Pazarlıkta son aşama

01 Ağustos 2015 Cumartesi

Yetkisiz Başbakan Davutoğlu, PKK silah bırakmadan çözüm sürecinin devamının ya da Abdullah Öcalan ile “heyet görüşmesinin” olanaksız olduğunu söylüyor.
Bugüne değin, PKK silah bırakmadan yabancı ülkelerin gözetmenliğinde MİT Müsteşarı ile pazarlık yapmamış, çözüm süreci ve barış ilan edilmemiş, her gün İmralı’ya heyet üzerine heyet gitmemiş gibi.
Elini verdi, kolunu kaptırdı.
PKK tarafından bir anlamda kurşuna dizilen her askerin, polisin, yurttaşın kanı üzerlerine akıyor.

Meşrulaştırma görüşmeleri
CHP’de koalisyon konusunda üç düşünce beliriyor:
1- Bakanlık için çok hevesliler.
2- “Masayı biz devirmiş olmayalım” diyenler.
3- AKP ile koalisyona karşı çıkanlar.
Bu arada CHP, milletvekili bile olmayan ve Recep Tayyip Erdoğan’a en yakın isimlerden Ömer Çelik ile “istikşafi görüşme” yapıyor.
Türkçesi ile, birbirlerini anlayacaklarmış.
Bugüne değin “kâfi” derecede anlayamamışlar gibi.
CHP, AKP ile koalisyon görüşmelerini sürdürerek yetkisiz AKP hükümetini görüntüde meşrulaştırmış oluyor.
Asıl hedefi yeniden tek başına AKP iktidarı, dolayısıyla erken seçim olan Recep Tayyip Erdoğan’a da bahane ve zaman kazandırıyor.

Kurs mu, lise mi?
Okulların açılmasına şunun şurasında 1.5 ay var ve Anayasa Mahkemesi, dershanelerin kapatılmasıyla ilgili yasayı iptal etti.
AKP’nin yetkisiz hükümeti ise dershanelerin ne olacağına bir türlü karar veremiyor.
Ulusal Eğitim Derneği Başkanı Nazım Mutlu’ya göre, Milli Eğitim Bakanlığı’nın eli ayağına dolandı.
Öyle ya, bir gün “Dershaneler kurs olacak” diyor, ertesi gün “Lise olacak” açıklamasını yapıyor.
Nazım Mutlu, bakanlığın tutumunu aşure kazanına benzetiyor:
“İşlerini bilimle, akılla, işinin ehli uzmanlarla değil de derme çatma militanlarıyla yapmayı seçen bakanlığın, adına ‘dönüşüm’ dediği dershaneden okul yapma girişimi, önümüzdeki öğretim yılına hazırlanan öğrenci ve velileri, labirente dönüşen toz duman içindeki ortamda hangi yolu tutacaklarını iyice bilemez duruma sokmakla sonuçlandı.
Gelecek öğretim yılında, artık iyice çivisi çıkmış, sistematiği kalmamış bir eğitim keşmekeşinin ortasında kalan aileler, çocuklarını daha az hasarla kurtarabilmenin telaşı içinde oradan oraya koşuşturacaklar, parası olanlar, ne olduğu, ne olacağı belirsiz cici ‘kolej’ler yoluyla kendilerini kurtardıklarına inanacak; kalan çoğunluğun kısmetine de, önlerine ‘Anadolu’ adı yapıştırılan düz liseler, imam hatipler, meslek liseleri düşecektir. Onları da veli ya da öğrenci değil, her şeyi ‘çok iyi bilen!’ MEB ve onun yandaş sendikasınca atanan müdürlerden oluşan alt birimleri belirleyecek.”
Mutlu’ya göre, rezaletin son perdesi şu sahneyle açılacak:
Önümüzdeki öğretim yılında, “sözde okul”larda öğretmenler öğretiyor gibi, öğrenciler öğreniyor gibi, veliler de paçayı kurtarıyor gibi yapacaklar.

TIR’ın sonucu
AKP iktidarının, “TIR’larda yakalanan silahlar IŞİD’e değil, Türkmenlere gitti” açıklamasının hayata nasıl yansıdığını bilen var mı?
Suriye ve Irak topraklarında Türkmen köylerini basan IŞİD, “Madem size silah gönderilmiş, onları bize vereceksiniz” diye baskı yaptı. Türkmenlerin dededen, atadan kalan silahlarını bile ellerinden aldı. Silah bulunmayan hanelerde de kafa kesti!

Özet
Türkiye savaşa itildi.
Milli Savunma Bakanlığı’nda ise milletvekili olmayan, TBMM’de yemin etmemiş bir bakan oturuyor!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları