‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

13.03.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Malum, tüm dünyada ciddi bir demokrasi krizi var. Batı Avrupa demokrasisi İkinci Dünya Savaşı sonrası, sadece savaştan alınan dersler değil, aynı zamanda nüfus türdeşleşmesi üzerine inşa edildi. Nitekim, yeni Batı tarih yazımında, İkinci Dünya Savaşı ve nüfus türdeşleşmesi konusu üzerine yeni sorgulayıcı çalışmalar giderek artıyor. Tony Jund ve Mark Mazower bu alanda en iyi bildiğimiz, öncü çalışmalara imza attılar, şimdilerde bu yaklaşım daha da yaygınlaşıyor. Batı’da yükselen aşırı sağ, yeni milliyetçi, yabancı düşmanı akımları anlamak açısından bu değerlendirmeler oldukça zihin açıcı. Zira gerek ekonomik, gerek siyasi nedenler ile sayıları yükselen yabancı göçmenler, Batılı ülkelerdeki türdeşliğin sonunu getirdi, Batı demokrasileri, yeni karşılaştıkları farklılıklar ile birlikte yaşama konusunda karşılaştıkları sınavı başarı ile geçemedi, yükselen tepkilerin kalkış noktalarından biri bu gelişmeler.
Türkiye ile önce Almanya, sonra Hollanda arasında yaşanan son krizi de bu çerçevede değerlendirmek mümkün. Nitekim Hollanda ile yaşanan krizi tırmandıran, Hollanda’da yapılacak seçimlerdeki son safhada, yabancı karşıtı, aşırı sağ Geert Wilders’in partisinin yükselişi ve bunun doğurduğu panik. Diğer tarafta, Avrupa Birliği ülkeleri ve Türkiye arasında yaşanan gerilimin, karşılıklı olarak tırmanma ve tırmandırılması söz konusu. Bir taraf için, Türkiye’nin Almanya ve Hollanda’nın iktidar partisi siyasetçilerine, seçim toplantısı yasağı getirmesi bu gerilimin su yüzüne çıkan, son göstergeleri oldu. Buna karşı, Türkiye’den gelen Nazi suçlaması, gerilimi daha ağır bir boyuta taşıdı. Kuşkusuz, bizdeki iktidar siyaseti de, Batı ile gerilimi yaklaşan referandum dolayısı ile seçim malzemesi yapma peşinde.
Karşılıklı restleşme, iki taraf içinde hayra alamet değil. Türkiye üzerinden yabancı ve özellikle İslam düşmanlığını kışkırtmak Batılı ülkelerdeki demokrasi krizini derinleştirmekten başka bir işe yaramayacak. Diğer taraftan, Türkiye’de her vesile ile Batı düşmanlığını körüklemek, yükselen milliyetçi-otoriter siyasetlerin zeminini beslemeye devam ediyor. Hele, bu yaklaşım Rusya ile gelişen ilişkilere sırtını dayıyorsa, durum gerçekçi siyaset açısından da vahim demektir. Rus basınının, Türkiye’nin Batı ile yaşadığı gerilimi köpürterek yansıtması, ‘Batılıların, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin gelişmesine tepkisi’ olarak değerlendirmesi hiç hayra alamet değil. Doğrusu, ben Suriye’de savaşın diplomatik çözümle neticelenmesi açısından Türkiye- Rusya ilişkilerinin gelişmesinden son derece memnunum. Ancak, unutmayalım ki, Rusya açısından Türkiye ile NATO’nun ve Batı’nın arasını açmak ve Türkiye’yi kendine mahkûm etmek gibi önemli bir husus daha var.
Türkiye’de, Batı hayranlığı ve koşulsuz Batı ittifakına en çok karşı çıkanlardan biriyim. Türkiye’nin demokratikleşmesi AB üyeliğine endeksleyenlere karşı eleştirilerimden dolayı, bazıları şimdi baş iktidar destekçisi kesilen ‘liberal’ ve ‘demokratlar’dan işitmediğim itham kalmadı. Diğer taraftan, Batı dünyasında gelişen siyasal değerler ile Batılı ülkelerin siyasetini birbirine karıştırmanın bizim gibi toplumlar için felaket olduğunu düşündüm, halen de böyle düşünüyorum. Demokrasi, özgürlükler, insan hakları gibi kavramların, Batı’nın yaşadığı acı tecrübelerin sonucunda, didişme, dövüşme, kırma, kırılma dertlerine deva olarak üretilen ve tüm insanlık açısından dikkate alınması gereken kavramlar olduğuna inanıyorum. Tam da bu nedenle Türkiye’nin, Batı ile yaşadığı gerginliğin bir ucunda demokrasi ve özgürlükler gibi değerleri Batı ürünü olarak damgalayıp, onlardan giderek uzaklaşması gibi tehlikeli bir süreç yaşıyoruz. Sonuçta, bu gerilimlerin tırmanmasının Türkiye açısından hem siyaset gerçekleri hem ilkesel savrulma açısından büyük maliyetleri olması endişesi taşımamak mümkün değil.
Son olarak, Türkiye’nin Batı Avrupalı müttefiklerine karşı sitem ile başlayıp giderek daha ağır ifadeler ile devam eden, ‘teröristleri beslemek’ ithamı, Türkiye’nin Kürt sorununu kendi içinde barışçı, müzakereci yollar ile çözmeyi başaramamasının yansımalarından biri.  

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017