Acaba daha kaç M.Y. var?

31 Mayıs 2019 Cuma

Eğer, toplum yüksek yargının temyizi olmayan kararında, boş yere adalet ararken, adaletin en önemli güncel sorunu, savunmanın etek boyu oluyorsa, o ülke adalet açısından gerçekten çok sorunlu demektir.
Eğer bir ülkede adalet sorunluysa, o ülkede toplumsal yaşam ve selamet de çok ciddi tehditlerle karşı karşıya demektir.
Eğer bir ülkede devletin üç erki arasında kuvvetler ayrılığı ilkesi ayaklar altına alınıyor, yargı bağımsızlığı pervasızca çiğneniyorsa, o ülkede seçim olsa bile demokrasi yok demektir.
Eğer bir ülkede en üretken, en ileri kentin seçiminde kendini ifade eden milli irade, kamuoyunu doyurmayan, kendi üyelerini bile ikna edemeyen gerekçe denmesine bile olanak bulunmayan sözde gerekçelerle geçersiz kılınıyorsa, o ülkede hukuk güdük demektir.

***

Türkiye demokrasisi alil, “hafızası nisyan ile malul”, milli iradesi “benden başkasının hakkı olamaz”a mahkûm bir ülke olarak tüm yurttaşları için yaşanması zor bir ülke iken, özellikle kadın yurttaşları için daha da sorunludur.
Türkiye’de bizatihi kadın olmak başlı başına bir sorundur.
Türkiye’de kadın aşağılanır, horlanır, paylanır, sokağa atılır, dövülür, öldürülür. Erkek egemen toplumun yargısı, kadını ezen, döven, öldürenin durumunu hafifletecek, mazur görecek gerekçeler bulmakta üstattır. Hukuk sistemimiz bu konuda yüz kızartıcı örneklerle doludur.
Yargı kadının kılığını, kadınlık ayıbını gizlemesi gereken bir araç olarak görür. Kadınlık ayıp olduğuna göre, kadın giysisiyle mümkün olduğunca bu ayıbı örtmelidir.
Bu zihniyetin çarpıcı bir örneğiyle önceki gün, İstanbul Anadolu Adliyesi 2. İş Mahkemesi’nde karşılaşıldı.
Önceki gün İstanbul Anadolu Adliyesi’nde 2. İş Mahkemesi yargıcı M.Y. duruşma sırasında, avukat Tuğçe Çetin’in eteğinin boyunun avukatlığa yakışmadığını söyleyerek ikaz ediyor. Avukatın etek boyunda bir gariplik olmadığını söylemesi üzerine, etek boyunun dizden 15 santim yukarıda olduğunu belirtip, karşı taraf avukatının bu konudaki görüşünü soruyor, onun cevabından memnun kalmayınca, kalemden yazı işleri müdürünü çağırtarak, ona aynı soruyu soruyor, cevabının istediği yönde olması için üsteliyor, ardından avukat Tuğçe Çetin’in eteğinin fotoğrafının çekilmesini istiyor, daha sonra duruşma bitiminde, yanına gittiği davacı avukatı Dorukan Davutoğlu’na da,“Ankara Barosu avukatına küpe yakaşıyor mu?” şeklinde çıkış yapıyor, bu davranışların adliye binasında bulunan avukatların tepkilerine neden olması üzerine Anadolu Adliyesi’nde bir süre duruşmalara ara veriliyor.
Bu arada, sabah duruşmalarına top sakallı ve karavatsız gelen yargıç M.Y’nin öğleden sonra duruşmaya top sakalını tıraş etmiş ve kravatlı olarak geldiği görülüyor. Olay budur ve avukatlar ile baroların tepkisi üzerine HSK, hâkim M.Y’yi açığa almıştır.

***

Burada münferit bir olay ile karşı karşıya olduğumuzu sanılmasın!
Kadınların adliyede ayırımcılığa uğraması maalesef sanıldığından daha sık görülmektedir. Olayımızın kahramanı yargıç M.Y’nin ise daha önce 2011 yılında Balıkesir’de bir duruşmada avukat Muzaffer Zeybek’i darp ettiği, avukatın 3 gün iş göremez raporu aldığı da ortaya çıkmıştır.
Yargıç M.Y. o tarihten bu yana görevine devam etmiştir.
Bütün bu olayların üstüne insanın aklına son zamanlarda çok önem kazanan şu soru geliyor:
- Acaba yargıda daha kaç tane bilmediğimiz M.Y. var?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları