‘Kalpaksız Kuvayı Milliyeci’ - Yıldız AKALIN
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

‘Kalpaksız Kuvayı Milliyeci’ - Yıldız AKALIN

24.01.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yıllar önce Münih’te o ünlü sözünü belki ilk bize söylemişti: Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayın!’ 

Halkçı Devrimci Federasyonu’nun (HDF) yerel örgütü olan Münih HDB Derneği’nde tanımıştım Uğur Mumcu’yu. Ortadoğu’ya silah kaçakçılığı yapan örgütlerin peşindeydi. Münih’te eksport ticareti yapan, kaçakçılarla ismi anılan Türklerle yüz yüze görüşmek için gelmişti. 

“Papa-Mafya-Ağca” bağlantısını araştırmaktaydı. 12 Eylül darbesiyle solcu öğrenciler, siyasiler, sendikacılar yanında Türkiye’de gençleri, sendikacıları, hukukçuları, solcuları, bilim insanlarını, milletvekillerini öldürmüş, ülkücü kesimden de birçok cinayet suçlusu yurtdışına kaçmıştı. 

Siyasal İslamcılar ise burada “tarikat-siyasetticaret” üçgeninde camileri kışla, minare olmasa da hoparlörleri süngü, dindar yerine kindar yığınlar olarak cemaati yolunacak saf asker olarak kullanıp parmaklarını bile oynatmadan yaşayıp gittiler. Hep din iman ticareti yaparak semirdikçe semirdiler. 

YURTDIŞI ARAŞTIRMALARI 

Ticaretin ve kaçakçılığın, haramın sefasını firmalarla, süper marketlerle takkeleriyle sınıf atladılar. Yetmedi, önlerinde imam kılıklı softaları da alarak fabrikatör yapma vaadiyle yeşil dolandırıcılarla yetim hakkını yediler. 

Uğur Mumcu yurtdışında kaçakçıların, cinayet şebekelerinin izini sürüp, hukuksal çerçevede bunların iç yüzünü ortaya çıkarmak için Münih’teydi. İtalya’da Ağca’nın bağlantılarını araştırıyor, Ağca ile İtalyan yargıç ve savcılarla görüşüyordu. Kaçakçılık öyle boyutlara ulaşmıştı ki Ortadoğu’da ve Türkiye’de insan öldürenler, Avrupa’ya uyuşturucu taşıyanlar sosyalist Bulgaristan’da barınıyorlar, Bulgar devletinin kurduğu şirketler aracılığıyla kaçakçılık yapıyorlardı. 

‘ONLAR YAZIYORLAR MI?’ 

Uğur Mumcu bu insanlık dışı işleri yapanları barındıran, kaçakçılığa devlet desteği veren “Sosyalist Bulgaristan”ı eleştiriyor, yazıyor, dünyaya duyuruyordu. Ben ve benim gibi düşünen bazı arkadaşlar Uğur Mumcu’nun Bulgaristan’ı eleştirmesini duygusal olarak solculuk adına doğru bulmuyorduk. Münih’teki dernekte Uğur Mumcu’yu yüzüne karşı eleştirdim: 

“Bu eleştirileri, suçlamaları siz bırakın sağcı gazeteler, gazeteciler yapsın. Tercüman yapsın, Nazlı Ilıcak yapsın, Ahmet Kabaklı yapsın!” dediğimde güldü: “Onlar yazıyorlar mı” diye sordu. Sonra, bana ve birkaç arkadaşa sakin, sevecen birazını bildiğimiz ama eksik bilgilerimize daha geniş katkıda bulundu: “Sosyalizmin temel ilkeleri insan, emek, barış, dayanışma, özgürlük temeline dayanır. Eğer kişiler, ülkeler silah kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığına destek veriyorsa ne solcudur ne sosyalisttir. “Dini kendi hırsızlıklarına, çıkarlarına araç edinenlerden farkları var mı?” dedi ve devam etti: “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz!” 

Biz okuyup bilgi sahibi oldukça fikrimiz de gelişiyordu. Gerçekten de Türkiye’de mafya babalarının, kaçakçıların Bulgaristan’da kaldığı, gazeteci Abdi İpekçi’yi öldüren ve cezaevinden kaçırılan Mehmet Ali Ağca’nın da Bulgaristan’da kaldığını kanıtlamıştı. Ağca dosyası ile birçok karanlıkta kalan kirli ortaklıkları ortaya çıkardı. 

Tarikat Siyaset Ticaret, Rabıta, Devrimci Demokrat kitabıyla Allah’ı Allah’la kandırmaya çalışanların, dini ve milliyetçiliği, solculuğu çıkarlarına alet edenlerin maskelerini düşürüyordu. 

“PKK-Öcalan-Devlet” ilişkilerini, “Kürt Dosyası” ile açıyor “Terörsüz Özgürlük” ile terörün birinden yana olmanın nasıl insanlık suçu olduğunu anlatıyordu. Terörden ve öldürülmekten korkuyordu ama arılar gibi çalışıyor, araştırıyor, yazıyordu. 

Bahriye Üçok, Muammer Aksoy öldürülmüştü. Araştırmaları, Cumhuriyet gazetesinde peş peşe yayımlandıkça hırsızların, soyguncuların, çirkin politikacıların öfkesini kazanıyor, sağcı gazetelerce hedef gösteriliyordu. 

BUGÜNLERİ GÖRMÜŞTÜ 

Uğur Mumcu artık bizden biri olmuştu. HDF’in onur üyesiydi. Frankfurt’ta, Köln’de, Berlin’de, Hamburg’da HDF’in panellerine, seminerlerine katılıyor, toplantıların sonunda geç vakitlere kadar ülke sorunlarını, dünya sorunlarını konuşuyor tartışıyorduk. 

Hırsızların, yobazların, hainlerin, hukuku paspas yapanların, onların işbirlikçilerini, efendilerini arkaları olan politikacıları eleştiriyor, arı kovanına çomak sokmaktan geri durmuyordu. Devir suçluların güçlü olduğu devirdi. Bu günlerde olduğu gibi... 

Uğur Mumcu bugünleri görmüştü. Eğilmeden bükülmeden doğruları hep doğruları söylüyordu, yazıyordu. O, Mustafa Kemal’in “Kalpaksız Kuvayı Milliyeci”siydi. 

24 Ocak 1993’te alçakça katledildi. Yüz binlerce seveni uğurladı Uğur Mumcu’yu. O suçlular ve o hukuksuz güçlüler, geldikleri gibi gidecekler; tıpkı işgalci efendileri gibi... 31 yıl geçti... Aynı özlem, aynı sevgiyle anıyor yine yüz binler. 

Sevgili Uğur Mumcu, ne biz unuturuz seni ne de halkın! 

Rahat uyu...

Yıldız AKALIN Eğitimci, Yazar 

Yazarın Son Yazıları

Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025