G
ittiğim her yerde karşılaştığım sorular: Kılıçdaroğlu ne yapıyor? Laikliği CHP de savunmayacaksa kim savunacak? Ekonomik sıkıntılar gündemdeyken niye başörtüsü sorununu ortaya attı da gündem değiştirdi? AKP’den gol yedi, onların da istediği buydu, şimdi anayasa değişikliği yapıp laikliği kaldıracaklar!
Kılıçdaroğlu’nun izlediği politikanın şifrelerini endişeli laikler çözemiyor! Köşe yazarının asıl görevi tam da budur; yorum ve analiz yapmak. Araştırma haberleri yapan genç meslektaşların bu işlerini köşe yazısı formatında yazma inatlarına da bunun için şaşıyorum; neyse ben işimi yapayım: Kılıçdaroğlu, nihayet, İKTİDAR olmak istiyor, zorunda! Evet, şimdiye kadar kolay muhalefetle yetindi, CHP ve laikler. Bu kez, son şans. Yoksa artık seçim meçim yapmaya da gerek kalmayacak. Türkiye, 80 milyonluk bir ülke. Biz, hayatı Bakırköy, Kadıköy, Beşiktaş, İzmir, Bodrum, Tunceli ekseninden görüp yorumlamaya çalışıyoruz. Sonra da anketlere bakıp CHP’nin yüzde 24 bandını niye geçemediğini anlamıyoruz! Pazarda, resmi yüzde 80, gerçekte yüzde 400’lere varan enflasyondan ezilen, filesine meyve sebze koyamayan Bağcılar’daki başörtülü teyzeye, CHP gelirse başörtülü kızın öğretmenlikten atılacak diyorlar! Köyde kasabada propaganda yapıyorlar. Kılıçdaroğlu, geçen haftaki yazımda uzun anlattığım gibi bunun önünü aldı. AKP’nin anayasaya madde koyalım çıkışı boş hayaldir. Sayıları yetmez, yapamazlar.
Kılıçdaroğlu, ilmek ilmek örüyor iktidar yolunu. Millet İttifakı ardından Altılı Masa bunun sonucudur. Millet İttifakı ile yerel seçimlerde büyükşehir belediyelerini kazandık. Altılı Masa ile iktidar yolu gelebilir. Ancak hâlâ alınacak çok yol var, son anketlerin ortalaması: Millet İttifakı, yüzde 41.5; Cumhur İttifakı yüzde 39.2; HDP yüzde 10.3. Anahtar kimde görüyorsunuz. Ayrıca AKP ve payandaları iktidarı kaybetmemek için her yola başvuracaktır. Sansür yasasından tutun da ülkeye doldurdukları Afganlar, Pakistanlılar paramiliter güç olarak mı kullanılacak? Seçim güvenliği için yasalar yeterli olacak mı? Başörtüsünü tartışmasını bırakıp hepimiz yerel seçimde yaptığımız gibi sandıklarda görev almalıyız.
ADALET İÇİN
Enis Durak. 20’li yaşlarında TIP öğrencisi, annesinin omzuna başını koymuş fotoğrafını anımsıyor musunuz? Tutukluydu. Beraat etti! Murat’ın cezası onandı. Annesi perişan. Hep adalet arayanların yanında oldum. Askeri öğrencilere, erlere, stajyer teğmenlere, kışlalarından çıkmamış askerlere 15 Temmuz’un bedelini ödetmek haksızlıktır. Bu gençleri müebbete mahkûm edip yaktılar! İktidarın değişmesini en çok da adaletin yeniden sağlanması için istiyorum. Kılıçdaroğlu da iktidar olunca yapacağı ilk iş için “Hasar Tespiti” diyor. Saydam olmayan bir devlet olduğu için hasar tespiti. Adalet konusunda da hasar büyük. İnsan hasarı! Cumhur İttifakı’nın da şimdi oylarını artırmak için devreye soktuğu gibi adli suçlulara af yasası değil. Hiçbir suçları olmayan 80 yaşındaki generalleri ne hakla affedeceksiniz? Bütün bu haksız mahkûmiyetler, bir gecede savcı, hâkim, Yargıtay üyesi yapılan seçilememiş AKP’li avukatların ayıklanmasıyla son bulacak diye umut etmek istiyorum!
NEPOTİZM
Cumhur İttifakı’nın oylarının da hâlâ yüzde 40’larda olmasının nedenini soruyorlar: 20 yıllık iktidarda kılcal damarlara kadar sirayet etmiş nepotizm. Sisteme haksız olarak yerleştirilmiş milyonlarca eş, dost, imam hatipli kontenjanı. İşe gitmeden maaş alan “kızım”lar, eşler. Yüzde 10, yaşlı, cami cemaatinin dışındaki bu yüzde 30, yağmaladıkları sistem yıkılmasın diye canhıraş, propaganda makinesi gibi çalışıyor. Büyükşehir belediyelerini karalamak ve hatta batırmak için kumpas üzerine kumpas kuruluyor. Şimdi ufak tefek yanlışlar için şikâyet, mızmızlanma, karalama, anlamadan bağırıp çağırma, küsme, kızma zamanı değil. Tek hedefimiz var: Yeniden laik hukuk devletini inşa edecek İKTİDAR!
