Biz profesörler ve bizim üniversitelerimiz
Veysel Ulusoy
Son Köşe Yazıları

Biz profesörler ve bizim üniversitelerimiz

10.03.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Ülkemizin yetiştirdiği en önemli anayasa hukukçularından birisi, entelektüel yapısı ve karşı duruşları ile akademik hayata damgasını vurmuş İlhan Arsel (1920- 2010), bundan yarım asır önce Biz Profesörler adlı bir kitap yazdı. 

Aydın kişiliği, toplumsal konulara bakış açısının farklılığı, ülkemizdeki üniversite eğitimine olan karşı duruşu ve daha da önemlisi öğretim üyeliğine eleştirel bakışı ile öne çıkmış bir bilim insanı olan İlhan Arsel kitabında, günümüzde de tecrübe edilen bilimsel bağnazlık, gericilik ve değersiz insan yetiştirme konularına ağırlık vermiş ve bunun sorumluluğunun kendini Kaf Dağı’nda konumlandıran biz profesörlerde olduğunu vurgulamıştır. 

Üniversite eğitiminin yapısal bozukluğu, öğretim üyelerinin cılız üniversite yaşamları, yapılan haksızlıklara karşı sessiz kalma ve bananeci tavırlarının yanında, biz profesörlerin tanımlanmış bir çarkın içinde çıkar peşinde koşan insanlar haline geldiğini belirten İlhan Arsel süreci şu şekilde özetler: 

“Biz profesörler, tıpkı bizden öncekiler gibi, bilgisiz bilinçsiz ve yetersiz yönlerimizle her kötü gidişe daima seyirci, her haksızlığa daima omuz silkici, her haysiyetsizliğe daima boyun eğici bir zihniyetin temsilcileriyizdir. Gerçek AYDIN yetiştirmek şöyle dursun fakat toplumumuzun yazgısına egemen sınıflarla birlikte sömürü düzenini sürdürmeyi daima doğal bilmişizdir. Gün görmüşlüğümüze, genellikle yabancı diyarlardan diploma edinmişliğimize rağmen çoğunluğumuz itibarıyla ortaçağ kafasını terk edememiş, ulusal benlik nedir öğrenememişizdir. Ülkemizin yüzyıllar boyu hiç bitmeyen, giderek büyüyen geriliklerine, çilelerine akılcı bir çare bulmayı becerememiş, sürüklendiğimiz felaketi görememişizdir. 

Oysaki bizlere bunu artık öğretecek ve gösterecek bir ders gerek, suçluluğumuzu belirtecek bir kötek gerek, kısacası tam bir şok tedavisi gerek. Bundan dolayıdır ki ben, kendimi de sorumluları arasında bulduğum üniversiteden ayrılırken bu gereğe değinmiş ve istifa mektubumda şunu karalamıştım: Bizi yola getirecek yöntemlere ve yermelere muhtacız. Bana öyle geliyor ki biz öğretim üyeleri, içimizde hiç kuşkusuz pek iyilerimiz bulunmakla beraber, pek çoğumuz yetersiz ve bilgisiz kimseleriz. Dar görüşlülüğümüz ve tutuculuğumuz her türlü tanımlamanın dışında kalır. Bizler çağdaş anlamda üniversite öğrencisi yetiştirecek olgunluktan çok uzağız; yetiştirdiğimiz insanların ne kez düşük bilgiler ve zihniyette bu toplumun başına bela olduğunu her gün görmekteyiz. 

Ülkemizi her gün biraz daha uçuruma yaklaştıranlar da bu bizim yetiştirdiklerimizdir. Şu muhakkak ki bizlerin, kendi kendimize çeki düzen vermemiz, kendimizi geniş görüşlülükler ve gerçek bilgilerle donatmamız ve asıl önemlisi medeni cesarete sahip ve sağlam karakterli kişiler olarak topluma ve yeni kuşaklara ideal örneği olmamız, emsal sağlamamız ve kısacası haysiyetli aydınlara yaraşanı yapmamız, aklımızı başımıza toplamamız koşuldur. Bundan dolayıdır ki bizler, en insafsız, en sert ve hatta en abartmalı biçimlerde yerilmeli, başkalarına çuvaldızı batırmadan önce iğnenin kendimize batırılmasını beklemeli ve bizi yerenleri baş tacı etmeliyiz. Bu yermeleri, bu iğnelemeleri göze aldığımız ve buna müstahak bulunduğumuzu kabul ettiğimiz an, olumlu yönelişe ilk adımı atmış sayılırız. 

Bilimsel yeteneklerimiz hemen hemen sıfırdır. Üniversitede ders verir ve üniversite yönetiriz ama üniversite öğretiminin esas amacının ne olduğunu bilmeyiz. Bildiğimiz tek şey kürsüye çıkıp ders vermek, her yıl aynı şeyi yinelemek, öğrenciyi kendimiz gibi ezbere özendirmek ve aslında vakit öldürmektir. Üniversitenin esas itibarıyla bir araştırma yeri olmak gerektiğinden habersizizdir. Okumak ve daima okumak ve yeni yayınları ve gelişmeleri izlemek, eleştirmek düşünmek ve orijinal bir şeyler vermek nedir bilmeyiz.” 

Arsel’in yarım yüzyıl önce özeleştiri niteliğinde dile getirdiklerinin günümüzde daha da olumsuz bir hal aldığını, bağnazlık ve siyasetin esiri olmuş üniversitelerimizde olumlu yönde giden hiçbir şeyin olmadığını belirtmek yanlış olmaz. 

Kendini çağdaş ve Atatürk ilkeleri ışığında eğitim veren bir kurum olarak tanımlayan Yeditepe Üniversitesi’nde de durum farklı değil.

Yazarın Son Yazıları

Yeni teknoloji, eski ekonomi politikaları

Yeni bir döşümün eşiğindeyiz.

Devamını Oku
28.12.2025
Hangi devlet?

Devlet, insanın doğal gelişiminin son ve en olgun aşamasıdır.

Devamını Oku
14.12.2025
Vasat siyaset tuzağı

Bir ülkede orta gelir seviyesine ulaştıktan sonra, teknolojik gelişme için yapılan harcamaların birim maliyetleri düşürmemesi ve diğer girdi maliyetlerdeki artışın getirdiği ekonomik yavaşlamaya paralel olarak büyüme modellerinin uygulanmasında aksaklıklar ortaya çıkar.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukukun üstünlüğü, ekonomik büyüme... Osimhen ve Mario Lemina örneği

Bir ülke adının veya devletin önüne sıfat koyup onu tanımlarken çok dikkatli olmak gerekir.

Devamını Oku
16.11.2025
Yapısal değişim ve ithal ikamesi: Açık ama korumacı bir model

Türkiye’de kendini sadece öğretici değil, aynı zamanda topluma karşı sorumlu hisseden ekonomistler uzun zamandan beri yapısal değişimin gerekliliğini vurguluyor.

Devamını Oku
02.11.2025
Enflasyon normalleşmedi, tabelası değişti

Son aylarda Türkiye’de enflasyonun düşme trendine girmesine dair anlatı daha çok ölçüm ve etiketlemedeki değişimle ilgilidir.

Devamını Oku
19.10.2025
Türkiye ekonomisinde fiyat düzeyi-gelir uyumsuzluğu: Pahalı ama fakir paradoksu

Enflasyon ülkemiz dışında çoğu ülkede artık bir sorun olmaktan çok uzaktadır.

Devamını Oku
05.10.2025
Bir ekonomi politikası hikâyesi...

Ekonomi politikaları toplumun sosyal refahını daha yukarılara çıkarmak ya da sıkıntılı zamanlarda piyasa dengelerini yeniden ayarlamak için kullanılır.

Devamını Oku
21.09.2025
Yapısal çürüme

Devletteki çürüme kurumsal çöküş ile son noktaya evrilir.

Devamını Oku
07.09.2025
Bir temiz vurgun: döviz kuru korumalı mevduat

Ekonomimizde tarif edilemez bir yalancı mutluluk yaşanıyor bugünlerde. Yanlış anlamayın...

Devamını Oku
24.08.2025
Sahte profesör, sahte ekonomi

Ahlaki çöküntü toplumsal bir olgu haline geldiğinde onun elinden kurtulmak yıllar alır.

Devamını Oku
10.08.2025
Sözde büyüme, gerçekte fakirleşme: Bir derecelendirme hikâyesi

Sizi yönetenlerin ülke notumuz yükseldi kelimesi kapsamında sevindiklerine bakmayın.

