Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yasak Aşk
Selçuk Üniversitesi’ndeki “yasak aşk cinayeti” dillerde…
Basına yansıyanlar doğruysa, Profesör, Dekan’la evliyken, yine evli olan Sekreter’e gönül vermiş.
Ancak Sekreter, bir süre önce eşinden boşanan iki çocuk babası Doçent’le ilişkideymiş.
Dekan, kocasını baştan çıkardığını düşündüğü Sekreter’i başka bir fakülteye tayin etmiş.
Bir süre sonra Profesör ile Doçent, aynı kadına sevdalandıklarını fark edip düşman olmuş.
Profesör, Doçent’in odasına gidip “Sevgilimi elimden aldın” demiş ve boğazını kesmiş.
***
Sıradan bir kıskançlık cinayeti gibi görünse de olayı, gazetelerin birinci sayfalarına çıkaran birkaç boyutu var:
Bir defa Türkiye’nin en muhafazakâr kabul edilen illerinden birinin, mazbutluğuyla meşhur bir kampusunda cereyan ediyor.
Olayın kahramanlarının tümü “okumuş insanlar.” Akademisyenler.
Ve hepsi de evliyken başka ilişkilere meyletmişler.
Bu haliyle Selçuk cinayeti, toplumun yeraltı sularına dair birçok ilginç ipucu veriyor.
İstisnai bir “çapkınlık vakası” mı bu?
Yoksa baskı altındaki toplumların yorgan altına gizlediği sancılı ilişkilerin, kazara ortaya dökülüveren sırlarından biri mi?
***
“Memelilerin yalnızca yüzde 3’ü tekeşlidir” diyor Levent Mete, “Psikeart” dergisine yazdığı makalede… (Sayı 16)
Ve ekliyor:
“İnsan, bu yüzde 3’lük grupta yer almıyor.”
Çayır fareleri, o yüzde 3 içindeymiş. Tek bir eşe bağlanır, yavrularını birlikte besler, hayatının tümünü birlikte geçirirlermiş.
Dağ fareleri ise, genetik olarak çayır farelerinin yakın akrabası olduğu halde, çokeşliymiş. Kısa süreli ilişkiler kurar, yavrularla ilgilenmez, çiftleşmeden sonra başkalarının peşine düşermiş.
Zoologlar, iki türü karşılaştırınca, çayır farelerinin beyninde, dağ farelerinden farklı olarak “oksitosin” hormonu üreten sinyal alıcıları bulunduğunu saptamış.
Bu hormon, tekeşliliği ödüllendirirken eşler arasındaki bağı da güçlendiriyormuş.
Araştırmacılar, dağ faresinin beyninde çayır faresininkine benzer bir oksitosin etkinliği yaratmış.
Sonuç:
Dağ faresi, çapkınlığı bırakmış.
Tek fareye bağlanmış.
Evinin faresi olmuş.
***
İnsanların, farelerin genetiği vardır, ama toplumlar, sabit bir genetiğin değil, kökleri derine inen, ama zamanla değişebilen kültürel aidiyetlerin, sosyal iklimlerin, etnik kimliklerin, dini âdetlerin, mahalle atmosferinin etkisindedir.
Görünen o ki, insan denilen memeli, kendi genetik şifreleriyle, yaşadığı toplumun normları arasında sıkıştığında yeraltına iniyor; yasaklanan hazlarını orada yaşıyor.
İhlal edilen yasak ne kadar büyükse, onun suçluluk duygusuyla taassup görüntüsü de o kadar abartılıyor.
Bazen en “çarpık” sayılan ilişkilerin, en sadık sanılan coğrafyalardan çıkması boşuna değil.
Çare, beyne sadakat hormonları yerleştirmek, mahalle baskısını katmerleştirmek, yasakların sınırını genişletmek, daha dindar nesiller yetiştirmek filan değil.
Tersine.
Aşk denilen virüs, baskı altına alınıp yasaklandıkça karanlıkta küflenip hastalıklı bir hal alabiliyor; hiddete, şiddete, vahşete dönüşebiliyor.
Özgür toplumlar ise şeffaflığın, doğallığın, dürüstlüğün konforunda, daha sağlıklı ilişkiler geliştirebiliyor.
Yüreğin kurtuluşu köreltmede değil, özgürleştirmede…
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun konuşma
- Özgür Özel'den 'atama' çıkışı
- Özgür Özel kutlama programında
- CHP'li vekilden Soma için flaş çağrı...
- Mine Esen'den anlamlı konuşma...
- Serra Menekay yazdı, Aysim Dolgun Ildız besteledi
- İşte Cumhuriyet'in tarihi
- Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri eylem yaptı
- Cumhuriyet 100 yaşında! İyi ki Cumhuriyet var
- Şişli'de Hıdırellez coşkuyla kutlandı
En Çok Okunan Haberler
- 'Radikal adımlar atılmazsa...'
- Ece Üner'in 'Taha Hüseyin Karagöz' eleştirisi gündemde
- 'Ana hedef Recep Tayyip Erdoğan'
- 7 banka artık tek ATM'den hizmet verecek
- 2025'te dolar TL ne kadar olacak?
- Müdürün odasını bastı
- Emsal olacak bir karar: Kiracıya 55 günde jet tahliye!
- Erdoğan'dan 'operasyon' sonrası dikkat çeken açıklama
- Gök gürültülü sağanak yağış etkili olacak!
- Fenerbahçe'den İsmail Kartal kararı!