Bülent Tanör'ü Anarken...
Server Tanilli
Son Köşe Yazıları

Bülent Tanör'ü Anarken...

29.11.2008 06:51
Güncellenme:
Takip Et:

Bülent Tanörün aramızdan ayrıldığı tarihe, 28 Kasım 2002ye dikkat ettiğimde farkına varıyorum: Hızla geçmiş zaman...

Dün gibi acı!..

Arkasında bıraktığı fikri miras da tazeliğini sürdürüyor: Anayasa kültürümüzde derinliğine kökleşmiş. Ele aldığı konular da öylesine işlenmiş ki, içlerinde güncel bir mesaj yanı başımızda duruyor.

Yeni bir kitabı da bunu gösteriyor...

*

Cumhuriyet gazetesi, 1976-1977 Yunus Nadi Yarışmasının konusunu, Anayasal Gelişmeler olarak belirtmişti: Ya belli bir dönem ya da belirli bir anayasal kurum incelenecekti; veya 100 yıllık anayasal gelişmelerimize toplu bir bakış olacaktı.

Bülent Tanör, bu yarışmaya katılmış ve ikinci türden bir inceleme yapmıştı: “Anayasal Gelişme Tezleri adını verdiği çalışma, onun ölümünden 6 yıl sonra, Yapı Kredi Yayınlarında önümüzde.

Bu döküm, ilginç, özgün ve öğreticidir.

Tanör, çağdaş tarihimizde, dört anayasal gelişme tezi tespit ediyor: Bunlar da Kemalist, gelenekçi-İslamcı, popülist ve sosyalist anayasal gelişme tezleridir.

1. Kemalist anayasal tezler, şu üç hedefte özetlenmiştir: a) Türkiyeyi ulusal bir devlet-millet yapmak; b) Laik cumhuriyeti kurmak ve her türlü iç ve dış etkilere karşı korumak; c) Siyasal-ekonomik-kültürel bağımsızlığı kurmak ve korumak.

Kemalist anayasal tezler, Aydınlanma çığırıyla iç içe, siyasal bilim ve anayasa hukuku doktrinimizde önemli bir yer tutarlar. Zaman içinde önemli değişmelere uğramış bu gelişmeler, Kemalizmin yükseliş dönemi, gerileme dönemi ve yeniden canlanma döneminde özellikler taşır.

2. Gelenekçi-İslamcı tezlerin tarihsel bağları ve özellikleri olsa da, nasıl Kemalist anayasal tez kendinden önceki feodal kamu hukukuna bir tepkiyi dile getirdiyse, Cumhuriyet sonrası gelenekçi-İslamcı anayasal tezler de, aslında Kemalizme karşı bir tepkiyi temsil ederler. Kemalizm hayranlığından İslamcı-gelenekçi tezlerin savunuculuğuna savrulmuş olan Ali Fuat Başgilden başlayarak...

3. Popülist anayasal gelişme tezlerinin birleştirici noktası siyasal ve anayasal gelişmelerimizi, bürokrasi adını verdikleri bir tabaka ya da sınıf ile halk adını verdikleri kesim arasındaki çelişkiyle açıklamalarıdır. Bu şemada, egemen ve ezen rolünü oynayan bürokrasidir.

4. Türkiyenin siyasal ve anayasal gelişmeleriyle ilgili sosyalist tarih teziyse oluşumunu tamamlamış sayılamaz. Ancak, şimdiden bu yolda birtakım temeller atılmış, sosyalist açıdan anayasal gelişme tahlilleri ortaya çıkmıştır.

*

Tanör, eserinin sonunda, anayasal gelişme tezlerinin dökümünün yanı sıra, önemli eleştirilere de yer verir.

Kemalist anayasal tezlerin evrimi, Türkiyedeki ulusal burjuva devrimci hareketin yükselme, gerileme ve yeniden canlanma dönemleriyle yakından ilgilidir; uluslaşma ile Batılılaşma arasında gidip gelmiştir. Ancak, bütün Kemalist anayasal tezlerin ortak yönü de, Kemalizmin ve Kemalist dönem anayasal gelişmelerimizin sınıfsal anlamını, burjuva niteliğini görmemektir. Bu yüzden, bu tezlerde ulusal (antiemperyalist) ve demokratik (antifeodal) yönlerinin gösterilmesine karşılık, emekçi halk kitleleri üzerindeki baskıcı yanı göz ardı edilmektedir.

Öte yandan, gelenekçi-İslamcı anayasal gelişme tezleriyse, gerileyen ve yok olmaya mahkûm bir sınıfın (feodalitenin) ideolojik savunma hareketinin bir parçası durumundadır. Bunların tepeden tırnağa reddiyeci oluşları bu yüzdendir.

Popülist anayasal gelişme tezlerine gelince, bunların ayırt edici ve ortak yanıinkârcılıktır.

Sosyalist anayasal gelişme teziyse, anayasal gelişmelerimizin itici gücünü, sınıf mücadelesi yasasını Türkiyeye özgü biçimleri açısından kavrayan tezdir.

Son olarak, Bülent Tanör yaşasaydı, 2002’de ülkenin üstüne çöken İslamcı felaketin, AKPnin muhasebesini nasıl yapacaktı? Hele, onun ardına takılan liberallere ne ad verecekti? Bir de, sivil anayasa adına AKPnin oynamak istediği oyuna gelip koşanlara nasıl bakacaktı? Ama şu kesindir: Son günlerde, anayasanın değişmez maddelerine bakarken, laik Cumhuriyetin yıkılmasına fütur etmeyen anayasacıları hiç affetmeyecekti!..

 

Yazarın Son Yazıları

Türkiye Nereye Gidiyor?

Soğuk savaş dönemi sonrası düzenini arayan bir dünyada Türkiye nereye gidiyor? Nasıl şekillendirilmek isteniyor? Server Tanilli analiz ediyor...

Devamını Oku
10.08.2009
Masal ve Gerçek...

Devamını Oku
07.02.2009
Profesör Yalçın Küçük'ün Dedikleri...

Devamını Oku
31.01.2009
Son Günlerde...

Devamını Oku
24.01.2009
Çukurova Fuarı'ndan Haberler...

Devamını Oku
17.01.2009
TÜYAP Çukurova'da...

Devamını Oku
10.01.2009
2009 Yılına Başlarken...

Devamını Oku
03.01.2009
Gelip Durduğumuz Noktada...

Devamını Oku
27.12.2008
Yıl Biterken Kısa Notlar...

Devamını Oku
20.12.2008
Strasbourg Muamması

Devamını Oku
13.12.2008
'6 Ay'ın Gerçekleri...

Devamını Oku
06.12.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 8

Türkiye’de ciddi bir muhalefete ihtiyaç belirtilirken, özellikle “güçlü bir sol seçenek”, bir “sosyal demokrat parti” beklentisinde görüş birliği açık. Ama büyük bir sol parti kurmak ve yığınları arkasına da alarak iktidara gelmek asıl sorun.

Devamını Oku
29.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 7

Kemalizmin aydınlanma ve çağdaşlık yolunda ilerleme çabaları 1950’lerde engellenmeye başlandı.

Devamını Oku
29.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 6

Demokrasimizin bir temel sorunu da “Kürt sorunu”dur. Büyük bir gecikmeyle fark ettiğimiz bu sorunu, uzun bir süredir, kâh üstünde düşünerek, kâh dövüşerek yaşıyoruz.

Devamını Oku
29.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 5

Kadın sorunu “cinsel” bir ayrımcılığa dayanır, dünya çapındadır ve hep günceldir. Nerede olursa olsun, erkeklerle kadınlar arasında güdülen derin eşitsizlik, bir vesileyle patlak verir. Ülkesine göre, kadınların çalışma yaşamında ya da eğitim olanaklarından yararlanmada açık bir eşitsizlik ya­şanır; ya da siyasal iktidarı kadınlarla erkeklerin eşitçe paylaşmaları yolunda -kadınlar aleyhine- bir “temsil edil­meme” durumu vardır.

Devamını Oku
29.11.2008
Bülent Tanör'ü Anarken...

Devamını Oku
29.11.2008
Çetin Günlerimiz Başladı...

Devamını Oku
22.11.2008
Bir Yol Ayrımında

Devamını Oku
15.11.2008
TÜYAP 27. İstanbul Kitap Fuarı Sürüyor...

Devamını Oku
08.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor ? / 4

Eğitimin yaptığı iki şey var: Biyolojik olarak -insana özgü yetilerle- dünyaya gelen insan yavrusunu büyütüp yetişti­rerek topluma kazandırmak; bunun yanı sıra, toplumda maddi ve manevi bir birikimi aktarırken, onu, içinde doğup yetiştiği bir yurdun, giderek bir devletin değer ve idealleri ile donatmak, yani bir yurttaş yaratmak.

Devamını Oku
03.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 3

Ülkemizde demokrasiye doğru yürürken yapılan bütün seçimler, ‘biçimsel demokrasi’ adına ya­pıldı ama bir türlü ‘gerçek demokrasi’miz olmadı, çünkü demokrasimiz, ‘sol’ ve ‘sosyalizm’ yasaklarıyla kuşatıldı.

Devamını Oku
03.11.2008
Türkiye nereye gidiyor? / 2

Türkiye’de devletçilik, kapitalizmin zıddı olan bir sistem olarak düşünülmemiş, tersine, kapitalizmi geliştirici bir “yedek güç” olarak ele alınmıştır. Devletçilik politikası, ekonominin temel yapısının kurulması yolunda önemli kazançlar sağlamıştır.

Devamını Oku
02.11.2008
Türkiye nereye gidiyor? / 1

20. yüzyılın son çeyreğiyle başlayan ve bugün de süren şaşırtıcı gelişmeler dünyasındayız. En başta geleni de şu: 1950-1970’li yılların dünya dengesinin iki sütunundan biri, Birleşik Amerika’nın karşısında Sovyetler Birliği, üstelik doğrudan bir saldırıya uğramadan -80’li yıllar boyunca- içerden aşınır ve sonunda uydularıyla beraber birden çöker.

Devamını Oku
02.11.2008
Ankara ve Oradan TÜYAP'a...

Devamını Oku
01.11.2008
Türkçenin Ses Bayrağı...

Devamını Oku
25.10.2008
Konumuz Kapitalizmin Kendisidir...

Devamını Oku
18.10.2008
Gitgide Kararan Bir Ufka Bakıp...

Devamını Oku
11.10.2008
Büyüklere Kitaplar...

Devamını Oku
04.10.2008
Birkaç Gün Sonra Bayram...

Devamını Oku
27.09.2008
Yeni Bir Yol Açmak...

Devamını Oku
20.09.2008
Sol'u Yeniden Düşünmek...

Devamını Oku
13.09.2008
Bir Yanıt, Bir Özür...

Devamını Oku
06.09.2008
Pekin Olimpiyatları'nın Ardından

Devamını Oku
30.08.2008
Laik Cumhuriyeti Savunmak

Devamını Oku
17.08.2008
Haftanın Sonunda İzmir'deyiz...

Devamını Oku
11.08.2008