Bir yığın sorun arasında gündemde pek öne çıkmadı ama AKP’nin payandası haline gelen Vatan Partisi, geçen hafta bir basın açıklaması yaparak LGBTİ+’ları hedef haline getirdi. 

Yanına partili yetkilileri alan Doğu Perinçek, açıkça anayasaya aykırı bir yasa teklifi vereceklerini söyledi. Doğada kadın ve erkek olmak üzere iki cinsiyet bulunduğunu, emperyalist ülkelerin farklı cinsiyetleri dayattığını oysa bunların “doğa dışı cinsellik” olduğunu söyledi.

Savunduğu görüşe göre, “emperyalist devletlerin yürüttüğü yıkıcı faaliyetler” yüzünden insan, aile kurumu ve bütün toplum hedef haline gelmiş. Bunu söyledikten sonra, ilginç bir şekilde, yine Batılı kurumlardan örnekler verip kanıt olarak sundu. 

Almanya Sağlık Bakanlığı’na bağlı Robert Koch Enstitüsü’nün Almanya’da araştırma yaptığını ve LGBTİ+’lar arasında intihar, uyuşturucu, şiddet, çocuk istismarı ve cinsel tehditlerin topluma oranla daha fazla işlendiğinin saptandığını, Batı’daki çeşitli araştırmalarda da benzer sonuçlara varıldığını ifade etti. Demek Batılılar, insanlığı yıkmak için kendilerinin “yarattığı” yeni cinsiyetler hakkında bir yandan da uyarıyor...

Perinçek, basın açıklamasında hızını alamayıp sözü İstanbul Sözleşmesi’ne getirdi. 2011’de bu sözleşme ile erkek ve kadın dışında toplumsal cinsiyet diye yeni, doğal olmayan cinsiyetler icat edildiğini, bunu emperyalist merkezlerin yaptığını iddia etti!

Böylece AKP’lilerden beklediği alkışı almıştır mutlaka ama bunu yaparken anayasaya aykırı bir öneride bulundu. “Devletin görevi toplum sağlığını ve kamu güvenliğini korumaktır” diyerek LGBTİ+’ların örgütlenmelerinin yasaklanmasını istedi. 

ANAYASANIN 33. MADDESİNDE AYNEN ŞÖYLE YAZIYOR...

“Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir. Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz. 

Dernek kurma hürriyeti ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlak ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.”

Cinsel yönelimleri farklı olanları potansiyel bir “suçlu” gibi gösteren cahillerin arasına toplumun “ahlak bekçiliğine” soyunan Vatan Partisi de katılmış. Ama düşünmedikleri bir husus var: LGBTİ+’lar derneklerle var olmadılar ki örgütlenmeleri yasaklanınca yok olsunlar...

Bu ülkenin her yerinde kadınlar erkek şiddetine uğrayıp katledilirken, tarikatlarda çocuklara erkekler tarafından cinsel tacizde bulunulurken, hayvanlara erkekler tecavüz ederken, Perinçek’in LGBTİ+’ları hedef alması, olsa olsa AKP’ye yaranmak için olabilir. 

İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddet ile mücadelede en önemli araçlardan biriyken, Türkiye gericilerin saldırısı sonucu bir gecede tek kişinin imzası ile sözleşmeden çekilirken, şimdi anayasa tartışmalarının öncesinde Perinçek’in onu hedeflemesi de olsa olsa AKP’ye yaranmak için olabilir. 

Perinçek’in LGBTİ+’ları “yaradılışa aykırı bir sapkınlık” olarak niteleyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ile aynı çizgiye gelmesi, cinsel yönelimi farklı olanlara karşı nefret mitingi düzenleyen dinci sağ ile aynı görüşleri savunması, olsa olsa LGBTİ+’ları baskı altına alabilmek için yasal zemin arayışında olan AKP’ye yaranmak için olabilir. 

SİZ ÖNCE ERKEK ŞİDDETİNİ SONA ERDİRİN!

Devletin görevi kamu güvenliğini sağlamaksa, devlet önce kadına, çocuğa ve hayvana yönelen erkek şiddetinin önüne geçmek zorundadır! 

Bireylerin cinsel yönelimi kimseyi ilgilendirmez, kimse LGBTİ+fobik söylemleri yaygınlaştıramaz. 

Devlet, ayrım gözetmeden her vatandaşın güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. LGBTİ+’lar arasında intihar oluyorsa bu öncelikle onları kriminalize eden homofobik toplumun baskısı yüzünden oluyor. 

İnsanların cinsel yönelimleri nedeniyle aşağılanması özgürlüklere büyük saygısızlıktır, ayrımcılık ve nefret suçudur. Devlet yetkilileri de Perinçek gibiler de bu çağda yetişkin insanların yatak odalarından çıkmayı öğrenmek zorundadır.