Günlerdir çaresizlikle, kahrolarak, ekran başında ağlayarak izlediğimiz önce afeti, sonra yardımların yetersiz oluşunu, insanların enkaz altında yardım isterken yakınlarının çığlık çığlığa kurtarıcı aradığını, gelen yardımların yollarda kaldığını, kurtarıcıların havaalanında mahsur beklediğini... Bak da gör başına gelecekleri İstanbul!
Bugün etkilediği yer itibarıyla MEZOPOTAMYA depremi! Ki uzmanlar bunu tetikleyen faya Doğu Anadolu kırığı diyorlar. İlki binlerce yıl önce, Roma döneminde gerçekleşmiş ve milyonlarca insanın ölmesine yol açmış, 250 yılda bir olması beklenen bu depremin artık zamanı gelmiş, Arap kalkanının ittirmesiyle o bölgenin yukarı çıkması ve Anadolu yarımadasının kuzeybatıya, yani Avrupa’ya doğru 3 m ilerlemesine yol açtı! Nasıl olmasın ki 330 km’lik bir kırık çatır çatır kırıldı, 7.8’lik dereceyle. 200 bine yakın insan enkaz altında kaldı, en kritik saatler yardımsız geçti, ekipler ancak yetişti ama bundan sonrası mucizeler, tek tük kurtuluşlardır. En az 30 bin ölü çıkar. Bak da gör İstanbul, sıra sende.
KUZEY MARMARA KIRIĞI
Çünkü yıllardır söyledikleri gibi Marmara Denizi’nin altındaki fay kırılmak için artık ay mı sayıyor, yıl mı, göreceğiz. Ama önümüzdeki 30 yıl içinde en az 7 şiddetinde bir deprem olma olasılığı yüzde 62! Asıl sen kork İstanbul; çünkü senin bina stokunun yüzde 75’inin bu depreme dayanamayacağı söyleniyor! Bundan önceki belediyenin yaptığı çalışmada ilk aşamada yıkılacak binalar tek tek saptanmış, sayıları 60 bini bulmuştu. Kentsel dönüşüm altında yapılan çalışmalar ne yazık ki rantsal dönüşüme dönüştü. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bir toplantıda bize bazı binaları incelemek için girdiğinde bir an önce çıkmak için korkudan acele ettiğini anlatmıştı. Hani deprem olmasa da yıkılacak diye!
SADECE BİNALAR DEĞİL
Mesele sadece binalar da değil. Çok sağlam olmadıkları söyleniyor, barajlar da yıkılabilir, hatta kanalizasyon sistemi de çökebilir. Uydurmuyorum, bilim insanlarının anlattıklarını paylaşıyorum. En az yarım milyon insanın hayatını kaybedeceğinin tahmin edildiği böyle bir felaket sonucunda ne olabilir? Son depremde görmediniz mi? Sağ kalan mı pişman, ölen mi kurtuldu? Depremden kaçarken toplanma alanı yok! Hepsine AVM yapıldı. Hastaneler de yıkılacak, yaralıysan müdahale bekleme. İyiysen aç kaldın, ekmek, su ve çorba bile yok, içine gireceğin çadır da bu depremde yaşandığı gibi. Havaalanı pistleri çatlayacak, otoyollar ikiye ayrılacak, köprüler, viyadükler size ömür. Gelen yardımlar ve ekipler depremzedelere ulaşamayacak. İnsanlar enkaz başında ağlaşırken yardım dağıtılamadığı için sağ kalanlar yağmaya başlayacak! Evsiz ve aç kalanlar sağlam evlere girecek, can güvenliği kalmadığı halde ne me lazım deyip askeri kışlada tutacaklar!
Distopya değil, Mine Kırıkkanat yıllar önce Bir Gün Bir Gece adlı romanında yazdı bunları. Bir tek şey için dua edebiliriz, bari yazın olsun, şimdiki gibi dondurucu soğukla savaşmayız, enkazda emboliden ölmeyiz hiç olmazsa!
