Barış Terkoğlu

15 Temmuz’u kaça satıyorlar?

03 Haziran 2019 Pazartesi

 Kapının deliğinden dışarı baktı. Sarı polis yelekli bir adam gördü. Hemen açtı. Polis sandığı kişi aslında kendi katiliydi. Onun evde olduğunu biliyordu. Zira Ahmet Kurtuluş ev hapsinde tutuluyordu. Bileğinde elektronik kelepçe vardı. Polis kılıklı adam kimliğini sordu. Kurtuluş, “bir saniye” diyerek içeriye gitti. Peşinden geldi. 5 yaşındaki oğlunun önünde 8 kurşun sıktı. Kurtuluş, başına isabet eden kurşunla hayata veda etti. 

Türkiye, “FETÖ Borsası” denen rezaleti geçen perşembe akşamı işlenen cinayetle bir kez daha konuşmaya başladı. Kurtuluş, FETÖ’den sanık kaçırma suçlarının da işlendiği 69 sanıklı davada yargılanıyordu. Fazla konuşmuştu. Belli ki daha da konuşacaktı. Susturuldu.

Milyon dolarlar dönüyor
Aslında “FETÖ Borsası” yalnız muhalefetin bir suçlaması değil. “FETÖ Borsası kurmuşlar” diyen Şamil Tayyar, henüz AKP milletvekiliyken, “Milyon dolarlar dönüyor, itirafçı adı altında işadamlarını serbest bırakıyorlar” diye devam etmişti. Kastettiği Antep’ti, ama Türkiye’nin her yerinden benzer haberler geliyordu. Bir ucunda FETÖ sanıklarının öbür ucunda yargının olduğu davalarda aracılar kimdi? Tabii ki kimi siyasetçi, kimi hukukçu, kimi mafya olan “hatırlı kişiler”.
Kurtuluş’un katli aklıma Metastaz’da yazdığımız bir dosyayı getirdi. Ahmet Kurtuluş haberlerde yazılmasa da “eski AKP İzmir İl Başkanı Yardımcısı”ydı. Ve görülüyor ki AKP İzmir teşkilatının sicili pek de temiz değil.
Bu köşeyi okuyanlar, FETÖ zenginlerinden Ahmet Küçükbay’ı hatırlıyordur. Küçükbay, sonunda etkin pişmanlıktan yararlanmış ve tahliye edilmişti. AKP’nin İzmir Teşkilatı ile öyle iç içeydi ki, avukatının 22 Ağustos 2017 tarihli duruşmadaki konuşmasını tutanaklardan aktaralım:
AKP örgütü hep Küçükbay’ın binasında çalıştı, Küçükbay’ın binasını kullandı. 2014 yerel seçimleri dahil. O yerel seçimlerde hatta bir şey daha oldu. Bugünkü Başbakan Binali Yıldırım’ın büyükşehir belediye başkan adaylığı için, ona bir çalışma ofisi olarak, üst katın da tahsisi istendi. 2014 yerel seçiminden sonra AKP iki katı kullanmaya başlıyor. Sonra bu 2014 yerel seçimlerinden sonra, 2015 Haziran, kasım seçimleri de dahil, 15 Temmuz darbesi dahil, darbe yapıldıktan sonra dahil, AKP o iki katta çalışmaya devam ediyor. Dolayısıyla 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra da AKP’ye destek kesilmedi.
Belki de bu “faydalı ilişki” nedeniyle, AKP İzmir Teşkilatı, Küçükbay’ı kurtarmak için seferber olmuştu. Durum, Küçükbay’ın yargılandığı iddianameye de girmişti:
Ahmet Küçükbay’ın Niyazi Memur vasıtası ile iş yaptığı anlaşılan avukatın kendisinden 250 bin dolar aldığını, karşılığında hiçbir şey yapmayıp daha fazla para talep ettiğini, parasını da geri vermediği...

Hepsi AKP yöneticisi
Peki, kim bu Küçükbay’a aracı olup avukat bulan Niyazi Memur?
O da AKP’nin İzmir İl Başkan yardımcısı ve İl Genel Meclisi üyesidi.
Peki, bulduğu “kurtarıcı” avukat? Polisin 12 Ocak 2017 tarihli inceleme tutanağında yer alıyor.
Polis, Küçükbay’ın farklı kişilerle mesajlaşmalarını inceleyip bir rapor haline getirmişti. Yazışmalardan “Avukat Yunus” diye geçen kişinin, Küçükbay’dan, “onu kurtaracak kişilere vermek” için 3 milyon dolar istediği, 250 bin dolarını da aldığı anlaşılıyor. Polis, bu kişinin “Yunus Kalkan” olduğunu not ediyor.
O da kim mi? Bir başka AKP İzmir İl Başkan Yardımcısı.
Kalkan, Küçükbay’ı kurtarmak için avukatlık mesleğinin gerektirdiği hukuki savunmalardan “fazlası”nı yapıyor. “Abi” denilen “önemli” kişilerle konuşma mı dersiniz, yoksa Küçükbay’ın parasını ödediği biletlerle Ankara’daki isimlerle görüşme mi? Küçükbay’dan istenen para öyle noktaya varıyor ki Ahmet Küçükbay, avukat Kalkan’a şu mesajı atıyor: “Sizi bize tanıştıran Niyazi Bey’in sizin hakkınızdaki referansı ve alacağınız bedelle ilgili bize söylediği ile sizin abes ve hiçbir mantığa, insafa sığmayan talepleriniz bizi şaşkına çevirdi. Biz de sizi tanıştırana havale ettik.

Binali Yıldırım ile buluşma
Polis raporunda AKP İl Başkan Yardımcısı Yunus Kalkan ile Ahmet Küçükbay arasındaki 16 Şubat 2016 tarihli şu görüşme meseleyi bir başka noktaya taşıyor:
Yunus Kalkan: Son durumdan farklı bir durum, henüz yok. Sıkıntı edeceğiniz bir durum da yok şu anda. Siz Binali Bey’le görüştünüz. Asıl sizde farklı bir durum söz konusu mu?
Ahmet Küçükbay: Doğrudur, Cumhurbaşkanımız kendisi aramış. ‘Ahmet Bey’in sıkıntılarını giderin, sahip çıkın, kurda kuşa yem etmeyin’ demiş. Binali Bakanım da beni aradı biraz dertleştik. Selim’den bahsettik, Emniyet Müdürümüzden biraz bahsettik. Gayet güzel şeyler olmuş çok şükür.
Ahmet Küçükbay’ın o dönem İzmir Emniyeti’ni yöneten şimdiki Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya’dan şikâyetçi olduğunu, İzmir’den gönderilmesini istediğini hatırlatayım.
Peki, Küçükbay ile Binali Yıldırım polis raporunda not edildiği gibi görüşüyorlar mı? İzmir’de konuştuğum kaynaklar yer ve zaman vererek bu görüşmeyi doğruluyor. Küçükbay’ın “kurda kuşa” yem olmadığını da söyleyeyim. Bu köşeyi okuyanlar hatırlıyordur. Ahmet Küçükbay, en değerli şirketlerinden Reka Bitkisel Yağlar AŞ’nin yüzde 51 hissesini iktidara yakın Topbaşlar’a satarak rahatladı. Bir süre sonra etkin pişmanlıktan yararlanan Küçükbay, örgüt üyeliğinden 5 yıl 5 ay hapis cezası alarak tahliye oldu.

15 Temmuz’u pazarlayanlar
Bu arada Yunus Kalkan ile yol alamayan Ahmet Küçükbay’ın “Yunus Bey benden aldığın emanet 250’yi bu hafta iade et” dediğini, “Bir daha size cevap vermeyeceğimi bilmenizi isterim” yanıtını aldığını da polis raporundan aktaralım. 250 bin dolar yanmış, bitmiş, kül olmuştu.
AKP İzmir İl Teşkilatı yöneticileri bir örnek.
Görülüyor ki meydanlara çıkınca FETÖ ile mücadelede mangalda kül bırakmayanlar, arka odalarda başka işler çeviriyor. Yargı düzeni zenginlerin; mafya, siyasetçi, hukukçu eliyle kurtulduğu sisteme dönüşünce de şikâyet ediyorlar.
Ahmet Kurtuluş’un katli bize bir şey öğretecek mi?
15 Temmuz’da darbeyi durdurmak için canını verenlerin hatırasını, dolarla pazarlayanları tanımakla başlayabiliriz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İsmi lazım değil! 15 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları