Bir Kumpas Örneği
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Bir Kumpas Örneği

16.01.2015 08:00
Güncellenme:
Takip Et:

İstanbul Fuhuş, Şantaj ve Casusluk Zırvası, elle tutulup gözle görülebilen bir sahtecilik olayıyla başladı. Dijitaller onlarca TSK ve TÜBİTAK çalışanının bir fişleme, fuhuş, şantaj ve casusluk çetesi kurduğu izlenimini yaratmak amacıyla hazırlanmıştı. Amaç bu iftirayla yerlerinden edecekleri subay ve mühendislerin yerine de kendi adamlarını yerleştirebilmekti, bu arada kaç masumun canını yaktıkları umurlarında değildi.

Anayasa Mahkemesi 9 Ocak 2014’te tıpkı Balyoz Davası’ndaki gibi İstanbul Askeri Casusluk Davası’nda da sanıkların adil yargılanma haklarının baştan sona ihlal edildiğini karara bağladı. Bu yazıda Türkiye’de yargı eliyle gerçekleştirilen darbe ve terör döneminin en rezil anısı olarak tarih kitaplarında yer alacak olan bu komplonun öyküsünü paylaşacağım.
İstanbul Fuhuş, Şantaj ve Casusluk Zırvası, elle tutulup gözle görülebilen bir sahtecilik olayıyla başladı. Hazırlanan senaryo gereği “Vika” adlı bir hayat kadınıyla irtibatı varmış gibi gösterilmesi gereken Albay İbrahim Sezer’in arkadaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde söylediği “Eşme” kelimesi, tapeye “Vika” olarak geçirildi. Böylece arama kararı çıkaracak dayanağı imal etmiş olan polisler, 3 Ağustos 2010’da albayın bir dostunun o sırada boş olduğunu bildikleri evine, her nasılsa fuhuş aramasında dijital delil “bulacakları” içlerine doğduğundan, Bilişim Şube ekipleriyle birlikte gittiler. Kapıdan girdikten sonraki 35. saniyede dijitalleri başarıyla “bulan” bu haramyemez kahramanlar, görevlerini yapmış olmanın rahatlığıyla Albay Sezer’in kendi evini arama zahmetine de (mahkeme emrine karşın) hiç girmediler.

***

Gaipten gelen bir e-posta ihbarıyla Üsteğmen Emrah Karaca’nın evi için çıkarılan arama kararı var bir de. Anlaşılan dijital deliller özenle hazırlanmış, sıra “bulunmalarına” kalmıştı ki bir aksilik çıktı: Üsteğmen Karaca başka şehre tayin olup gitmişti! Bu gibi sorunları kendilerine dert etmeyen haramyemezler “yanlışlıkla” başka bir subayın, Üsteğmen Emrah Küçükakça’nın evine gittiler. Tesadüf bu ya, kendisi o sırada seferde olduğundan bu ev de boştu ve işe bakın ki Karaca’nın adına hazırlanmış delilleri Küçükakça’nın evinde “buldular”! Bu piyangodan Küçükakça’ya 10 yıl 7 ay 15 gün hapis çıktı. Karaca hakkında dava bile açılmadı.
Bu dijitaller “bulunuyordu” bulunmasına ama yasanın emrine rağmen sanıklara verilmiyordu. Sonradan anlaşıldı ki güncel gelişmelere göre deliller sürekli zenginleştiriliyormuş; sözgelimi Albay Sezer’in evinde Ağustos 2010’da el konulan diskten Ekim 2010’da yaşanan bir olayın anlatımı çıktı. Çıktı da ne oldu? O dosyayı yazmakla suçlanan Albay Koray Eryaşa (ya müneccimlik ya da “izinsiz zaman yolculuğu yapmak” suçundan olsa gerek) 3 yıl 2 ay 15 gün yattı, cezasını bitirdi, çıktı, Anayasa Mahkemesi’nin kararını evinde buruk bir gülümsemeyle karşıladı. Dijitaller onlarca TSK ve TÜBİTAK çalışanının bir fişleme, fuhuş, şantaj ve casusluk çetesi kurduğu izlenimini yaratmak amacıyla hazırlanmıştı. Anlaşılan bu kurumlarda örgütlenmiş ve yıllardır herkesi zaten fişlemiş bir çete, hazır fişlerinin bir kısmına gerçekdışı fuhuş detayları (iddianamede fuhuş yaptığı söylenen kadınlardan biri mahkemeye bekâret raporunu sundu, diğerlerinin de var olmadıkları ortaya çıktı) ekleyip bilgisayarda hedef seçtiği kişilerin adlarıyla kaydediyor, yargıdaki çete mensupları da asla delil olamayacak bu dosyalara “gereğini” yapıyordu. Amaç bu iftirayla yerlerinden edecekleri subay ve mühendislerin yerine de kendi adamlarını yerleştirebilmekti, bu arada kaç masumun canını yaktıkları umurlarında değildi.

***

Sıfır delille “amirale Harp Okulu öğrencilerini peşkeş çekmekle” suçlandığını öğrenince bebeğini düşüren Ebru Yüzbaşı, fuhuş yaptırdığı yazılan evde yıllardır ailesiyle yaşadığını kanıtlayan Selin Teğmen, milli kripto projesini yürütürken hapse atılıp aylar sonra TÜBİTAK’tan kovuluşunun ardından saçlarına ak düşmüş şekilde serbest bırakılan mühendis Merdan Metin ve daha nice masum, sonunda “mahkeme” bile ortada fuhuş, şantaj ve casusluk olmadığını kabul etse de Balyoz ve Hanefi Avcı davalarındaki “enteresan” kararlarından da tanıdığımız, fizik ve mantık kurallarıyla başı pek hoş olmayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nce mahkûm edildiler.
“Peki ama hiç beraat çıkmadı mı canım?” diyor olabilirsiniz. Çıkmaz olur mu? Hani albayın tapesine “Eşme” yerine “Vika” yazıp işi başlatan polisler vardı ya? Ses kayıtları sahteciliği ortaya çıkınca o polisler mecburen yargılandı, ama yüce Türk adaleti jet hızıyla kendilerini “şikâyetçiler bu sahteciliğin KASTEN yapıldığını belgeleyemediği için” beraat ettirdi, şimdi kuşlar kadar özgür bu polislerimiz.

***

Ben bu yazıyı kaleme alırken (verilmesi bir yıldan fazla sürmüş olan) AYM kararı henüz yazılıp web sitesine konulmadığından beş masum mahpus (milli sonar üretince başı belaya giren ve hapiste üçüncü yılını sürmekte olan Necmi Yıldırım, yetim oğlu o hapse atılınca bir de öksüz kalan bilgisayar programcısı Senay Sarıgöz, Kuzey Irak’ta görev yaparken Ankara’daki evini polisler basınca “casus” olduğunu öğrenen Adnan Yılmaz, “uzman çavuş da eksik kalmasın” mantığıyla içeri atılan Alpay Aksu ve küçük oğlunu “cezaevinde çok gizli görevdeyim” diye avutan Tamer Çetin) başta olmak üzere bu iftiraya hedef olan 44 aile hiç yoktan bir hafta sonunu daha gerçek özgürlüğe kavuşamadan geçiriyordu. Üstelik bu kişiler bu tipten “delil”lerle hapiste yatan son yurttaşlarımız da değiller.
Katliamı bilfiil gerçekleştirenlerin çoktan tahliye edildikleri Zirve davasına, sözlerinde yüzlerce çelişki saptanmış, delil diye sunduğu belgeler sahte çıkmış, ama her nedense savcıların ısrarla yürekten inandığı bir gizli tanığın ifadesiyle sonradan eklenen insanlar da yıllardır tutuklu olarak yargılanıyorlar. İlk “dokunup yanan”lardan askeri savcı Ahmet Zeki Üçok’la Hanefi Avcı’ya kaç kere okursam okuyayım bir suç göremediğim tuhaf dosyalardan yeniden cezaevi yolunun görünmesi de cabası. Ülkemiz bu utançtan kurtulsun artık.  

Prof. Dr. CEM SAY Boğaziçi Üniv. Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

Yazarın Son Yazıları

Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025