Her kılığa bürünen popstar siyasilere!
Enver Aysever
Son Köşe Yazıları

Her kılığa bürünen popstar siyasilere!

24.02.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

RTE Türkiyesi yorgun, yılgın, dahası umutsuz ve geleceksiz. Bu koşullarda giderek bencilleşen, kafasını kuma gömen bir halktan söz ediyoruz. Gerçi hakikati söyleyince insanlar durumdan pek hoşlanmıyor ama örneğin toplumun onayı olmadan bu denli hukuksuz bir ortam yaratılamazdı. Başka türlü söylersek, dün yaşanan adaletsizlikler karşısında sessiz kalanlar, bugün başlarına benzer haller gelince neden şaşarlar anlamak mümkün değildir. Er ya da geç tek adam yönetiminden herkes payına düşeni alır, alacaktır!

Geçen gün siyasal İslamcı iktidarın ilk başbakanı ve Cumhuriyet Türkiyesi’nin son Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Gezi ile gurur duyuyorum” dedi. Bu sözlerin Gezi’de bulunan, oradaki değerleri asgari olarak benimseyen biri için anlamı olamaz. Sorunun kaynağı olan birinin, gecikmiş olarak takındığı tutum değersizdir. Öldürülen çocukların anısına saygısızlık olur Gül’le yan yana düşmek. Ancak ülke öyle bir hale geldi ki, şu an RTE iktidarının denetimsiz gücü kırılsın diye tuhaf ittifaklara boyun eğmek zorunda kalıyor geniş kesim. Bazı siyasal gözlemciler Davutoğlu, Babacan, Gül gibi isimlerin “Artık siyasal İslam bitti” türü yaklaşımlarının umutvari olduğunu sanıyor.  

Bilimden, demokrasiden, insan haklarından söz ederek yol almanın mümkün olmadığına inandırıldı toplum. Bu tezle en koyu Cumhuriyetçiler ıslah edildi. Üçüncü sınıf siyasetçiler alkışlatıldı. Popstar olarak her yola gelen yeni tür siyasetçiler iyice şımartıldı. Elbette “şeyh uçmaz mürit uçurur”. Cemiyetlerin cemaatleşmesinin bal gibi AKP’nin, yani siyasal İslamın zaferi olduğunu neden kavrayamıyoruz? Her yola gelen, her kılığa giren, üstelik de cahil siyasetçilerle nereye gider toplum? Diyeceğim, çağın en tehlikeli virüsü siyasal İslamcılıkla mücadele edenler neredeyse suçlu sayılıyor. Bu tam da RTE’nin başarısıdır. Önce Ekmeleddin faciası, ardından Abdullah Gül’ün ciddi ciddi muhalif ittifakın adayı olarak öne çıkması rastlantı değil elbette!

Muhalefet ittifakının lideri “çıt” çıksın istemiyor. Yani gözlerimizi yumalım, “ilkin RTE meselesi hallolsun, sonra gereğini yaparız” türü bir anlayış öneriyor. Bunu kabullenmek mümkün müdür? Bir kez toplum bu türden cemaatleşmeye eyvallah dedikten sonra, bir daha bilim yoluna döner mi sanıyorsunuz? Büyük bir etik çöküş, cahilleşme dönemindeyiz. Doğal olarak da buradan güç devşirenler ilkesiz, omurgasız davranma becerisi olan siyasilerdir. Onlar yetmiyormuş gibi, bir de tetikçi danışmanları çıktı başımıza. Gücü kim ele geçirirse esasen RTE gibi davranıyor. Kimi partisini öyle yönetiyor, kimi belediyeyi. Hiçbir şey değilse kişi, apartman yöneticisiyse mesela, orada zorbalaşıyor.

Çıkar gerekçesiyle içinde bulunduğumuz kepazeliğe boyun eğen ya da katkı veren siyasileri anlıyorum, Elbette hak vermiyorum. Ancak bu duruma hiçbir eleştirel tavır getirmeden, canhıraş savunan gazeteci, akademisyen, sanatçı, her neyse kanaat önderi denen kimseleri kavrayamıyorum. Siyasilerin çıkarcı tutum takınıp toplumu aldatması, uyutması âdetten de, size ne oluyor? Ciddi biçimde el değiştiren entelektüel ortamın nasıl derin bir çöküşte olduğunu görmeyen birinin kalemine kanılır mı?

Düne dek iktidar tüm suçlarının üstünü “kandırıldık” diye örterken, şimdi de muhalefet benzer bir tutumu kendi için istiyor. Bile isteye ortaya çıkan siyasal, düşünsel sefalete boyun eğmemizi öneriyor. Hatta dar çevrede yaptırım uyguluyor. Sanıyor musunuz ki sadece iktidarın gazeteci zulmü var? Aynı yöntemleri, yani güç zehirlenmesi ile ortaya çıkan davranış biçimini muhalefet önderleri de aynı biçimde uyguluyor.

Gül’ün demokrasi şampiyonu olduğu ülkede duyarlı her kişi acı çeker. Buna itiraz etmeyeceksek eğer, neden elimizde kalem tutuyoruz? AKP iktidarı kapitalizme uyumlu, dünyanın en kullanışlı iktidarıdır. Bir benzerini yaratmanın kimseye faydası yoktur. AKP’den daha ileri din taciri olmak kolay iş değildir. AKP’den daha ileri milliyetçilik pazarlaması nasıl yapılacak ki? AKP iktidarının yarattığı ortamın parçası olmak, ona meşruiyet kazandırmaktan başka neye yarar? 

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet okuruna veda

Ustam Feridun Benden aradı “Altmış yıldır Cumhuriyet okuruyum, gazetenin sahibi sayılırım.

Devamını Oku
05.04.2021
İflas

İflas

Devamını Oku
25.03.2021
İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

Devamını Oku
22.03.2021
Vicdan terazisine güvenmek

Ahmet Oktay gazeteciliği bırakıp zamanının tamamını edebiyata vermişti; söyleşirken “Günlük meseleler hep yazmaktan çaldı” dedi.

Devamını Oku
18.03.2021
12 Mart’ı doğru okumak

12 Mart’ı doğru okumak

Devamını Oku
15.03.2021
Yeni Türkiye’de makbul vatandaş kimdir?

Yeni Türkiye’de makbul vatandaş kimdir?

Devamını Oku
08.03.2021
‘Ne yapmalı’ sorusuna yanıt!

‘Ne yapmalı’ sorusuna yanıt!

Devamını Oku
04.03.2021
Grev

Grev

Devamını Oku
01.03.2021
İçindeki faşisti sustur!

İçindeki faşisti sustur!

Devamını Oku
18.02.2021
Sürü gururuna kapılmak!

Sürü gururuna kapılmak!

Devamını Oku
15.02.2021
Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

Devamını Oku
11.02.2021
İstifa istemek demokratik haktır!

12 Eylül faşizminin güler yüzlü kahramanı Özal, ülkenin okuryazarlarını içeri tıkan darbenin ardından meydanı boş bulmuştu.

Devamını Oku
08.02.2021
İnsan olan boyun eğer mi?

İnsan olan boyun eğer mi?

Devamını Oku
04.02.2021
Kılıçdaroğlu haklı mı, haksız mı (!)

Kılıçdaroğlu haklı mı, haksız mı (!)

Devamını Oku
01.02.2021
Yeni Türkiye’nin elçisi!

Yeni Türkiye’nin elçisi!

Devamını Oku
28.01.2021
Hayat damarları kesilmiş ülke

Hayat damarları kesilmiş ülke

Devamını Oku
25.01.2021
Tek kale demokrasi oyunu

Tek kale demokrasi oyunu

Devamını Oku
21.01.2021
Kar, pisliğin üstünü örter mi?

Kar, pisliğin üstünü örter mi?

Devamını Oku
18.01.2021
Her yönüyle düşkünler toplumu!

Her yönüyle düşkünler toplumu!

Devamını Oku
14.01.2021
Kurtarıcılardan kurtulmak lazım!

Kurtarıcılardan kurtulmak lazım!

Devamını Oku
11.01.2021
Boğaziçi rektörsüz de olur!

Boğaziçi rektörsüz de olur!

Devamını Oku
07.01.2021
Neye şaşırdınız ki?

Neye şaşırdınız ki?

Devamını Oku
04.01.2021
Tuz koktuktan sonra!

Tuz koktuktan sonra!

Devamını Oku
31.12.2020
Yobazın duası kabul olur mu?

Yobazın duası kabul olur mu?

Devamını Oku
28.12.2020
Değişim hamaseti!

Değişim hamaseti!

Devamını Oku
24.12.2020
Kullar ve yurttaşlar!

Kullar ve yurttaşlar!

Devamını Oku
21.12.2020
Sınıf bilinci yoksa kuru ekmek bile yok!

Sınıf bilinci yoksa kuru ekmek bile yok!

Devamını Oku
17.12.2020
Modern gericilik!

Modern gericilik!

Devamını Oku
14.12.2020
Paranın dini imanı

Paranın dini imanı

Devamını Oku
03.12.2020
Katar’a devredilen ülke!

Katar’a devredilen ülke!

Devamını Oku
30.11.2020
Cin, cemaat, cehalet!

Cin, cemaat, cehalet!

Devamını Oku
26.11.2020
Ve Arınç yeniden sahnede!

Ve Arınç yeniden sahnede!

Devamını Oku
23.11.2020
Ağzının tadı ne zaman kaçacak kardeşim?

Ağzının tadı ne zaman kaçacak kardeşim?

Devamını Oku
19.11.2020
Saray dalkavuksuz, entrikasız olur mu?

Saray dalkavuksuz, entrikasız olur mu?

Devamını Oku
16.11.2020
Bir kira, bir yuva

Bir kira, bir yuva

Devamını Oku
12.11.2020
Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

Devamını Oku
09.11.2020
Kapitalizmin tanrısı!

Kapitalizmin tanrısı!

Devamını Oku
05.11.2020
Enkaz!

İzmir deprem haberi önüme düşünce, pek çok kişi gibi hemen kendi deneyimlerimi anımsadım. İstanbul’da iki kez sallanmıştık, günlerce parkta yatıp, dehşet içinde haberleri gözlemiştik; ilk saatlerin ne denli zor olduğu gün gibi aklımda hâlâ!

Devamını Oku
02.11.2020
Devrimci Cumhuriyet için!

Devrimci Cumhuriyet için!

Devamını Oku
29.10.2020
Popstar dinciler ve Cumhuriyet

Popstar dinciler ve Cumhuriyet

Devamını Oku
26.10.2020