AKP İstanbul büyükşehir belediye başkan adayını ilan etti: Murat Kurum.

Karar seçimin nasıl bir sonuç verebileceği Murat Kurum’un adaylığının açıklanması sırasında görülüyordu. Murat Kurum’un adı ve enerjisiyle bu seçimleri mutlaka alacağı söyleniyordu. Bu açıklama öylesine bir enerjiyle (!) ve coşkuyla açıklanıyordu ki salonda Murat Kurum’un kendisinin de seçimin kesin galibi olacağı kimseden saklanamıyordu. AKP’ye bu seçimle ilgili bir tek tavsiye, o da bu adaylık açıklamasının haberini kimseye göstermemeleri.

Murat Kurum’un adıyla beraber yapılan en büyük açıklama yıllardır temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze sürülen Kanal İstanbul’dur.

***

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan insanların karşı çıkmasına rağmen inadına Kanal İstanbul’u yapacaklarını ilan etmiştir. 16 milyon İstanbulluya beş sene için vaat edilen inadına yapılan Kanal İstanbul’dur. Oysa sürekli çağdaşlaşan, sorunları büyüyen yeni merkezlerimizin yeni projelere ihtiyacı vardır. Yeni büyüyen Türkiye’nin artık üretime dayalı sistemlerle kalkınması mümkündür. Enflasyondan, tarımdan ekonomiye kadar her alanda sihirli formül üretimdir.

Belediyeler tarım alanında bile yeni üretici projelerin öncüleri olarak büyük bir seferberliği başlatacaklardır. CHP yeni projeleriyle, kentsel dönüşüm hamleleriyle deprem afetini de üretimle aşmak zorundadır.

Yeni dönemin belediyeciliğinde belediyeler bir dayanışma odağı ve üretim şantiyesi olmak zorundadırlar.

AKP’nin belediyecilik anlayışı ise yeni bir rant üretim ve paylaşma alanı yaratmaktır. Kanal İstanbul projesi de İstanbul’u tümden kaybetmemize neden olacak bir yeni kentsel paylaşım odağıdır. Kanal İstanbul’dan ne büyük bir şantiye çıkar ne de bir büyük dayanışma projesi. AKP’nin sürekli üretim odağı olacak projeler üretmesi bu kafayla mümkün değildir. Ve 16 milyonluk İstanbul’un gerekli kıldığı üretime yönelik projeler arasında Kanal İstanbul yoktur. Onlar kentte yeni rant odakları, yeni israflar, yeni talan ve yağma alanları yaratacak projelerdir.

Murat Kurum’un enerjisi işte bu tür projelere yöneliktir. Oysa sosyal demokratlar yeni dönemin sorunlarını sosyal devletle, dayanışmayla, üretimi artırarak, kalitesini ve verimini yükselterek aşacaktır.

Aranılan enerji bu sinerjiyi yaratmaya yönelik olmalıdır. Modern metropollerde buraların sakinleri kendilerine rağmen yaptırılan ve yaşamlarına dokunmayan projeler üreterek çözümler üretemezler. Geçen 20 yılda her alanda olduğu gibi yerel hizmetler konusunda da yeni rant paylaşım alanları yaratılmıştır. Bu rant paylaşım alanları gelir adaletini, ekonomik durumu bozmuş; şehirlerde yeni ihtilaf ve çatışma alanları doğurmuştur. Kanal İstanbul bunların en görkemlisidir. Yerel yönetimler üretim, eğitim ve kültür odakları olmak durumundadırlar.

***

Yerel yönetimler pazar düzenlemeleriyle buralara yönelik üretimlerle çiftçiyi desteklerken, tezgâhlar karşısında eli böğründe kalmış olan dar gelirliye de yardıma koşacaktır.

Bütün bunlardan yoksun yerel yönetimler yeni yerleşim, ulaşım, iş sorunlarıyla karşılaşarak yeni ihtilaf alanları oluşturacaklardır. Rantı artırarak, şişirerek dayanışmayı artırmak ve çatışma noktalarını yumuşatmak mümkün değildir.

Artık okullarımız çocukların hayata başlarken eşitsizlik, sevgisizlik, korku, tedhiş merkezi olarak işlev görmekte; çocuklar oradan hayata başlarken korkunun, tedhişin, terörün ilk belirtileriyle karşılaşmaktadır.

AKP’nin önerdiği yeni yerel yönetim modelleriyle bu sorunlarla başa çıkmak mümkün değildir.

Yeni belediyecilik ile yerel yönetimlerdeki Sosyal demokratlar, uygulamalarını hayata geçirerek yeni bir yaşam biçiminin mümkün olduğunu kanıtlayacaklardır. Sosyal demokratların önerdikleri halk için üretirken dayanışma içinde olmaktır. İhale, rant, vurgun projeleriyle yeni Kanal İstanbulları halka dayatarak yerel seçimleri kazanmak mümkün değildir.