Vakit, bu siyasi enkazı kaldırma vaktidir!

08 Şubat 2023 Çarşamba

Binlerce insan ve hayvan enkaz altında kalmışsa...

Şu ana kadar 5 bini aşkın insan hayatını kaybetmişse...

On binlerce insan ve hayvan yaralanmışsa...

Yeni yapılan binalar da kumdan kale gibi un ufak olmuşsa...

Yollar ortadan yarılıp ulaşıma kapanmışsa...

İlçelerin yarısı yok olmuşsa...

Devlet hastaneleri ve polisevleri bile yıkılmışsa...

Bu cehennem tablosu karşısında 48 saat geçmesine karşın, çöken yollar, yıkılan havaalanları ve koordinasyonsuzluk yüzünden hiçbir yardımın ulaştırılmadığı yerler varsa...

Deprem bölgesine gidip “Her şey kontrol altında. Burada sıkıntı, sosyal medyada yapılan yanlış haberler. Bunun ciddiye alınmamasını istiyoruz” diyemezsiniz, dememelisiniz!

Ne var ki Kahramanmaraş depreminin yıkıma neden olduğu Şanlıurfa’ya giden Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, bunları söyledi.

Oysa aynı sırada Hatay’da ailesi enkaz altında kalan bir depremzede, ağlayarak yardım istiyor, “Nerede helikopter? Bana milletvekili değil, yardım gönderin!” diye feryat ediyordu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ise yıkılan “İskenderun Hastanesi eski bir binaydı, yeni binalarımızda hamdolsun hiçbir şey yok, sağlam ve hizmet veriyor” diyerek adeta insanların aklıyla alay etti.

Bina eskiyse siz de 21 yıldır devleti yönetiyorsunuz. Niye yıkıp sağlamını yapmadınız?!

Depremi hisseden Mersin’de çatlayan tek bina ise Türkiye’nin en büyük şehir hastanesi diye övündüğünüz beş yıllık Mersin Şehir Hastanesi oldu. Buna ne diyeceksiniz?

On binlerce dönüm tarım arazisine hayat veren ve etrafında eşsiz bir biyoçeşitliliği barındıran Amik Gölü’nün kurutulduğu alanda niye İskenderun Havaalanı’nı açtınız? Depremde havaalanının pisti yarıldıysa bunun sorumlusu kim?

GERÇEKLERİ KONUŞMA ZAMANI

Şimdi bunları konuşmayalım diyenler var ama ben gerçekleri tam da bu anda konuşmaktan yanayım: 

Aynı hukuksuzluk 1950’lerden bu yana devam etti.

Her gelen iktidar, kentleri rant için sürekli büyüttü.

Bilime sırtını dönen Türkiye’de her alanda liyakatsizlik hüküm sürdü, işten anlamayan partililer, akrabalar kadrolara dolduruldu.

Kaçak inşaatlar pıtrak gibi yayıldı. Bu inşaatları yapanlar cezalandırılmadığı gibi seçimlerden önce oy için imar afları çıkarıldı. 

Rüşvet devletin her yanını sardı, rant çeteleri oluştu.

Ve her defasında bedelini halk ödedi!

Türkiye’deki depremlerde yaşanan yıkımın tek sorumlusu AKP değildir ancak son 21 yılda faturanın bu kadar ağır olmasının nedeni AKP’dir. Bu iktidar, uyguladığı piyasacı yönetim ile rant düzenini derinleştirmiş, rüşvet çarkını hızlandırmış, bilime tamamen sırtını dönmüş, kurduğu “Şahsım Devleti”nde denetim mekanizmalarını tümüyle yok etmiştir. 

BU YÜZDEN AKP İKTİDARI, TÜRKİYE’NİN ASIL YIKICI FAY HATTIDIR!

Her felaket sonrasında, “kader”, “fıtrat” diyerek halkı uyutmaya çalışan siyasal İslamcıların amacı, yıkım düzenini normalleştirip çıkar ağını büyütmektir.

ÖYLEYSE YILMADAN SORACAĞIZ!

Gölcük ve Düzce depremleri sonrası ekonomik kayıpları gidermek amacıyla toplanmaya başlanan vergilere ne oldu?

Biz bu sorunun yanıtını ısrarla sormadığımız sürece...

Bu ülke bir an önce dincilikten akılcılığa geçmediği sürece...

Çarpık kentleşme sona ermediği sürece...

Tüm hasarlı binalar yıkılıp sağlam olanlar yapılmadığı sürece...

İmar rantı sona ermediği sürece...

Deprem değil ama bu sömürü ve yolsuzluk çarkı öldürmeye devam edecek.

Çürük binalar en çok da yoksullara mezar olacak.

Çok açık ki bu ülkede siyasi bir enkaz var ve halk bu enkaz altında eziliyor.

Vakit, ilk seçimde bu siyasi enkazı kaldırma vaktidir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları