Neden Yapıyor?

Neden Yapıyor?

08.11.2013 00:41
Güncellenme:
Takip Et:

Gezi olayları patlak verdiği sırada, Erdoğan’ın gelişmeleri kavrayamadığı, değerlendirme hatası yaptığını söyleyenler çoktu.
O çoğunluk içinde yer almadım. Tam tersine, Tayyip Bey’in Gezi olaylarına da yine gerilim yaratacak şekilde yaklaşırken kendi açısından doğru bir hesap yaptığını ileri sürdüm. Sanırım kamuoyu yoklamaları bu görüşün haklılığını kanıtlamıştır.
Zaman zaman, öylesine yanlış anlamalarla karşılaşıyorum ki (kabahati bendedir herhalde) burada bir açıklamayı zorunlu görüyorum:
Bu yazdıklarım Tayyip Bey’in davranışlarının ülke çıkarları ve demokrasi açısından doğru olduğu anlamını taşımamakta ama onun yaptıklarının kendi hesaplarıyla tutarlılığını irdelemeye, “neden böyle yaptığını” anlamaya çalışmaktadır.
Tayyip Erdoğan’ı değerlendirirken zaman zaman temposu değişen hedefine yürüme hızını, amaca yönelik yolun hangi evresinde bulunduğunu düşündüğünü iyi hesaplamak gerek sanırım. Bir de bunun yanında, Tayyip Bey’in ana politik yöntemini iyi belirlemek gerek.
Tayyip Bey’in ana politik yöntemi, şu çok ünlü kuraldır:
Böl ve yönet!
O, Türkiye’yi Uğur Mumcu’nun deyimiyle karnıyarık gibi ortadan bölerek yönetmeyi yöntem bellemiştir.
Bölünmenin asıl ölçütü, bizden olanlar ve ötekilerdir. Bu ötekiler zaman zaman Cumhuriyetçi, zaman zaman laik, zaman zaman Alevi olabilirler.

***

Esas olan bölünmedir, bölünen parçaların içeriğinden çok, bizden olanlar olmayanlar ayırımıdır.
Bütün faşizmler, bir düşmana ihtiyaç duyarlar, Tayyibizmde öteki ile düşman aynı şeydir.
Ve tabii ki bütün kötülüklerin anası, ötekilerdir. Bu ötekiler laikler olabildiği gibi Geziciler de olabilirler.
Unutmayalım! Trafiği tıkayanların bile Geziciler olduğu söylenebilmektedir bu ülkede.
Bunun söylenebiliyor olması, inanacak bir potansiyelin de olduğu varsayımına dayanır.
Böyle bir şeyin olabilmesi ancak ötekinin bütün kötülüklerin kaynağı olduğuna inanılabilmesine bağlıdır.
Bu yöntemle hareket eden Tayyip Bey için demokrasinin bir araç olduğu da kimsenin meçhulu değildir.
Demokrasi tramvayına, amaçladığı durağa kadar ihtiyaç duyan Tayyip Bey’in asıl amacı İslamcı Osmanlıcı bir toplum görüşünü egemen kılmaktır.
Bu yürüyüşte, bir aşamadan sonra, başlarda gizlenen emeller artık açığa vurulur.

***

İşte şimdi o aşamaya varılmıştır.
Demokrasi önemli değildir. Önemli olan, kendi savunduğu “muhafazakâr” İslami değerlere uygunluktur.
Toplum hayatında kutsal demokratik kavramlar yok. Kutsal dini kavramlar vardır.
Bunu da artık açıkça söylemenin zamanı gelmiştir.
Nitekim öyle yapılmış, türban serbestliği konusunda da aynen böyle davranılmış ve olay, başörtüsünün dinin emri olduğu doğrultusuna oturtulmuştur.
Öğrenci evleri ve TBMM’de türban konuları birbirlerinden ayrı değillerdir ve her ikisi de “Bizler dinin ve muhafazakâr ahlakın emrettiklerini yaparız, bütün kötülüklerin anası olan ötekilerse buna karşıdırlar” mesajını yaymak için kullanılmışlardır.
Bunların bu topal anayasaya, demokrasinin temel ilkelerine uygun olup olmamaları, dış dünyanın tepkisini uyandırması önemli değildir.
Çünkü o aşama artık geride kalmıştır.
Bizimkiler ve onlar ayırımının dışlayıcılığı da önemli değildir.
Kimi yalaka liberal bizdenciler de artık gemiyi terk edebilirler; kalacak “öz bizdenciler” yeterlidir.
“Öz bizdenciler”in desteği başkancı sistem için yeterli çoğunluğu sağlamasa bile ötekiler üzerindeki sultayı sürdürmeye yeterli olacaktır.
İslamın geleneksel muhafazakâr ahlaki değerlerin Tayyip Bey’in yanında olduğu, ötekilerin bunlara karşı kötüler oldukları algısını yaratmak amaç olunca, Tayyip Bey’in son oyununda da kendi hesapları açısından tutarlı olduğu söylenebilir.  

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023