Özgür Mumcu

Ahmak Olma Lüksü

15 Nisan 2015 Çarşamba

Türkiye’de PKK kampları var mı? Var. Ertuğrul Mavioğlu ve Çayan Demirel, o kampları anlatan bir belgesel çekti. O belgesel İstanbul Film Festivali’ne katılacaktı. Katılamadı. Kültür Bakanlığı başka zaman çok da üzerinde durmadığı bir gerekçeye dayandı. “Eser işletme belgesi yok” diyerek, Bakur adlı belgeselin festivale katılmasını engelledi.
Ne oldu? Festivale katılan neredeyse herkes filmlerini çekti. Festival yapılamamışlığıyla, Kültür Bakanlığı da “valla sansür yapmıyoruz” dedikten bir iki paragraf sonra “ya film de biraz şey ama yani” diye belirten açıklamasıyla kaldı.
PKK kampları ise hâlâ duruyor.
Bu bir sır değil. Bu devirde bunun-la ilgili bir belgeseli yasaklamaya çalışmak ise hakikaten beyhude. Muhtemelen belgesel bu meseleden sonra normal şartlarda izleyecek olanın yüz katı insana ulaşacak. Sansür bazen iyidir. Film izlettirir, kitap okutturur.
Bu PKK kampları o belgesel çekilmese yok olmayacak. O belgesel çekildi diye de var değil. 30 senedir süren bir çatışma sebebiyle oradalar. Devletimizin de şu sıralar yürüttüğü müzakerelerde silah bırakmadan bahsetmesi, bu fiili durumu kabul ettiği anlamına geliyor.
Bölgeye giden herkes de PKK’nin varlığının bir sır olmadığının farkında. Daha evvel yapılan şenliklere katılmışlıkları da var, yolda milletvekilleriyle karşılaşıp kucaklaşmışlıkları da.
Ağrı’da valilik talimatıyla yapılan operasyon “ne değişti” sorusunu akla getiriyor. Ne değişti de bugüne dek PKK’nin fiili varlığına müdahale etmeyen, Nevroz’da Öcalan’ın mektuplarının yüz binlere meydanlardan okunmasına bel bağlayanlar birden askeri operasyona karar verdi?
Bizi neden kandırmak istediler?
Efkan Ala, milletvekili adaylığı haricinde bir sıfatı olmamasına rağmen neye dayanarak ilk açıklamayı yaptı?
Erdoğan hangi sebeplerle yemedi içmedi de bir toplu açılış töreninde futbol spikeri gibi canlı yayında çatışma anlattı.
Davutoğlu neye dayanarak yaralı askerleri HDP’lilerin kurtardığını söyleyen Demirtaş’ı yalancılıkla suçladı?
O görüntüler ortaya çıkmasaydı hâlâ bizi kandırmaya çalışacaklar mıydı?
Genelkurmay halka teşekkür eden açıklamayı yapacak mıydı?
Her tarafı tel tel dökülen bu manzara, iktidarın kamuoyunu yanıltma gücünde gedikler açıldığını gösteriyor. En sert milliyetçi kesimler dahi iktidarın yetkililerinin acemice ve aceleyle sergiledikleri bu gösteriye kulak asmadı.
Genel kanı bu operasyonun seçim öncesi HDP’nin oyunun azalması ve MHP’den AKP’ye oy gelmesi için kullanıldığı yönünde.
Herhalde bir iktidar için bundan utanç verici bir hal zor bulunur. Tabii o utanç eşiği çoktan aşılmamış olsa idi.
Barış süreci hakkında en mutedil eleştiriyi yapanı bile savaş istemekle suçlayanlar bugün belgesel yasaklıyor, çok ama çok şüphe uyandırıcı bir operasyonu yalan yanlış ifadelerle bir oy mesele-sine çevirmeye gayret ediyor.
Koşuyorlar, arkalarından uzunca iplere bağlanmış türedi medyaları da teneke sesleriyle bir gürültü kopartıyor.
İktidar çıldırdığında onun girdabına kapılmayanların en büyük sorumluluğu soğukkanlı olmak. Hezeyana hezeyan-la değil, somut delille karşılık vermek ve kararlı bir şekilde beceriksiz kışkırtma girişimlerine karşı koymak.
Bunu başarabiliriz. Bunu başaramayacak kadar ahmak olma lüksümüz yok.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları