhine- bir “temsil edil­meme” durumu vardır.

Devamını Oku
29.11.2008
Bülent Tanör'ü Anarken...

Devamını Oku
29.11.2008
Çetin Günlerimiz Başladı...

Devamını Oku
22.11.2008
Bir Yol Ayrımında

Devamını Oku
15.11.2008
TÜYAP 27. İstanbul Kitap Fuarı Sürüyor...

Devamını Oku
08.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor ? / 4

Eğitimin yaptığı iki şey var: Biyolojik olarak -insana özgü yetilerle- dünyaya gelen insan yavrusunu büyütüp yetişti­rerek topluma kazandırmak; bunun yanı sıra, toplumda maddi ve manevi bir birikimi aktarırken, onu, içinde doğup yetiştiği bir yurdun, giderek bir devletin değer ve idealleri ile donatmak, yani bir yurttaş yaratmak.

Devamını Oku
03.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 3

Ülkemizde demokrasiye doğru yürürken yapılan bütün seçimler, ‘biçimsel demokrasi’ adına ya­pıldı ama bir türlü ‘gerçek demokrasi’miz olmadı, çünkü demokrasimiz, ‘sol’ ve ‘sosyalizm’ yasaklarıyla kuşatıldı.

Devamını Oku
03.11.2008
Türkiye nereye gidiyor? / 2

Türkiye’de devletçilik, kapitalizmin zıddı olan bir sistem olarak düşünülmemiş, tersine, kapitalizmi geliştirici bir “yedek güç” olarak ele alınmıştır. Devletçilik politikası, ekonominin temel yapısının kurulması yolunda önemli kazançlar sağlamıştır.

Devamını Oku
02.11.2008
Türkiye nereye gidiyor? / 1

20. yüzyılın son çeyreğiyle başlayan ve bugün de süren şaşırtıcı gelişmeler dünyasındayız. En başta geleni de şu: 1950-1970’li yılların dünya dengesinin iki sütunundan biri, Birleşik Amerika’nın karşısında Sovyetler Birliği, üstelik doğrudan bir saldırıya uğramadan -80’li yıllar boyunca- içerden aşınır ve sonunda uydularıyla beraber birden çöker.

Devamını Oku
02.11.2008
Ankara ve Oradan TÜYAP'a...

Devamını Oku
01.11.2008
Türkçenin Ses Bayrağı...

Devamını Oku
25.10.2008
Konumuz Kapitalizmin Kendisidir...

Devamını Oku
18.10.2008
Gitgide Kararan Bir Ufka Bakıp...

Devamını Oku
11.10.2008
Büyüklere Kitaplar...

Devamını Oku
04.10.2008
Birkaç Gün Sonra Bayram...

Devamını Oku
27.09.2008
Yeni Bir Yol Açmak...

Devamını Oku
20.09.2008
Sol'u Yeniden Düşünmek...

Devamını Oku
13.09.2008
Bir Yanıt, Bir Özür...

Devamını Oku
06.09.2008
Pekin Olimpiyatları'nın Ardından

Devamını Oku
30.08.2008
Laik Cumhuriyeti Savunmak

Devamını Oku
17.08.2008
Haftanın Sonunda İzmir'deyiz...

Devamını Oku
11.08.2008