Devamını Oku
27.07.2025
KTV-karbon tüketim vergisi, terörsüz Türkiye ve eğitim kalitesinin ortak noktası

Ekonomik ve siyasal sürecin sanki önümüzdeki pazar günü seçim olacak fikri üzerine kurulu olduğu ülkemizde yeni proje diye yapılan tanıtımların sayısında ivme artışı gözlemliyoruz son günlerde.

Devamını Oku
13.07.2025
Asgari ücret ve enflasyon… ya döviz kuru!

Asgari ücretteki artış enflasyon oranını yukarılara taşır mı? Bu soru çoğu ekonomist tarafından ampirik olarak incelenmiş ve sorunun sade bir yanıtının olmadığı, etkileşimin çeşitli nedenlere ve olgulara bağlı olarak değiştiği gözlemlenmiş ve veri analizleri ile ortaya konmuştur.

Devamını Oku
29.06.2025
İstanbul Üniversitesi: Bir diploma iptali oyunu ve yarattığı maliyet

Sahnenin en çarpıcı bölümü ise sanki tüm yanlışlıkları ve usulsüzlükleri sadece bir siyasi partinin kamu yöneticileri yapıyormuş algısının vurgulandığı kısımdır.

Devamını Oku
15.06.2025
Hastalıklı büyüme

Ulusal gelirimiz 2025 yılının ilk çeyreğinde yüzde 2 arttı. Bunu TÜİK söylüyor.

Devamını Oku
01.06.2025
Jeoekonomik ticaret politikası

ABD-Çin arasında tarife yani uluslararası ticarette ithalatta alınan vergilerin artırılması ile yeniden başlayan ekonomik savaşlar tedarik zincirindeki kırılmaları tetiklemeye devam ediyor.

Devamını Oku
18.05.2025
Buğday ve döviz kuru

Buğday ve döviz kuru

Devamını Oku
04.05.2025
Orta gelir-siyasi tuzak

Orta gelir-siyasi tuzak

Devamını Oku
20.04.2025
Boykot

Boykot

Devamını Oku
06.04.2025
Özel çıkar grubu

Özel çıkar grubu

Devamını Oku
23.03.2025
Gıda enflasyonu

Gıda enflasyonu

Devamını Oku
09.03.2025
İnsan sermayesi, yolsuzluk...

İnsan sermayesi, yolsuzluk...

Devamını Oku
23.02.2025
Merkez Bankası ve ekonomik durum

Merkez Bankası ve ekonomik durum

Devamını Oku
09.02.2025
Yapay zekâ ve bizdeki zekâ

Yapay zekâ ve bizdeki zekâ

Devamını Oku
26.01.2025
Tehlikenin farkına varmak

Tehlikenin farkına varmak

Devamını Oku
12.01.2025
Ekonomik büyüme ve refah

Ekonomik büyüme ve refah

Devamını Oku
29.12.2024
Silkeleme

Silkeleme

Devamını Oku
15.12.2024
Fakirsiniz çünkü...

Fakirsiniz çünkü...

Devamını Oku
01.12.2024
Çaput

Çaput

Devamını Oku
17.11.2024
Neden sürekli kriz içindeyiz?

Neden sürekli kriz içindeyiz?

Devamını Oku
03.11.2024
Bir çöküşün hikâyesi

Bir çöküşün hikâyesi

Devamını Oku
20.10.2024
Kurnaz ekonomik politikaları ve döviz kuru

Kurnaz ekonomik politikaları ve döviz kuru

Devamını Oku
06.10.2024
Eğitim, eğitim kurumlarında hijyen ve gelişmişlik

Eğitim, eğitim kurumlarında hijyen ve gelişmişlik

Devamını Oku
22.09.2024
Ekonomi programının anatomisi

Ekonomi programının anatomisi

Devamını Oku
08.09.2024
Çiftçi

Çiftçi

Devamını Oku
25.08.2024
Körüğe gerek yok

Körüğe gerek yok

Devamını Oku
11.08.2024
Tecrübe ederek öğrenme

Tecrübe ederek öğrenme

Devamını Oku
28.07.2024
Verilerle soyulan halk

Verilerle soyulan halk

Devamını Oku
14.07.2024
Bir kilo buğday kaç litre mazot eder?

Bir kilo buğday kaç litre mazot eder?

Devamını Oku
30.06.2024