Meriç Velidedeoğlu

‘Ceza’ yağacak!

06 Temmuz 2018 Cuma

Geçen haftayı çok üzüntü içinde yaşadık. Sekiz yaşındaki, hepimizin küçük kızı “Eylül Yağlıkara”yı yürek burkan kaybetmenin acısıyla...
Bu acıyı, böyle acıları bir kez daha ülkemizin yaşamaması için böyle bir suçu işleyene, “cinsel kastrasyon” (kimyasal hadım) uygulaması, “idam” gibi en ağır “ceza”lar verilerek önlenebileceği, son bulacağı, pek olası değil gibi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın, bu “yeni ceza”nın uygulamasını, hemen hemen ülkenin tüm “TV” kanallarında dile getirip, bildirmesinden bir süre -belki üç, beş saat-sonra, bir taciz olayı, polise bildirildi...
Ve yine o gün, belki de aynı saatlarda, eşler arasında yaşanan bir tartışma sonunda -alışılageldiği(!) gibi- erkek eşini dövüp, üstelik odayı da üzerine kilitler; kadın kurtulup şikâyette bulunmak için, ikinci kat balkonundan aşağı sokağa inmeye çalışırken, dengesini kaybedip, beton zemine düşmüştü...
Durumunu yazılı basında, “TV”de gördük; diyorum ki değerli dostlar, yine bazı görüntülere değinerek yazıyı sürdürelim, bakalım sonuç ne olacak, nereye varacak?
O zaman gençlere, daha da iyisi, çocuklara yönelip başlarsak; “5-6” yaş grubu çocuklarla da oldukça yoğun ilgilenen “Diyanet”e bir uğrayalım; geçen “Cuma” yazısında bu yaşlardaki, başları alınlarını bütünüyle içine alacak ölçüde tesettürlü küçük kız çocuklarının, dizleri üstünde yere oturarak, “Elifba”Arap abecesini (alfabesini) nasıl öğrendikleri anlatılmıştı; bu kızlar ders bittiğinde, doğru evlerine gönderiliyorlardı.
Öte yanda bu yaş grubundaki “erkek” çocukları da, ilkin “Elifba”yı öğreniyorlar, ardından da “Kuran”ı okumayı; ne ki, kurs saati bitince -olanaklar çerçevesinde-Diyanet’in (başka kurumların da yardımıyla) düzenlediği, “spor aktiviteleri”ne katılıyorlar, ardından da kütüphanelere götürülüyorlar.(*)
Gerçi okunan kitapların içerikleri de önemli, yine de yerinde bir uygulama; peki, “kız” çocuklarına neden uygulanmıyor?
Dahası Diyanet, gerek “Arapça Elifba” kurslarını, gerek böyle programlarını bu küçüklere, “kız-erkek” çocuklara birlikte, bir arada olarak neden uygulamıyor ki?
Yanıtın ne olduğunu kuşkusuz hepimiz biliyoruz; ayrıca bu durumun, dinimizin Kutsal Kitabı’nda yer aldığını da...
Ve, “Kitap”lı öteki iki dinin kutsal kitapları “Tevrat” ve “İncil”de, bu “eşitsizlik” konusunun temel olduğunu da.
Başka bir söylemle Musevi Şeriatı “Halaka”nın, Hıristiyan Şeriatı’nı oluşturan “Kilise Dogmaları”nın da büyük ölçüde “cinsel eşitsizliğe” dayandığını da...
Ne var ki, “Halaka”, yalnızca bir “kavim”in, İsrailoğulları’nın şeriatı olduğu için bir yana bırakılır.
Dünya üzerinde etkili olan “İsa Şeriatı”nın, çağların getirdiği kaçınılmaz “değişim”e uyduğunu biliyoruz.
Çağa dönük yaşamın temelinin de başta “eşitlik”, ilkin de “cinsel eşitlik” olduğunu da.
Dahası dilimizden düşürmediğimiz, “Demokrasi”nin temel direğinin de “eşitlik” hem de “cinsel eşitlik” olduğu da.
Ne ki “İslam Şeriatı”nda da bir tür “değişim” uygulanmadı değil.
“Faiz” konusu...
Kuşkusuz bu yazının devamı da olmalı!
Ne dersiniz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları