Kriz kimin işine yarıyor: Şok Doktrini ve Samir Amin

14 Ağustos 2018 Salı

Samir Amin de öldü:
Marksizmi, Marx’lı dünyaya uyarlayan, Emperyalizmi “Merkez çevre kuramı” çerçevesinde yorumlayan “babalardan” biriydi.
Bugün ülkemizde oluşan krizi Neoemperyalizm ve ona teslim olmuş Türkiye açısından yorumlamaya çalışacağım bir yazı planlarken gelen ölüm haberi beni sarstı!

***

Türkiye 2007’den beri bir “şoklar” dizisi yaşıyor.
Bugün içine girdiğimiz ekonomik kriz de bu dizi içinde yeni bir şok:
Bu şoklar ve krizler kimin işine yarıyor?
Bu sorunun yanıtını bulursak, belki başımıza gelenleri daha soğukkanlı değerlendirme fırsatı buluruz!

***

2007 yılından beri yaşadığımız siyasal ve ekonomik şok ve krizler, Erdoğan/AKP iktidarının işine yaradı...
İktidar bu krizleri fırsata çevirdi: Rejimi değiştirdi.
Ama rejim değişikliği şokları önleyemedi, krizleri çözemedi, tam tersine, daha ilk adımda yeni bir şok ve yeni bir krizle karşı karşıya kaldık.
Çünkü bugünkü dünyada ve bugünkü Türkiye’de, Tek Adam Rejimi ile bu şokları durdurmanın, bu krizleri önlemenin olanağı yok. Bu gerçeği birçok kez yazdım, bir kez daha yineliyorum.

***

Cumhuriyet Pazar Dergi’nin 6 Nisan 2008 tarihli sayısında Z. Kalkandelen“Şok ‘Terapiye’ Şok Tepki” başlıklı yazısında,
Naomi Klein’in “The Shock Doctrine” adlı kitabından hareketle, “felaket kapitalizmi” adı
verilen Neoemperyalizmin  toplumlara nasıl dayatıldığını anlatıyordu:
Cameron adlı bir CIA psikiyatristinin insanlara şok tedavisi uygulayarak belleklerini silip yeni bir insan yaratma deneyleri, Neoemperyalizmin şok yöntemiyle toplumlara uygulanıyor.
Önce savaşlar, terör saldırıları, darbeler, ekonomik krizler ve doğal afetler yoluyla toplumlarda şok yaratılıyor, sonra da bu şokun yarattığı korku ve düzensizlik ortamını kullanan politikacılar ve şirketler aracılığıyla ikinci şok olarak Neoemperyalizm dayatılıyor. Bunlara direnenlere, polis ve hapis baskıları ile üçüncü şok uygulanıyor.
Kalkandelen yazısını “Halkların sonunda felaket kapitalizmine karşı gelmeyi öğrendiklerini” belirterek bitiriyordu.
Türkiye’de geniş kitleler, 16 Nisan 2017 Halkoylamasında ve 24 Haziran 2018 seçimlerinde Neoemperyalist dayatmaya karşı tavırlarını sergilediler ama politikacıların beceriksizliklerinden dolayı direnişlerini başarıya ulaştıramadılar:
Şoklardan ve krizlerden yararlanan, rejimi Tek Adam Yönetimi’ne dönüştüren Erdoğan/AKP iktidarı oldu!

***

Peki Neoemperyalist sistemin dayattığı bu şoklar ve krizler kaçınılmaz mıdır, bunlar nasıl önlenir?
İşte Samir Amin orada devreye giriyor:
“The World We Wish To See” adlı yeni kitabının iki numaralı ekinde, “Bamako Çağrısı” adlı metinde “Yeni Bir Dünya”nın temel ilkeleri yer alıyor.
Bu ilkeleri, Erdoğan/ AKP iktidarının Tek Adam Yönetimine karşı yapılacak olan Demokratik mücadelede, özellikle de CHP’nin benimsemesi gereken politikalar bağlamında kullanılmak üzere aşağıda özetliyorum:
1) İnsanlar ve halklar arasında rekabet yerine dayanışma.
2) Herkese, sınıf ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin tam demokrat ve katılımcı vatandaşlık hakları.
3) Bütün alanlardaki farklılıkların yaratıcı bir biçimde geliştirilmesine olanak sağlayan, evrensel bir uygarlık.
4) Toplumsal değerlerin ve kuralların demokratik yöntemlerle ve demokrasi için öğretilmesi ve kullanılması.
5) Doğanın, yerküre kaynaklarının, tarım alanlarının pazarlanacak mallar olarak değil, insanlığın ortak zenginliği, milletlerin ve halkların siyasal gücü olarak
görülmesi.
6) Kültürel ürünlerin, bilimsel bilginin, eğitimin ve sağlığın pazarlanacak mallar olarak görülmemesi.
7) Sınırsız demokrasi, sosyal gelişme, milletlerin ve halkların özerklikleri ile yakından bağdaştırılabilecek politikaların geliştirilmesi.
8) Antiemperyalist bir temel üzerinde inşa edilecek bir enternasyonalizm çerçevesinde Kuzey ve Güney yarımküre halklarının dayanışması.

***

Türk Lirası’nın değer kaybı krizine ve onun yarattığı şoka sevinmeyin:
Yakın geçmiş, bu şokları ve krizleri, toplumun Demokratik güçlerinin Demokrasiyi geliştirmek için değil, Erdoğan/AKP iktidarının Demokrasiyi sınırlamak için kullanabildiğini gösteriyor!
Dilerim, bu şok ve krizden sonra da, Temel Hak ve Özgürlüklerin üzerine (daha şimdiden ipuçlarını gördüğümüz) yeni sınırlamalar ve kısıtlamalar gelmez!
DEMOKRASİ SAVAŞIMI BİTMEZ:
DİREN HUKUK DEVLETİ!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları