Gitgide Kararan Bir Ufka Bakıp...
Server Tanilli
Son Köşe Yazıları

Gitgide Kararan Bir Ufka Bakıp...

11.10.2008 05:52
Güncellenme:
Takip Et:

Haftamıza onulmaz acılarla girdik... Kürt sorununu çözme yolunda gayret edenler az da değil. Ama böyle bir ortamda nasıl konuşabiliriz?

Kan akıyor, yazık!

*

Eylülün son günlerinde Birleşik Amerikada patlak veren; oradan Avrupaya sıçrayan, giderek bütün dünyayı etkilemeye başlayan mali bunalım, dünyanın dilinde.

Tartışmalar, görüşler, kestirmeler...

Doğal olarak, panik ve gitgide yayılan güvensizlik...

Ekonomiyi kurtarma yolunda ilk girişimler ABD Kongresinden geldi; ardından, Avrupa kapitalizminin ağabeyleri bir şeyler yapacaklar, yapıyorlar... Özetle, ilk önlemler alınıyor; sonra da, geleceğe dönük olarak ekonomiye az buçuk disiplin ve sorumluluk getirip devlete yetkiler tanınacak.

Ya yeni liberalizmin zırvaları?

O bir süre terk edilecek, ama fırsatı kollayıp yeniden Piyasa güçleri, ileri!komutası verilecek; tekrar soygun başlayacak, halka bir kemik atılıp milyarderlerin sayıları daha da artacak, bir eyyam yeni liberalizm ve gecikmeden bir başka mali bunalım, ardından devlet yeniden göreve...

Ne bu cehennemî gidiş-geliş”?

Kapitalizmin yaşamı, soluk alıp vermesi!

Tam sağlığa kavuşması mümkün değil mi? Hayır değil!

Karl Marxın ilk büyük buluşu da budur!

Tarihe diyalektik baktığı için, kapitalizmi sağaltma yerine, insanlığın kurtuluşunu yeni bir düzenden, sosyalizmden bekler; onu kuracak olan da, kapitalizmin ürünü olan proletaryadır, yani işçi sınıfı! Kapitalizmi kuran burjuvazi idi, sosyalizmi yaratacak olan da işçi sınıfıdır.

Nasıl bir yolla? Devrim, yani ihtilal yaparak!

Konunun burasında, okurlara tarihsel bir örnek olarak, Yordam Yayınlarda çıkan, Marx ve Engelsin ünlü Komünist Manifestosunu -ve hakkında yazılanları- salık vereceğiz.

*

Marx ve Engelsin mücadele verdikleri yıllarda demokrasi yoktu; öyle olduğu için, kapitalist iktidarı yıkmakta ihtilale görev veriyorlardı. Ne var ki, bu yolla sonuç da alınamıyordu.

Nitekim, Komün Başkaldırısı (1871) hüsranla bitti.

1917’de ise, Rusyada sosyalist devrim iktidara geçti; onu başka devrimler izleyecektir.

Ne var ki, Birinci Dünya Savaşından sonra ortalığa dökülen faşizme karşı İkinci Dünya Savaşının kazanılması, demokrasiye de yolları açtı: Batı demokrasisi dediğimiz şey, özellikle de sosyal devlet kavramı işte bu sürecin ürünüdür. Hem ötede, Sovyetler Birliğinde, devrimin işçi sınıfına kazandırdığı hakları, Avrupada yapmaktan başka bir şeyi yoktu burjuvazinin.

Ama burjuvazinin kalleşliğine de bakınız: Sovyetler Birliğinin çökmesinin ardından, yeni liberalizmin yaygaralarına da bakıp, Batı burjuvazisi sosyal devlete verdiği desteği çekmiştir.

Aynı aptallığı bizim burjuvazimiz de yaptı.

Burjuvazi de değil bir talancı olan AKP, bir mirası da yok etmiştir...

Ama Avrupada ve bizde, demokrasiye bir bütün olarak sahip çıkan, başta işçi sınıfıdır. Doğaldır ki, işçi sınıfı, demokrasiye olduğu kadar sosyalizme ahdini de sürdürüyor.

Şunu da söylemeli: Batıda kapitalizmin kalesindeki çöküşlere bakıp korkuların esiri olacak yerde, gelecek için cesur kararlara da gitmeliyiz. 1950lerle tıkıldığımız kalkınma yolunun, en başta bunun yanlış olduğunu artık görüp yeni bir istikamete yönelmeliyiz.

Yazarın Son Yazıları

Türkiye Nereye Gidiyor?

Soğuk savaş dönemi sonrası düzenini arayan bir dünyada Türkiye nereye gidiyor? Nasıl şekillendirilmek isteniyor? Server Tanilli analiz ediyor...

Devamını Oku
10.08.2009
Masal ve Gerçek...

Devamını Oku
07.02.2009
Profesör Yalçın Küçük'ün Dedikleri...

Devamını Oku
31.01.2009
Son Günlerde...

Devamını Oku
24.01.2009
Çukurova Fuarı'ndan Haberler...

Devamını Oku
17.01.2009
TÜYAP Çukurova'da...

Devamını Oku
10.01.2009
2009 Yılına Başlarken...

Devamını Oku
03.01.2009
Gelip Durduğumuz Noktada...

Devamını Oku
27.12.2008
Yıl Biterken Kısa Notlar...

Devamını Oku
20.12.2008
Strasbourg Muamması

Devamını Oku
13.12.2008
'6 Ay'ın Gerçekleri...

Devamını Oku
06.12.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 8

Türkiye’de ciddi bir muhalefete ihtiyaç belirtilirken, özellikle “güçlü bir sol seçenek”, bir “sosyal demokrat parti” beklentisinde görüş birliği açık. Ama büyük bir sol parti kurmak ve yığınları arkasına da alarak iktidara gelmek asıl sorun.

Devamını Oku
29.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 7

Kemalizmin aydınlanma ve çağdaşlık yolunda ilerleme çabaları 1950’lerde engellenmeye başlandı.

Devamını Oku
29.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 6

Demokrasimizin bir temel sorunu da “Kürt sorunu”dur. Büyük bir gecikmeyle fark ettiğimiz bu sorunu, uzun bir süredir, kâh üstünde düşünerek, kâh dövüşerek yaşıyoruz.

Devamını Oku
29.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 5

Kadın sorunu “cinsel” bir ayrımcılığa dayanır, dünya çapındadır ve hep günceldir. Nerede olursa olsun, erkeklerle kadınlar arasında güdülen derin eşitsizlik, bir vesileyle patlak verir. Ülkesine göre, kadınların çalışma yaşamında ya da eğitim olanaklarından yararlanmada açık bir eşitsizlik ya­şanır; ya da siyasal iktidarı kadınlarla erkeklerin eşitçe paylaşmaları yolunda -kadınlar aleyhine- bir “temsil edil­meme” durumu vardır.

Devamını Oku
29.11.2008
Bülent Tanör'ü Anarken...

Devamını Oku
29.11.2008
Çetin Günlerimiz Başladı...

Devamını Oku
22.11.2008
Bir Yol Ayrımında

Devamını Oku
15.11.2008
TÜYAP 27. İstanbul Kitap Fuarı Sürüyor...

Devamını Oku
08.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor ? / 4

Eğitimin yaptığı iki şey var: Biyolojik olarak -insana özgü yetilerle- dünyaya gelen insan yavrusunu büyütüp yetişti­rerek topluma kazandırmak; bunun yanı sıra, toplumda maddi ve manevi bir birikimi aktarırken, onu, içinde doğup yetiştiği bir yurdun, giderek bir devletin değer ve idealleri ile donatmak, yani bir yurttaş yaratmak.

Devamını Oku
03.11.2008
Türkiye Nereye Gidiyor? / 3

Ülkemizde demokrasiye doğru yürürken yapılan bütün seçimler, ‘biçimsel demokrasi’ adına ya­pıldı ama bir türlü ‘gerçek demokrasi’miz olmadı, çünkü demokrasimiz, ‘sol’ ve ‘sosyalizm’ yasaklarıyla kuşatıldı.

Devamını Oku
03.11.2008
Türkiye nereye gidiyor? / 2

Türkiye’de devletçilik, kapitalizmin zıddı olan bir sistem olarak düşünülmemiş, tersine, kapitalizmi geliştirici bir “yedek güç” olarak ele alınmıştır. Devletçilik politikası, ekonominin temel yapısının kurulması yolunda önemli kazançlar sağlamıştır.

Devamını Oku
02.11.2008
Türkiye nereye gidiyor? / 1

20. yüzyılın son çeyreğiyle başlayan ve bugün de süren şaşırtıcı gelişmeler dünyasındayız. En başta geleni de şu: 1950-1970’li yılların dünya dengesinin iki sütunundan biri, Birleşik Amerika’nın karşısında Sovyetler Birliği, üstelik doğrudan bir saldırıya uğramadan -80’li yıllar boyunca- içerden aşınır ve sonunda uydularıyla beraber birden çöker.

Devamını Oku
02.11.2008
Ankara ve Oradan TÜYAP'a...

Devamını Oku
01.11.2008
Türkçenin Ses Bayrağı...

Devamını Oku
25.10.2008
Konumuz Kapitalizmin Kendisidir...

Devamını Oku
18.10.2008
Gitgide Kararan Bir Ufka Bakıp...

Devamını Oku
11.10.2008
Büyüklere Kitaplar...

Devamını Oku
04.10.2008
Birkaç Gün Sonra Bayram...

Devamını Oku
27.09.2008
Yeni Bir Yol Açmak...

Devamını Oku
20.09.2008
Sol'u Yeniden Düşünmek...

Devamını Oku
13.09.2008
Bir Yanıt, Bir Özür...

Devamını Oku
06.09.2008
Pekin Olimpiyatları'nın Ardından

Devamını Oku
30.08.2008
Laik Cumhuriyeti Savunmak

Devamını Oku
17.08.2008
Haftanın Sonunda İzmir'deyiz...

Devamını Oku
11.08.2008