Özgür Mumcu

Masayı AKP dağıttı

18 Şubat 2016 Perşembe

Başkanlık inadı Meclis komisyonunu dağıttı. AKP’nin darbe hukukuna sahip çıkması sebebiyle artık Anayasa Komisyonu yok. Ancak bu durum binbir cambazlıkla CHP’ye fatura edilmeye çalışılıyor.
AKP’nin derdi hep söylediği üzere 12 Eylül Anayasası’nı değiştirmek değil. Asıl dert 12 Eylül’ün getirdiği baskıcı kurumları sonuna kadar kullanmak. Bu yapıyı da Kenan Evren’in dahi anayasasına koymaya cesaret edemediği mutlak güçlere sahip bir başkanlıkla taçlandırmak.
Anayasa, en önemlisi AB’ye uyum için koalisyon hükümeti tarafından olmak üzere defalarca değiştirildi. En çok eleştirilen temel hak ve özgürlükler bakımından en azından lafzi olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uyumlu.
Sözleşmeye uymayan kanunlar ve uygulama.
Kaldı ki, hak ve özgürlüklerin evrensel demokratik standartlara daha da uyumlu olmasını sağlayacak 60 madde üzerinde dört parti de anlaşmıştı.
Neden o değişiklikler yapılmadı?
Çünkü AKP, diğer partileri başkanlık sistemi inadıyla rehin almaya çalıştı. Başkanlık sistemi içermeyen hiçbir değişikliğe yanaşmayacağını açıkça ortaya koydu.
Bunu bir önceki anayasa komisyonu tecrübesinden biliyoruz.
AKP’nin oyalama taktikleri de malum. İstikşafi görüşmeler adı altında CHP’nin bir aya kadar nasıl pasifize edildiği ve seçime gidildiği de şunun şurasında daha dünün meselesi.
Anayasa Komisyonu’nun Meclis Başkanı tarafından feshedilmesi gereksiz bir müsamereyi de başlamadan sona erdirdi. AKP’nin tek başına anayasayı değiştirecek milletvekili yok ve başkanlık istiyor. Diğer üç parti başkanlık istemiyor. Zaten komisyondan bir sonuç çıkması mümkün değildi.
Meclis Başkanı alelade biri değil. Kendisi MTTB liderliğinden geliyor ve Birlik Vakfı’nın kurucusu. Birlik Vakfı’nın da bir anayasa teklifi var. Bu köşede daha önce bahsedilmişti. Meşruti monarşiyi başkanlık zanneden bir teklif. Aynı zamanda bu teklif, anayasayı değiştirmek için mesela 330 milletvekiline ihtiyaç olmadığını daha az sayıda milletvekiliyle de anayasanın değiştirilebileceğini söylüyor. Meclis
Başkanı İsmail Kahraman dün veryansın etti. Açıklamasına bakılırsa sorun CHP’nin ilk dört maddeyi tartışmaya açmaması, parlamenter sistemde ısrar etmesi ve darbe hukukunun tasfiyesini talep etmesi.
İlk dört maddeyi zaten teknik olarak değiştirmek mümkün değil. Parlamenter bir sistem isteyen bir partiyi illa da başkanlık sistemine onay vereceksin diye sıkıştırmanın anlamı yok. Darbe hukukunun tasfiyesi talebinin Anayasa Komisyonu’nu feshetmek için bahane edilmesi ise AKP’nin 12 Eylülcü karakterini iyiden iyiye ortaya koyuyor.
Üzerinde daha evvel uzlaşılan ve temel hak ve özgürlükleri ilerletecek 60 maddenin parlamenter ya da başkanlık sistemiyle bir ilgisi yok. Bunların önünü AKP’nin başkanlık inadıyla tıkaması bir şantajdır.
Darbe hukukunun anayasadan ve kanunlardan temizlenmesinin önüne başkanlık engelini koymak da reisçiliğin sistemi nasıl kilitlediğini gösteriyor.
AKP ve onun anayasanın girişine din referansları koymayı planlayan Meclis başkanı Anayasa Komisyonu’nu dağıtmıştır.
Bundan sonrası ya çirkin mebus pazarlığı ya da 330 dahi aranmadan bir referandum yapmanın çaresine bakmak.
Muhalefet, uzlaşılan maddelerde AKP’nin engelleyici rolünü ve darbe hukukunun tasfiyesine direnen iradesini anlatabilmeli.
Darbe mevzuatının tasfiyesine karşı çıkan AKP, niyetini de rengini de herhalde daha açık belli edemezdi.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları