Pazar akşamı ekran başında değil, eylemdeyiz

16 Haziran 2019 Pazar

Haftalardır gündemi işgal eden TV programı bu akşam...
Türkiye’de çoğunluk, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’ndan uydu aracılığıyla servis edilecek görüntülere odaklanacak.
Ama o saatlerde İstanbul’da bir protesto eylemi olacak.
Bir grup hayvan özgürlüğü aktivisti olarak atlı faytonlardaki zulmü protesto edeceğiz.
Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile seçimi kaybeden ama yeniden yarışması sağlanan Binali Yıldırım, ilk kez birlikte halkın karşısına çıkacak. O saatlerde biz sokakta “Gerçeklik Küpü” eylemi yapacağız.
Maskelerimizi takacağız, slogan atmayacağız... Ellerimizle tuttuğumuz TV ekranları ve bilgisayarlar aracılığıyla gerçekleri insanlara sokakta göstereceğiz. Medya, sesimizi duyurmadığı için biz yine kendi medyamızı yaratacağız.

İki adaya da sorumuz bu
TV programı öncesinde herkesin aklında İmamoğlu ile Yıldırım’a sormak istediği sorular var. Birçok kişi, doğal olarak, İBB yolsuzlukları, seçim iptali ile ilgili skandallar ve kampanya sırasındaki tuhaflıkları merak ediyor. Bazıları da İstanbul’un geleceği ve nasıl yönetileceğine dair politikaları konuşmak istiyor.
İnternet sitelerinde “Adaylara tek bir soru sorabilseniz ne olurdu?” denilerek anketler düzenleniyor.
Benim de yanıtını merak ettiğim çok soru var ama tek bir soru seçmek durumunda kalsam, en öncelikli olduğunu düşündüğüm konuyu gündeme getirirdim: Adalar’daki atlı fayton zulmü!
Amma yaptın! Bunca yolsuzluk ve hukuksuzluk varken onu mu buldun?” diye tepki gösterenler olabileceğini tahmin ediyorum. Ama birileri de önceliği cana vermeli değil mi?
O nedenle iki adaya da sorum şu olurdu:
“Asfalt yollarda ve kavurucu sıcakta dur durak bilmeden koşturuldukları için ayakları kanayan ve sakatlanan,
Kış olunca öylece bir kenara bırakıldığı için çöplerde yiyecek arayan,
Acısı ve çaresizliği yorgun gözlerine yansıyan,
Bir parça ot ve birkaç yudum su ile idare etmesini öğrenmek zorunda kalan,
Turizm ve nostaljinin kölesi atlar, sırtlarında şaklayan kamçıdan ne zaman kurtulacak? Atlı fayton zulmü konusunda ne yapacaksınız?”

Küçükkaya’dan talebimiz
Aktivistler olarak, Lütfi Kırdar’daki programı sunacak gazeteci İsmail Küçükkaya’dan bir ricamız var. Tesadüf eseri yazımı görürse, bu soruyu iki adaya da sormasını talep ediyoruz.
Çünkü uzun zamandır vicdanları yaralayan bu sorunun çözümü, doğrudan İBB’ye bağlı UKOME’nin (Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğü) yetkisinde ve İstanbulluları yakından ilgilendiriyor.
31 Mart’taki seçimden önce bir ara gündeme gelen atlı fayton konusu, onca toz duman arasında yine kaynadı. Oysa Adana, Kuşadası ve Antalya’da olduğu gibi, İstanbul Adalar’da da atlı faytonlar kaldırılıp yerine çağdaş ve çevreci çözümler bulunabilir.
Antalya’da atların çiftçilere hibe edilmesi kararının da geri alınmasını ve atların yaşam haklarının garanti altına alınarak artık sömürülmemesini talep ediyoruz.
Sadece Adalar’da yılda 400 atın fayton işkencesi yüzünden can verdiği ve bir eşya gibi denize savrulduğu bir ülkede, daha fazla bu utançla yaşamak istemiyoruz!
Bu nedenle medyanın, öldüklerinde “telef oldular” dediği atların da insan gibi bilinç sahibi duyarlı canlı olduğunu, onlara uygulanan zulmün boyutlarını topluma duyurmak için pazar akşamı bir kez daha sokakta olacağız.
Gerçeklik Küpü adı verilen eylemimizin sessiz protestosu Lütfi Kırdar’a ulaşabilir mi bilmiyorum ama atların sessiz çığlığını duymak isterseniz bir fayton atının gözlerine bakın. Aynı konuşma zorluğu çeken bir insanı anlamaya çalıştığınız gibi çabalayın.
Bakarak duyun; görerek hissedin!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları