Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü sağlayan antlaşma: Lozan

Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü sağlayan antlaşma: Lozan

09.08.2023 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Bu antlaşma Türk milletine karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın yıkılışını bildirir bir belgedir…” (Atatürk, 1927)

Tam bağımsız, laik ve üniter Türkiye Cumhuriyeti, Lozan Barış Antlaşması’nın eseridir. Lozan’da tam bağımsızlık ve laiklik konularını geçtiğimiz haftalarda açıklamıştım. Bu hafta ise Lozan’da Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünün (üniter devlet) nasıl sağladığını anlatacağım. 

Bilindiği gibi Disney, Ermeni lobisinin baskısıyla Atatürk dizisini yayımlamaktan vazgeçti. İlginçtir! Aslında Ermeni lobisinin Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti karşıtlığı da Lozan’da Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünün sağlanmasıyla yakından ilişkilidir. 

Şöyle ki: 

LOZAN’DA AZINLIKLAR TARTIŞMASI

Türkiye Lozan’da azınlık hakları konusunda “mutlak eşitlik” istedi. Misak-ı Milli’nin 5. maddesi bu eşitlik isteğini çok açık biçimde yansıtıyordu. Söz konusu maddede “(Türkiye’deki) azınlıkların hakları, civar ülkelerdeki Müslüman halkın aynı haklardan yararlanmaları güvencesiyle tarafımızdan teyit ve temin edilecektir” deniliyordu. Buna karşın Müttefikler Lozan’da Türkiye’deki azınlıkların, Osmanlı’dan gelen eski ayrıcalıklarını korumaları yanında, yeni bazı ayrıcalıklar da istediler. Buna göre;

1- Türkiye, azınlıkları da kapsayan genel af ilan etmelidir.

2- Türkiye’deki azınlıklar belli bir miktar vergi karşılığında askerlik yapmamalıdır.

3- Türkiye’deki azınlıklar aile hukukunda, kendi kilise hukuklarına bağlı olmalıdır.

4- Türkiye’deki azınlık haklarını denetlemek için uluslararası bir yapı oluşturulmadır.

5- Anadolu’da bir “Ermeni yurdu” kurulmalı ve 700 bin Ermeni Anadolu’ya yerleştirilmelidir.

 Lozan’da müttefiklerin bu aşırı taleplerine karşı İsmet Paşa, azınlık hakları konusunda Ankara’da hazırlanmış uzun bir muhtıra metnini Fransızca olarak okudu. Büyük devletlerin azınlıkları kullanarak Osmanlı’nın içişlerine karıştığını anlattı. İsmet Paşa, muhtırasını üç istekle bitirdi:

1. Dış kışkırtmalar kesilmelidir.

2. Türk-Rum ahali mübadele edilmelidir.

3. Diğer azınlıklar hakkında Türk liberal siyasetinin verdiği güvence ile yetinilmelidir. 

Bunun üzerine Lord Curzon, Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne üye olmasını ve Türkiye’deki azınlık haklarını Milletler Cemiyeti’nin denetlemesini önerdi. İsmet Paşa, “egemenliğe aykırı” bulduğu bu öneriyi de reddetti. Curzon, elleri temiz olan milletlerin üyelikten çekinmeyeceğini söyleyince İsmet Paşa, “Bizim ellerimiz bilhassa temizdir. Milletler Cemiyeti’ne barış yapıldıktan sonra gireriz” diyerek Curzon’a unutamayacağı bir ders verdi. (Karacan, s.160)

Sevr Antlaşması’nın 145-148. maddelerde geçen “soy, dil ve din azınlıkları” kavramını Lord Curzon Lozan’da yeniden gündeme getirdi. 

Türk heyeti Lozan’da “Müslüman azınlık” kavramını şiddetle reddetti. 9 Ocak 1923 oturumunda İsmet Paşa, bu konudaki son sözünü söyledi: “Türkiye’de hiçbir Müslüman azınlık yoktur. Çünkü teorik olarak olduğu gibi uygulamada da Müslüman nüfusun çeşitli unsurları arasında hiçbir ayrım gözetilmemektir” dedi. İsmet Paşa’nın bu kesin tavrından sonra bu konu bir daha gündeme gelmedi. 

Lozan Antlaşması’nın 39. maddesine göre Türkiye’de Müslüman olmayan Türk uyruklu yurttaşlar, Müslüman olan Türk uyruklu yurttaşlarla eşit medeni ve siyasi haklara sahip olacaktır. Yani “Bütün Türk halkı din farkı gözetilmeksizin yasalar önünde eşit olacaktır.” 

Lozan’da, uluslararası hukuktaki “azınlık hakları” tanındı. 1926’da Medeni Kanun’un kabulüyle Türkiye’deki azınlıklar, “Türk vatandaşı” olup bu azınlık haklarından da vazgeçtiler.

Lozan Antlaşması’nın 45. maddesine göre “Türkiye’nin Müslüman olmayan azınlıklarına tanınan hukuk, Yunanistan tarafından da kendi ülkesinde bulunan Müslüman azınlıklar için tanınmıştır.” 

Böylece Lozan’da Batı’nın azınlıklar üzerinden Türkiye’yi bölme planı etkisizleştirildiği gibi Batı Trakya’daki Türk azınlığın hakları da güvenceye alındı. 

LOZAN’DA “KÜRDİSTAN” İSTEĞİ

San Remo Konferansı’nın 19 Nisan 1920 tarihli toplantısı sonunda hazırlanan “5 Sayılı Ek Metin”le Kürdistan’ın sınırları çizilmişti. 10 Ağustos 1920’de imzalanan Sevr Antlaşması’nın “Kürdistan” maddeleri bu metne uygun olarak hazırlanmıştı. Bu arada ABD Başkanı W. Wilson, Ekim 1920’de hazırladığı bir haritada, Anadolu’nun kuzeydoğusunu Ermenilere, güneydoğusunu ise Kürtlere bırakıyordu. 

Sevr Antlaşması’nın “Kesim III, Kürdistan” başlıklı bölümündeki 62.-64. maddelere göre Kürdistan’a önce “özerklik” sonra “bağımsızlık” verilecekti. 62. maddeye göre Sevr Antlaşması’nın yürürlüğe girmesinden sonraki altı ay içinde İstanbul’da İngiliz, Fransız ve İtalyan hükümetlerinden üçer kişilik bir komisyon toplanıp “Suriye, Irak ve Türkiye sınırının kuzeyinde Kürtlerin sayıca üstün olduğu bölgelerin yerel özerklik planını” hazırlayacaktı. 63. maddeye göre Türkiye, bu komisyonların “Özerk Kürdistan” kararını kendisine bildirildikten sonra üç ay içinde yürürlüğe koymayı kabul edecekti. 64. maddede ise açıkça “Bağımsız Kürdistan”dan söz ediliyordu. “Kürtler bu bölgelerdeki nüfusun çoğunluğunun Türkiye’den bağımsız olmak istediklerini kanıtlayarak” Milletler Cemiyeti’ne başvurursa ve Milletler Cemiyeti de bunu kabul edip Türkiye’den, “bu bağımsızlığı” kabul etmesini isterse, Türkiye bu bölgeler üzerindeki bütün haklarından vazgeçecekti. Maddenin devamında da Musul’daki Kürtlerin bu “Bağımsız Kürt Devleti”ne katılmalarına müttefiklerin hiçbir şekilde karşı çıkmayacağı belirtiliyordu.

Türkiye, Sevr’deki “Kürdistan” planını Lozan’da bozacaktı. İngiltere, özerk ve bağımsız Kürdistan tezini Lozan’da da savundu. Lozan’da azınlıklar konusu görüşülürken Curzon, Kürt konusunu gündeme getirdi. 23 Ocak 1923 tarihli görüşmelerde “Güney Kürdistan” dediği Musul vilayetinde İngiltere’nin Kürtlere özerklik vereceğini anlattı.    

İngiltere, Lozan’da Türklerle Kürtlerin iki ayrı millet olduğunu ileri sürüp Kürt özerkliğini savunurken; Türkiye, Türklerle Kürtlerin kaderlerini birleştirmiş bir millet olduğunu savundu. İsmet Paşa, Lozan’da 23 Ocak 1923 tarihli oturumda “Türkler, Kürtler birdir, dinleri, gelenekleri, emelleri birdir” dedi. 

Türkiye, Lozan sürecinde tutarlı biçimde hep Türklerle Kürtlerin birliği, bütünlüğü tezini savundu. Örneğin Dersim (Tunceli) Mebusu Diyap Ağa, 3 Kasım 1922’de TBMM’de çokça alkışlanan konuşmasında, “Dinimiz, diyanetimiz, aslımız, neslimiz hep birdir; bizim içimizde ayrılık gayrılık yoktur. İsmimiz de, dinimiz de, Allah’ımız da birdir… Hep biriz, kardeşiz…” dedi. TBMM’deki Kürt kökenli milletvekillerinden Bitlis Mebusu Yusuf Ziya Bey de şunları söyledi: “Biz Kürtler vaktiyle Avrupa’nın Sevr paçavrasını ayaklarımız altında çiğnedik ve bütün manasıyla bize hak vermek isteyenlere iade ettik. Nasıl ki Elcezire Cephesi’nde çarpıştık, nasıl ki Türklerle beraber kanımızı döktük, onlardan ayrılmadık ve ayrılmak istemedik ve istemeyiz…

Sonuçta Türkiye Lozan’da Anadolu’da “özerk” veya “bağımsız” Kürdistan projesine izin vermedi. Atatürk’ün Nutuk’taki ifadesiyle, Lozan’da, Kürdistan “elbette söz konusu edilmemiştir.” 

LOZAN’DA “ERMENİ YURDU” İSTEĞİ

10 Ağustos 1920 tarihli Sevr Antlaşması’na göre Türkiye, Ermenistan’ı tanıyacaktı. Erzurum, Trabzon, Van ve Bitlis illerinde Türkiye ve Ermenistan arasındaki sınırı ABD başkanı belirleyecekti. Türkiye, Ermenistan’ın denize çıkışını ve söz konusu sınıra bitişik bütün Osmanlı topraklarını askersizleştirmeyi kabul edecekti. Ayrıca Türkiye, Ermenistan’a bırakılacak topraklar üzerindeki bütün haklarından vazgeçecekti. Ermenistan-Türkiye sınırı iki ülke tarafından belirlenemezse Müttefik devletlerce belirlenecekti. (Sevr Antlaşması, md. 88-93)

Lozan’da Lord Curzon, Sevr Antlaşması’nı hatırlatarak “Ermeni sorunu”nu gündeme getirdi; Anadolu’da Ermenilere yurt verilmesini istedi. Lozan’da ABD heyeti de Anadolu’da “Ermeni yurdu” için çaba harcadı. Lozan görüşmelerinde “Ermeni sorunu”, Ermeni Tehciri sırasındaki kayıplar ve Ermeni nüfusun yeniden Anadolu’ya yerleştirilmesi konusunda tartışmalar yaşandı.  

Lozan’a giden Türk heyetine TBMM’nin verdiği 14 talimattan ikisi kesindi. Buna göre müttefikler, “kapitülasyonların devamı” ve “Ermeni yurdu” konusunda ısrar ederlerse Türk heyeti, hükümete bile sormadan görüşmeleri sonlandırma yetkisine sahipti.  

Bu nedenle Türk heyeti Lozan’da “Ermeni istekleri” konusunda tavizsizdi. Öyle ki Türk heyeti, Lozan görüşmelerinde Ermeni heyetinin dinlenmesi isteğini protesto ederek oturumu terk etti. Bu sayede görüşme Lozan tutanaklarına geçmedi. 

İsmet Paşa, Lozan’da kendisiyle özel olarak görüşüp Türkiye içinde bir “Ermeni yurdu” isteyen Noradunkyan ve Paşalyan efendiler ile İsviçreli bir profesörü nasıl azarlayıp bu isteği nasıl reddettiğini hatıralarında ayrıntılı olarak anlatıyor. (İnönü, Hatıralar, s.350-354)  

Türk heyetinin kesin tavrı sonunda Lozan’da Batı’nın, Anadolu’da bir “Ermeni yurdu” isteği de sonuçsuz bırakıldı. Atatürk’ün Nutuk’taki ifadesiyle Lozan’da “bu sorun ortadan kaldırılmıştır.

BOĞAZLAR KOMİSYONU (BOĞAZLAR DEVLETİ)

10 Ağustos 1920 tarihli Sevr Antlaşması’nın 37-61. maddeleri (tam 24 madde ve ayrıca 6 maddelik bir ek madde) Boğazlar Komisyonu’nun yetkileriyle ilgilidir. Sınırları İzmit, Edremit ve Çatalca’ya uzanan Boğazlar Komisyonu, bayrağı, polis gücü olan devlet içinde devlettir. Sevr’e göre Boğazlar bölgesinde yalnız İtilaf Devletleri’nin askerleri bulundurulabilecektir. Lozan görüşmeleri devam ederken İstanbul ve Boğazlar hâlâ işgal altındadır. İngiltere, İstanbul’u ve Boğazları boşaltmak istememektedir. Lozan’da İstanbul ve Boğazlar kurtarılmıştır. Lozan Tahliye Protokolü’nde belirtildiği şekilde işgal kuvvetleri İstanbul ve Boğazlardan çekilmiştir. Lozan’da Boğazların geçiş rejimi, başkanı Türk olan bir Boğazlar Komisyonu’na bırakılırken Boğazlar Komisyonu’nun devlet içinde  devlet olma durumuna da son verilmiştir. Ayrıca Boğazlardaki uluslararası sağlık kurulu kaldırılmıştır. Türkiye bölgede 12 bin asker bulundurma hakkı kazanmıştır. Lozan’da Türkiye, Batı’nın Boğazlar devleti hayaline kesin olarak son vermiş, Boğazların egemenliğini büyük oranda ele geçirmiştir. Bu sayede 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile Boğazlarda mutlak egemenlik kurulabilmiştir. 

İZMİR BÖLGESİ: 

Sevr Antlaşması 65-83 maddelerine göre (18 madde) İzmir ve civarı (Ayvalık, Alaşehir ve Selçuk üçgeni) Türkiye’den koparılıp beş yıl sonra Yunanistan’a bağlanacaktı. 9 Eylül 1922’de İzmir Türk orduları tarafından kurtarıldıktan sonra bu plan “süngünün gücüyle” bozulmuştur. Atatürk’ün Nutuk’taki ifadesiyle Lozan’da “elbette bu gibi sorunlar söz konusu bile olmamıştır.” 

Sonuç olarak Batı başkentlerinde hazırlanan ve Sevr Antlaşması ile son şeklini alan Türkiye’yi “dinsel” ve “etnik” olarak parçalama planı, Lozan’da ortadan kaldırıldı. Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü Lozan’da sağlandı, Türkiye üniter bir devlet olarak Lozan’da doğdu. Bu nedenledir ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğünden, üniter yapısından rahatsız olan çevreler, Lozan’dan ve Lozan’ı yapanlardan da rahatsızdır.


Seçilmiş Kaynaklar: Seha L. Meray, Lausanne Konferansı 1922-1923, Konferans Görüşmelerinin Tutanakları ve Belgeler, Büyükçekmece Belediyesi Kültür Yayınları, 3 cilt, İstanbul 2013; Ali Naci Karacan, Lozan, İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2018; İsmet İnönü, Hatıralar, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2009. Gazi Mustafa Kemal (Atatürk) Nutuk; Sevr ve Lozan Antlaşmaları.

Yazarın Son Yazıları

Atatürk’ün ders kitabında ‘Demokrasi ve Kadın Hakları’

“Özetle kadın, seçmek ve seçilmek hakkını elde etmelidir...

Devamını Oku
03.12.2025
Millet Mektepleri

“Türk harflerinin bütün vatandaşlara kapılarının önünde ve işlerinin başında öğretilebilmesi için daha bu sene içinde Millet Mektepleri teşkilatı yapacağız.

Devamını Oku
26.11.2025
Vahdettin nasıl kaçtı?

“17 Kasım 1922 günlü resmi bir telgrafın ilk cümlesi şu idi: ‘Vahdettin Efendi bu gece saraydan kaçmıştır.’

Devamını Oku
19.11.2025
Türkiye'de Opera ve Vals

“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” (M. Kemal Atatürk)

Devamını Oku
05.11.2025
Cumhuriyetimiz

Dile kolay, ilan edildiğinde bazı İngiliz yetkililerin sadece iki yıl ömür biçtikleri Türkiye Cumhuriyeti 102 yaşında...

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyet’in şeker fabrikaları

“Meclis kürsüsünde bir de ‘üç beyaz’ parolası revaçtaydı...

Devamını Oku
22.10.2025
Nutuk 98 Yaşında: ‘İşte Bu Ahval ve Şerait İçinde…’

Atatürk Nutuk’u bir açılış ve kapanış döngüsüyle yapılandırır.

Devamını Oku
15.10.2025
Atatürk'e saygı duymayan teğmen: ‘Din Dilinin Türkçeleştirilmesi’

Mustafa Kemal Atatürk’e saygısı olmayanın onun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Anayasasına da saygısı yoktur.

Devamını Oku
08.10.2025
Patrikhane ve Ruhban Okulu

Heybeliada Ruhban Okulu Fener Patrikhanesi’ne bağlıydı.

Devamını Oku
01.10.2025
Dil devrimini anlamak

“Gece meşguliyetimiz, bildiğin gibi dil dersleri… Gündüz de yalnız olarak aynı mesele üzerinde birkaç saat çalışıyorum.”

Devamını Oku
24.09.2025
Tek Partiden Çok Partiye: ‘Partili Cumhurbaşkanlığından Tarafsız Cumhurbaşkanlığına’

“Aramızdaki farkı bilelim. Biz, mutlakıyetten bugüne geldik. Siz ise bugünden mutlakiyete gidiyorsunuz.”

Devamını Oku
17.09.2025
Tarih Kürsüsü ve Suçluların Telaşı ‘CHP’nin Mallarına El Konulması’

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 102 yaşına girdi.

Devamını Oku
11.09.2025
ETHEM: “İsyan ve İhanet”

“Efendiler, askerî harekâtı çapulculuktan, devlet kurup yönetmeyi, şunun bunun mâsum çocuklarını fidye dilenmek için dağlara kaldırmak haydutluğundan ibaret zanneden, şarlatanlıklarıyla, yaygaralarıyla bütün bir Türk vatanını bezdiren...

Devamını Oku
03.09.2025
Büyük Zafer'in sırrı

Tam 103 yıl önce, 26 Ağustos 1922’de, Afyon Kocatepe’de, sabah saat 05.00’te, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın işaretiyle Türk tarihinin en önemli taarruzu Büyük Taarruz başladı.

Devamını Oku
27.08.2025
Aşiret-Tarikat Sorunu

Yeni açılım sürecinde etnik ayrılıkçı siyaset ve dinci, liberal ortakları, gerçeği çarpıtmaya devam ediyorlar.

Devamını Oku
20.08.2025
Saltanat Şurası’ndan Saray Komisyonu’na

1920 yılında Sevr Antlaşması’nı kabul etmek için kurulan “saltanat şurası”nın ve uygulamak için kurulan “barış komisyonu”nun amacı vatanı, milleti değil, sarayı, (sultanı) ve hükümeti kurtarmaktı.

Devamını Oku
13.08.2025
'Doğu Sorunu' devam ediyor! 'Kürt Sorunu mu Türk sorunu mu?'

İngiliz Müsteşarı Hohler, 27 Ağustos 1919’da Londra’ya gönderdiği bir yazıda şöyle diyordu...

Devamını Oku
06.08.2025
LOZAN: Onurlu Barış

Lozan Barış Antlaşması 102 yaşında…

Devamını Oku
23.07.2025
Hedefteki Cumhuriyet

Mustafa Kemal Atatürk’e göre “Türk milleti” kavramı, sadece bir ırkın, bir etnik kimliğin, bir dinin veya mezhebin değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne “vatandaşlık bağı ile bağlı” eşit hukuka sahip tüm yurttaşların ortak-üst-ulusal kimliğinin adıdır.

Devamını Oku
16.07.2025
Atatürk’ün aşama stratejisi ve Türk Devrimi

Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta, 21 Nisan 1920 tarihinde yayınladığı, TBMM’nin 23 Nisan 1920 Cuma günü dinsel bir törenle açılacağını duyuran bildirinin, “O günün duygu ve anlayışına uyma zorunluluğundan kaynaklandığını” belirtmişti.

Devamını Oku
09.07.2025
Yaşasın laiklik

“Laiklik ilkesini savunmak için Atatürk gibi yürekli, Atatürk gibi inançlı olmak gerekir. İzinden gittiklerini söyleyenler gibi ürkek, kararsız ve inançsız değil” (Uğur Mumcu- Cumhuriyet 1 Mart 1987)

Devamını Oku
02.07.2025
Atatürk’ün dünya barışını koruma formülü

Kuzeyimizde Rusya-Ukrayna Savaşı devam ederken, güneyimizde İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları devam ediyordu ki, birden bire İsrail-İran Savaşı başladı.

Devamını Oku
25.06.2025
Sykes-Picot, Sevr, BOP ve Lozan

Şu gerçeği iyi görmek gerekir ki Sykes-Picot’tan Sevr’e, Sevr’den BOP’a, Türkiye’yi bölüp parçalamaya yönelik planların önündeki en güçlü kalkan Lozan Antlaşması’dır.

Devamını Oku
18.06.2025
Tek parti döneminde hac yasak mıydı?

1 Haziran 1927 tarihli ve Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal (Atatürk) imzalı bir Bakanlar Kurulu Kararnamesine göre “Hac mevsiminde Hicaz’a gönderilecek Hıfzıssıhha uzmanlarından Dr. Şerafeddin Bey’e siyasi pasaport verilmesi” kararlaştırılmıştı.

Devamını Oku
11.06.2025
Atatürk'ün Mirası Büyükdere Fidanlığı

Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle 1928 yılında İstanbul’da “Büyükdere Meyve Islah Enstitüsü” kuruldu...

Devamını Oku
04.06.2025
Lozan ve Kürtler

“Kürtler küçük lokmanın pek kolay yutulacağını vaktinden çok evvel anlamışlardır. Türk birliğinden ayrılmak zihniyetinde bulunanları Kürtler kendi milletlerinden addetmezler. Kürtlerin mukadderatı Türk’ün mukadderatıyla eştir. (…) TBMM Hükümeti dâhilinde Kürtlüğün ayrı bir unsur olarak telakkisini hiçbir zaman işitmek istemediğimizi arz ederiz.”

Devamını Oku
28.05.2025
1921 Anayasası ve Muhtariyet

“Vilayetler kendi başına bir devlet değildir. Amerika hükümeti müttehidesi gibi değildir. Her vilayetin haiz olduğu muhtariyet, mahalli işlere münhasırdır. O işler ki yalnız vilayeti alakadar eder. O işler o vilayetin işleridir.”

Devamını Oku
21.05.2025
Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerine saldırmak

Lozan Antlaşması’nın ve 1924 Anayasası’nın hedef alınması; tam bağımsız, üniter, laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin hedef alınması demektir.

Devamını Oku
14.05.2025
CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar

CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar

Devamını Oku
07.05.2025
Cumhuriyetin İlköğretim Devrimi

Cumhuriyetin İlköğretim Devrimi

Devamını Oku
30.04.2025
‘Ulusal egemenliğe dayanan yeni Türk devletinin kurulması’: TBMM’nin açılması

‘Ulusal egemenliğe dayanan yeni Türk devletinin kurulması’: TBMM’NİN AÇILMASI

Devamını Oku
23.04.2025
Atatürk yol göstermeye devam ediyor: ‘Hükümet, özgürlük ve demokrasi’

Atatürk yol göstermeye devam ediyor: ‘Hükümet, özgürlük ve demokrasi’

Devamını Oku
16.04.2025
Atatürkçü gençliğin yükselişi

Atatürkçü gençliğin yükselişi

Devamını Oku
02.04.2025
Atatürk’ün önderliğinde cumhuriyetçi direniş

ATATÜRK'ÜN ÖNDERLİĞİNDE CUMHURİYETÇİ DİRENİŞ

Devamını Oku
26.03.2025
Çanak Krizi ve ikinci Çanakkale Zaferi

Çanak Krizi ve ikinci Çanakkale Zaferi

Devamını Oku
19.03.2025
Laiklik neden gereklidir?

Laiklik neden gereklidir?

Devamını Oku
12.03.2025
Emperyalizmin 'kukla halife' projesi

Emperyalizmin 'kukla halife' projesi

Devamını Oku
05.03.2025
Kemalizm düşmanlığının asıl amacı

Kemalizm düşmanlığının asıl amacı

Devamını Oku
26.02.2025
ATATÜRK'ÜN KONUŞMASININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Atatürk’ün konuşmasının düşündürdükleri

Devamını Oku
19.02.2025
Şeyh Sait İsyanı

Şeyh Sait İsyanı

Devamını Oku
12.02.2025