Önce ‘savaşa hayır’ koalisyonu

Önce ‘savaşa hayır’ koalisyonu

29.06.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Uzlaşma ve demokratik restorasyon adına, zor seçimleri göze almak gerektiğine inanıyorum, son yazılarımda vurguladığım husus bu idi. Ama belli ki, başta Cumhurbaşkanı ve partisi olmak üzere, böylesi zor süreci göze alabilecek siyasi aktörler mevcut değil. En kötüsü, bu zorluğu göze alamayan iktidar ve lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan savaşı göze alabiliyor. Böylesi daha ‘kolay’ görülüyor, Enver Paşa’nın hayaleti sahne alıyor, büyük bir yıkımdan çıkışın çözümünün, savaşın içine dalmak olduğu sanılıyor.
Savaş çığırtkanlarının uğursuz seslerinin önderlik ettiği bir büyük yıkımın önü açılırsa, bırakın demokratik restorasyonu, ortada Türkiye diye bir şey kalmayacak. Suriye’de yaşananların Türkiye’yi tedirgin etmesi doğal ama, bu gelişmeler dün başlamadı. Başından komşu ülkede rejim değişikliği işine bulaşanların, Şam’da namaz kılma hayaline dalmak yerine, bunları öngörmesi gerekirdi. Evet, Suriye sınırında statüko değişiyor, ama zaten hedeflenen bu değil miydi? Hesap tutmadı o başka, hesap statüko değişikliğinin Türkiye, daha doğrusu iktidarın hayalleri ‘lehine’ değişmesi idi, tam tersi oldu. Şimdi, söz konusu olan, o hesapların yanlışlığı ile yüzleşmek yerine, o hayallerin peşinde sürüklenmekte ısrarcı olmak, bu uğurda ülkeyi savaşa sürüklemek hevesi.

Kargalar bile...
Savaş çığırtkanlarının en komik gerekçesi ise “Türkiye’yi İŞİD ile ilişkilendirmek çabasına karşı, bölgede askeri müdahaleye girişerek İŞİD ile mücadelede kararlı olunduğunu göstermek”. Bu iddiaya ‘kargalar bile güler’ bile diyemiyorum, bu olsa olsa kargalara komedi filmi izletmek diye tabir edilebilir.
İŞİD ile mücadelede kararlılık ancak mı akıllara geldi? İŞİD Musul’u işgal ettiğinde, “İŞİD geçici, söz konusu olan Sünni direnci, Sünni devleti” diyen bugünkü savaş çığırtkanları değil miydi? İŞİD ile ittifak içinde olan Sünni çevrelerin liderlerinden biri olan Tarik Haşimi, Musul işgal edildiğinde, İstanbul’da verdiği bir röportajda ‘zafer’ nitelendirmesi yapmadı mı? Bırakın onları, daha bir hafta önce, savaş çığırtkanı gazetelerden biri, “PYD İŞİD’den daha tehlikeli” diye manşet atmadı mı? Bu manşet, Suriye’ye askeri müdahelenin İŞİD’den ziyade, PYD ve Kürtlere karşı hesaplandığının açık itirafı değilse nedir?
Biz, uzunca bir zamandır sadece adı yadigâr kalan ‘barış süreci’ne geri dönülsün derken, Kürtlere karşı askeri müdahale Türkiye’nin içini ne hale getirir, düşünen var mı veya bunu düşünecek kafa kaldı mı? Sıklıkla iddia ettikleri gibi bütün ‘düşmanları’ toplansa, Türkiye’ye ve dahi Erdoğan ve partisine, bir Suriye savaşından daha fazla zarar veremez. Bu kafa Türkiye’yi bölgesel kaosun içine taşımakta ısrar ederse, ülkeyi de kendini de yakacak, hiç kuşkunuz veya kuşkuları olmasın.

Akılsız bir ittifak
İşin ahlaki, insani boyutu bir tarafa, Suriye’ye askeri müdahale, Türkiye’yi sadece içerde değil, bölgesel ve küresel çapta herkes ile karşı karşıya getirecek, hem Batılı müttefikler, hem İran ve Rusya ile aynı zamanda karşı karşıya gelinecek. Diğer taraftan, son zamanlarda tedavüle giren İsrail ile yumuşama hamleleri de sakın Suudiler ile birlikte İran’a karşı örtük cephe hesabının bir parçası olmasın? Öyle hesaplar yapıyorsanız, hemen söyleyeyim, bu sadece ahlaksız değil, akılsız bir ittifak olur.
İsrail ile ilişkiler tabii ki normalleşsin, ama şu andaki İsrail yönetimi ile doğrudan veya dolaylı yakınlık, ne bölgesel barışa, ne de Batı dünyası ile arayı düzeltmeye yarayacak bir iş değil. Şimdiye kadar, ucuz kurnazlığı akıl, “Ali’nin külahını Veli’ye” becerisini siyaset sandınız, geldiğimiz nokta ortada, gelin siz bu kafadan vazgeçin.
Hükümet koalisyonu bir yana, şimdi, öncelikle bir kez daha ‘savaşa hayır’ koalisyonu kurmak zamanı; Irak işgaline karşı koalisyonda AK Partililerin bir kısmı da vardı, umarım yine öyle olur. Bu bir hayat memat meselesi, muhalifleri için de, iktidar partisi için de. “Savaş iktidarı götürür” diye düşünen varsa, unutmasın ki, savaş iktidarla birlikte ülkeyi de götürür, buna karşı iktidar “savaş muhaliflerimizi götürür” diye hesap yapmaya devam ederse hiç kuşkuları olmasın savaş önce onları götürecek.
Kürtlerin Meclis’teki sesine bile tahammül edemeyen milliyetçiler, bu vesile ile Kürtlerin ilerleyişine darbe vururuz aklına meylederse, bilsinler ki, böylesi bir savaş asıl Türkiye’ye büyük darbe vuracak. Vicdanları olmayanlar hiç olmazsa akıllarını başlarına alsınlar, akılları da yoksa ‘musibet’ ile terbiye olacaklar ve bu arada hepimiz büyük acılar yaşayacağız demektir.  

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017