Yaşasın Altın Portakal!

Yaşasın Altın Portakal!

07.10.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Antalya Altın Portakal Film Festivali denildi mi benim aklıma ve yüreğime en önce birikim sözcüğü gelip yerleşiyor. Bu yıl 58’incisi gerçekleştiriliyor. Ülkemizdeki en eski, en köklü bu festival, yaşamı boyunca ne badireler atlattı. Kâh iktidarın hışmına uğradı kâh sansür belasıyla çatıştı, kavga - polemik seven medyanın kışkırtmasıyla nice kavgalardan geçti; 12 Eylül faşizm döneminde yara aldı; kimi yerel yönetimlerin manipülasyonlarına uğradı... Ama sonunda hep düze çıkmayı ve Antalya halkıyla bütünleşmeyi bildi.

DÜNDEN BUGÜNE

Ne mutlu bana ki bu muhteşem olayın çok büyük bir bölümünü 1973’ten başlayarak bugüne dek yakından izlemek fırsatını kâh gazeteci kâh jüri üyesi olarak hep buldum. 70’lerdeki o müthiş coşkuyu, film festivalinin tiyatro, edebiyat dünyasıyla bütünleşmesini, Aziz Nesin’li sohbetleri... 79’da üç filmin sansüre uğramasıyla hepimizin Antalya’yı terk etmesini... Türkan Şoray’lı, Tarık Akan’lı, Fatma Girik’li yılları... 12 Eylül faşizminde yasaklanmasını... 80 ortalarında müzik yarışmalarıyla, her sokakta bir konserle bütünleşmesini... Hakkı yenen “Karanlıkta Uyananlar” filmi için 2006’da Vedat Günyol’a onur ödülü verilmesini... Sonraki yıllarda CHP’li belediyeleri yıpratmak için yapılanları... Örneğin jüri başkanı olan Emir Kustirica’yı Antalya’dan kovan silahşor sinemacı ve yazarları... Elinde Altın Portakal taşıyan altın kadın (Venüs) heykelinin müstehcen bulunup AKP’li belediye tarafından kaldırılmasını... Yerel yönetim değişince kentin yine bu güzelim simgeyle donatılmasını... Bunları ve daha nice olayı unutmak mümkün mü... 

BU YIL DA OKUL NİTELİĞİNDE

Bu yılki festivalin açılışında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’i en sağlıklı, en dinç haliyle karşımızda görmek sevindirici, çünkü geçen yıl bu zamanlar koronayı en ağır biçimde yaşamaktaydı... Açış konuşmasında festivalin okul niteliğini vurgulaması boşuna değildi... 

Ulusal ve uluslararası uzun metraj filmler, kısa filmler ve belgesel yarışmaları, dünyadan ödüllü filmlerin özel gösterimlerinin yanı sıra bu yıl forumlarla, açık oturumlarla, atölye çalışmaları, konferanslar, çevrimiçi derslerle Türkiye’nin farklı kentlerinden seçilen 250 üniversite öğrencisiyle profesyonelleri buluşturmasıyla dört dörtlük bir okul niteliğinde. 

SİNEMA KANUNU GEREKLİ

Film festivalinin yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu dur durak bilmeden her bir yana yetişmeye çalışırken bir noktanın altını sürekli çizmekten geri kalmıyor: 

Dünyadaki ülkelerin tamamına yakınında sinema sektörü devletçe desteklenir. Bu bir kültür politikasıdır. Nüfusu Antalya’dan az olan ülkelerin bile ulusal sinemalarına Türkiye’den daha fazla destek veriliyor. Birçok sinema meslek örgütümüz var ama kimse bu konuda ses çıkarmıyor. Bilet gelirlerinden alınan verginin film yapımına aktarılması bir çözüm değil. Yeni bir sinema kanununa ihtiyacımız var!

Antalya’daki birçok sinema emekçisi, senaristinden yönetmenine, oyuncusundan teknik elemanına herkes bu konuda hemfikir. 

YAŞASIN SİNEMA!

Bu yıl Antalya’yı süsleyen festival afişi Altın Portakal kadın heykelini dev bir ağacın önünde aynı kökten yükselirken resmediyor. Sanatın iyileştirici gücüyle, yangının yaralarının sarılacağı umudu körükleniyor. Zaten bir de Antalya Altın Portakal Hatıra Ormanı için bir yandan da fidanlar dikiliyor...

Farkındaysanız hiçbir filmden henüz söz etmedim... Kimselere haksızlık etmek istemediğim için. Malum yarışma doludizgin sürmekte. Bu yıl birbirinden iddialı 10 film var ulusal yarışmada. Ve şimdi yedinci filmi görmek için derhal bu yazıyı bitirmek zorundayım...

Tüm sanatların amacı yaşam sanatına hizmet etmekse... Bakıp da göremediklerimizi bize göstermekse... Olağan diye karşıladıklarımızın hiç ama hiç de olağan olmadığını içimize yerleştirmekse... Kanıksadığımız, alıştığımız, kabullendiğimiz kimi gerçekler karşısında bizi sarsıp harekete geçirmekse... Yaşamı sorgulatmaksa... Yaşasın tüm sanatlar! Yaşasın sinema! Yaşasın Antalya Altın Portakal Film Festivali!

Yazarın Son Yazıları

Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025
Tüm iyilerin Altan ağabeyi

Altan Öymen aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçerken bile hepimize bir ders verdi...

Devamını Oku
24.07.2025
Bodrum’da doludizgin sanat

Ah bilmez değilim. Bu başlığı okur okumaz delirdiğimi sanacaksınız...

Devamını Oku
20.07.2025
Günler geçerken...

Pınar Kür... Edebiyatımızın cesur kadınlarından biri daha sonsuzluğa göçtü.

Devamını Oku
17.07.2025
Hikmet Çetinkaya

Yaş almanın en kötü yanı eşiniz, dostunuz, arkadaşlarınız, meslektaşlarınız hepsi gidiyor.

Devamını Oku
13.07.2025