Efendinin Kulağı, Kulun Boynuzu

06 Temmuz 2014 Pazar

Türkiye’den yaklaşık 2 bin kişinin saflarına katıldığı IŞİD, cihat açıp cenk eylediği bölgede hilafet ilanından sonra bayrak değiştirip, “Irak-Şam İslam Devleti” abukluğundan “İslam Devleti” sabukluğuna geçti.
Geçen haziran ayında El Arabiya medya grubu, Irak İçişleri Bakan Yardımcısı Adnan el Asadi’yle yapılan bir röportaj yayımladı. Bakan yardımcısı, röportajda bu cellat şebekesini yöneten 6 kişinin adları, sanları ve geçmişleriyle kimliklerini sıraladı.
Asadi, böyle bir açıklamayla ABD, İngiltere, İran ve Rusya’ya “enayi değiliz, kim kimdir, biliyoruz!” mesajı veriyordu. Peki, IŞİD’i yöneten 6 kişi aslında kimdi ve neyi biliyordu Irak yönetimi?
Yakından bakalım.
Ebu Bekir Bağdadi. Asıl adı İbrahim el Bedri. 4 Haziran 2004’te Amerikan güçleri tarafından yakalanmadan önce İslam bilimleri dersi veriyor, Bağdat ve Felluce’de imamlık yapıyordu. Amerikalılar tarafından serbest bırakıldıktan 3 yıl sonra Sünni Ordusu milis gücünü kurdu ve El Kaide’ye katıldı. Ebu Ömer el Bağdadi’nin ölümünden sonra örgütün üç numaralı yöneticisi oldu. Bağdadi’nin adını aldı.

***

Ebu Muhannad Suveydavi. Asıl adı Ebu Ayman el İraki. IŞİD’in hem yönetim kadrosunda, hem de askeri konseyinin üyesi. Saddam’ın hava ordusunda istihbaratla görevli bir albaydı. 2004’te Amerikalılar tarafından tutuklandı. 3 yıl hapis yattı. Serbest kaldıktan sonra Suriye’ye geçti. Halen İdlip, Halep ve Lazkiye’de IŞİD “emir”i. Öldürüldüğü iddia ediliyor.
Ebu Ahmed el Alvani. Asıl adı Velid Casim el Alvani. O da Saddam ordusunda subaydı. Şu anda IŞİD’in askeri konseyinin başı. Ebu Abdulrahman el Bilavi. IŞİD askeri konseyinin eski başkanı. Asıl adı Adnan İsmail Necim. 27 Ocak 2005’te Irak’ın Anbar bölgesinde El Halidiye kentinde Amerikalılar tarafından tutuklandı. Bucca’daki esir kampına kapatıldı. Serbest kaldıktan sonra El Halidiye’de öldürüldüğü iddia ediliyor.
Hacı Bekir. Gerçek adı, Samir Ebu Muhammed el Halifi. Yine Saddam ordusunun eski subayı. Bucca esir kampındaydı. Serbest kaldıktan sonra El Kaide’ye katıldı. Yakın zamana kadar Suriye’deki en güçlü komutandı. Onun da öldürüldüğü iddia ediliyor.
Ebu Fatima el Caheyşi. Asıl adı, Ni’ma Ebd Na’yıf el Caburi. IŞİD’in Güney Irak’taki yapılanmasını sağladı. Daha sonra Kerkük’teki oluşumdan sorumlu kılındı.

***

Bu altı kişinin izlediği yol haritasında, çizgilerin kesiştiği üç buluşma noktası var: Hepsi Iraklı. Aralarından en az dördü, Saddam ordusunun eski subayları. Subay olmayan Bağdadi başta, haklarında bu tür bilgi olmamasına karşı Ebu Fatima el Caheyşi ve Ebu Ahmed el Alvani dahil, büyük ihtimal hepsi bir ara Amerikalılar tarafından tutuklanmış, hapishane ya da esir kampında kalmış...
Nedense bu hapis ya da esaretten, hepsi “aşırı İslamcı” olarak hidayete erip çıkmış, silaha sarılmış. Hepsi önce El Kaide rahlesinden geçmiş, sonra IŞİD şemsiyesi altında, soluğu nedense Suriye’de almışlar. Nedense diyorum, çünkü Irak yurttaşı ve hatta çoğu subay olarak yurtlarının ABD tarafından işgaline tanık olmakla kalmayıp, Amerikalılar tarafından mezalime uğrayan bu kişilerin; serbest kalır kalmaz Suriye’ye geçseler bile yurtlarını işgal ve tarümar eden ABD’ye düşmanlık yapmaları beklenirdi.
Oysa bunların, en azından işin başında, Suriye’ye ABD’nin tam istediği şeyi gerçekleştirmek, Beşşar Esad’ı düşürmek için aşırı İslamcı terör örgütü kurmak, iç savaş çıkarmak peşinde geçtikleri anlaşılıyor. Suriye’de kaldıkları sürece, bu Iraklılar ve IŞİD’in kestiği kellelerden, yaptığı katliamlardan nedense kimse haberdar olmuyor, kimse şikâyet etmiyor!

***

Hatta geçen yıl IŞİD’in El Nusra ile çatışmaya girmeden önce Diyarbakır’da yaptığı gizli toplantı bile görmezden geliniyor. Cellat çetesi, babasının çiftliği gibi at oynattığı Diyarbakır’da, bu yıl 30 Mart öncesi dağıttığı ve yerel seçimleri boykot çağrısı yaptığı bildiride, “Demokrasi İslama aykırıdır” mesajı verebiliyor!
IŞİD ne zaman ki azıp Irak’a da sıçrıyor, komutanlarından bazıları öldürülürken, çete de kesik kelle koleksiyoncusu terör örgütü olarak hedef gösteriliyor!
Amerikalıların Irak’taki hapishane ve esir kamplarında besleyip büyüttüğü mücahit boynuzlar, Sam Amca’nın kulaklarını geçince, elbette budanır.
Sam Amca’nın kulak küpesi Türkiye de, IŞİD’e verdiği destekle yediği kötek arasında itilip kakılır.  

HAYAT VE ŞİİR 
İki uçurum kesişir 
Bir yana kanayan hayat düşer 
Öte yana kanadı kırık kuşlar gibi şiir. 

Hayatlar ve şiirler tutar elimi 
Çekerler kuyuların içinden 
Başka kuyulara itmek için beni. 
F.TUĞRUL OKAY

Y.N.: Titrek bir el yazısıyla bana kâğıt parçaları üstüne yazılmış olağanüstü bir şiir demeti gönderen Tuğrul Okay, Somtaş Sitesi Uzunkale Sokak 5/B Daire 25, Pendik adresinde yaşıyor. Kendisini tanıyan bir okurum varsa, lütfen kendisine bu gazete baskısını iletsin.  

“Kötüye göz yumarsanız, kötü sizi cezalandırır.”
LEONARDO DA VINCI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kızgın Boğa 21 Nisan 2024
Kıyamete hazırlık 14 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları