Kuzgun’la Sohbet: ‘Önce Sevmek Gerek...’

Kuzgun’la Sohbet: ‘Önce Sevmek Gerek...’

10.07.2016 09:24
Güncellenme:
Takip Et:

Bayramın ikinci ya da üçüncü günüydü. “IŞİD’in bomba patlatmasına gerek yok, biz zaten trafikte kendimizi telef ediyoruz” diye içimden geçirirken... Hayır hayır, kovdum kara düşünceleri kafamdan, bomboş İstanbul’un tadını çıkarıyorum.
Sabancı Müzesi’nin terasındayım. Karşımda, bütün görkemi, şaşaası, büyüsü, çılgınlığı ve avaz avaz haykırışıyla o kuşlar duruyor. Kuzgun’un kuşları.

Öncü bir sanatçı
Kuzgun Acar (1928-1976) çok zamansız yitirdiğimiz öncü ve usta bir sanatçı, muhteşem bir kişiliğe sahip benzersiz bir insan ve arkadaşımdı!
Onu tanımamış olanlar için, “arkadaşımdı” sözcüğünün gereği özelliklerini bir çırpıda sayabilirim: Efendiydi, çelebiydi, insana, doğaya, sanata saygılıydı (Çüş diyecek yerde “çüşünüz” derdi.) Edebiyat, tiyatro tutkunuydu. (Devrim İçin Hareket Tiyatro, Tös Tiyatrosu tanığımdır.) Bilgiliydi,kültürlerarası bütünlüğe inanırdı. Meraklıydı. Araştırmacıydı. Çalışkandı. Paris’te burslu yaşadığı yıllar dışında hep parasızdı. Şakacıydı. İronikti. Sosyalistti. Gülmeyi ve insanları severdi. İsyankârdı. (Akademiyi bitirdi ama Akademiye sığınmadı.) Kurallara hep başkaldırdı. Asla ödün vermedi. İlkelerinden vazgeçmedi. Veee olağanüstü yaratıcıydı.
Bütün bu saydıklarım onun o muhteşem yaratıcılığıyla birleştiğinde, onu hep ama hep öncü kılacaktı. Hiç kimsenin denemediği malzemelerle heykellerini yaparken heykel sanatının sınırlarını zorlayacaktı. Çiviler, teller, paslı demir parçaları, sanayi atıkları, onun hünerli elleri parmakları arasında yeni formlara kavuşuyordu. Bunları birbirine kaynaklayarak, birbiri içinde eriterek müthiş hareketli, çarpıcı eserler yaratıyordu.

Bir de işe yaradı mı!
Sabancı Müzesi’nin terasında Kuzgun’un kuşları ha uçtu ha uçacak derken birden Kuzgun’un kendisi çıkagelmez mi! Ne çok özlemişim! Başladık sohbete.
Kuzguni sesiyle, “Önce sevmek gerek, Sultanım” diyor. “Karşına bir malzeme çıkar. Ona sevgiyle yanaştıkça, sokuldukça tanırsın. Tanıdıkça da seversin. Bir kere sevdin mi, gönlünü verdin mi bu malzemeye, nakış da olur, heykel de, mask da...”
Ah o harikulade masklar! Mehmet Ulusoy’un sahnelediği, Metin Deniz’in o büyülü “perde”siyle bütünlenen “Kafkas Tebeşir Dairesi”nin tencere tava, çatal bıçaktan masklar... Deniz kaplumbağalarının kabuklarından giysiler! Resim ve heykeldeki bireysel çalışmasını işe yaratıyordu tiyatroda.
“Tiyatro bana kolektif namusun ne demek olduğunu öğretti. Heykel, resim gibi bir sanatın, ortak amaç için nasıl kullanabileceğini öğretti.”
“Heykeli öyle de yapsan olur, böyle de... Taştan mermerden oyarsın, çividen demirden dökersin, çanak çömlekten bükersin. Hepsi de olur... Ama bir de işe yaradı mı, bir de işe yarattın mı, o zaman öpülesiye, okşanılasıya güzel olur, doğru olur...” diyordu.

Esere saygı ya da saldırı!
Kuzgun aramızdan ayrılalı 40 yıl oluyor. 46 yaşındaydı. Önümdeki “Kuşlar” adlı eseri, yıllarca İstanbul Manifaturacılar Çarşısı (İMÇ) ön cephesindeydi. Eser, 60’lı yıllardan bu yana doğal tahribat gördü. 2013’te Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı girişimi ve projesiyle korumaya alındı. İMÇ’nin maddi katkıları ve Fatih Belediyesi’nin lojistik desteğiyle restore edildi. 23 Ekim’e kadar Sabancı Müzesi’nin bahçesinde görülebilecek. Sonra ait olduğu yere İMÇ’ye dönecek.
Müze Müdürü Nazan Ölçer’in de vurguladığı gibi, “Bu eser, sanatın kamusal alanda, ticari bir yapı çerçevesinde varlık göstermesi konusunda özel ve öncü bir nitelik taşıyor.”
Bugün yapılan AVM rezilliklerine bakın, hangisinde sanat eseri görüyorsunuz? Oysa İMÇ mimarları, Doğan Tekeli, Metin Hepgüler ve Sami Sisa’nın ilkelerinden biriydi sanatla mimariyi iç içe yoğurmak.
Bugün yaşadığımız farklı bir gerçeklik: Son olarak Bursa’da gördük: Heykele saldırı, üzerine boya atmak! Bir önceki saldırı “Adem ve Havva” eserineydi şimdi de “Özgür Olmak” adlı esere! Her ikisi de 2011’deki Uluslararası Kuzgun Acar Heykel Sempozyumu’nda yabancı sanatçılar tarafından yapılmıştı!
Kardeşim böyle “sakıncalı” isimler koyarsanız heykellere, olacağı budur Yeni Türkiye’de!  

Yazarın Son Yazıları

Işığı hiç sönmeyecek

O, Nermin Abadan Unat. Neden mi ona minnet borcumuz var?

Devamını Oku
14.12.2025
Roman gibi

Sabiha Sertel (1895-1968) ve Zekeriya Sertel (1890-1980). Osmanlı’nın sonu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında duygu ve düşünce dünyamıza sonsuz katkılarda bulunmuş bu iki önemli ismi bu ülkede yaşayan herkesin, hele hele gazeteciliği meslek edinmiş her insanın çok yakından bilmesi gerekir.

Devamını Oku
11.12.2025
Aşkla ölüm arası

O kadar güzeldi ki tadı damağımda kalmıştı.

Devamını Oku
07.12.2025
Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025
Tüm iyilerin Altan ağabeyi

Altan Öymen aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçerken bile hepimize bir ders verdi...

Devamını Oku
24.07.2025