Cumhuriyet
Gündem Yazarlar Siyaset Ekonomi Dünya Spor Yaşam Cumhuriyet TV Reklamsız Cumhuriyet Cumhuriyete Özel
27°C Açık İstanbul
Cumhuriyet'in Egesi Kültür Sanat Gurme Yerel Gündem Eğitim Bilim ve Teknoloji Sürdürülebilirlik eGazete Resmi İlanlar
USD 40,07
EUR 47,15
GBP 54,67
BTC 4.306.794,30
gram-altin 4.281,66
Gündem Yazarlar Siyaset Ekonomi Dünya Spor Yaşam Cumhuriyet TV Reklamsız Cumhuriyet Cumhuriyete Özel
Cumhuriyet Daily
Cumhuriyet TV
Cumhuriyet'in' Egesi
Cumhuriyet Kitap
Cumhuriyet Pazar
Pazar Yazıları
Gurme
Keşfet
Bütün Cumhuriyet arşivi her yerde ve her an yanınızda! İster telefondan, ister bilgisayardan.
  • Cumhuriyet Arşiv
  • 1930 Yılından Bugüne
  • 5.485.115+ Haber Kupürü
App Store Google Play
50 BİN +
İndirme
Size En
Uygun Paketi
Seçin
4.5
değerlendirme
Abonelik
Seçeneklerini
İnceleyin
Edebiyatın ve Kültürün Nabzı

Kitap dünyasına açılan kapınızı aralayın! En sevdiğiniz kitapları indirimli fiyatlarla keşfedin ve hayal gücünüzü genişletin.

İncele

Menü

Giriş Yap Kayıt Ol
eGazete Giriş
Okuma Listem
Gündem
Yazarlar
Çizerler
Resmi İlanlar
Siyaset
Ekonomi
Dünya
Spor
Yaşam
Cumhuriyet'in Egesi
Kültür Sanat
Cumhuriyet Pazar
Sürdürülebilirlik
Cumhuriyet Kitap
Gurme
Sağlık
Bilim ve Teknoloji
Eğitim
Gezi
Çevre
Otomotiv
İş Dünyası
Astroloji
Hava Durumu
Namaz Vakitleri
Cumhuriyet
Cumhuriyete Özel Giriş Yap
Cumhuriyet Daily Cumhuriyet TV Cumhuriyet'in Egesi Cumhuriyet Kitap Cumhuriyet Pazar Pazar Yazıları Gurme Keşfet
eGazete Giriş
Okuma Listem
Gündem
Yazarlar
Çizerler
Siyaset
Ekonomi
Dünya
Spor
Yaşam
Cumhuriyet'in Egesi
Kültür Sanat
Cumhuriyet Kitap
Cumhuriyet Pazar
Gurme
Bilim ve Teknoloji
İş Dünyası
Haberler Nursun Erel
İlf ve Petrov’dan sandalye peşinde bir Rusya turu! İlf ve Petrov’dan sandalye peşinde bir Rusya turu! Rusya’da yayınlanan pek çok gazetede ortaklaşa “gülmece öyküleri” kaleme alan, neredeyse tüm kitaplarını da ortaklaşa yazmış İlya İlf ve Yevgeni Petrov’un, yüzyıl önce kaleme aldıkları, 1920’lerin sonlarında Rusya’da iki yüzü aşkın baskı yapan gülmece romanları On İki Sandalye’de (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) okuyucuları eğlenceli bir Rusya turuna çıkarıyor. Nabokov’un “dahi ikizler” diye andığı, neredeyse tüm kitaplarını ortaklaşa yazmış İlf ve Petrov’un On İki Sandalye’si, satılmış bir yemek takımının sandalyelerinden birinin altına dikilerek gizlenmiş paha biçilmez mücevherlerin peşine düşen İppolit Matveyeviç ile Ostap Bender’in başından geçen trajikomik olayları konu ediyor. Çevirmen Mustafa Kemal Yılmaz’ın dipnotları ise, Rusya tarihini, sosyal ve kültürel yapısını Rus şairlerinin unutulmaz dizeleri eşliğinde gülümseterek aktarıyor.
‘Rahatsız eden’ bir sanatçının otoportresi! ‘Rahatsız eden’ bir sanatçının otoportresi! Performans sanatçısı Marina Abromovic, “dosta düşmana adıyorum” dediği Duvarlardan Geçmek - Bir Otobiyografi’ (Everest Yayınları / Çeviren: Dila Altındiş Balcı) adlı kitabında, annesine nefretini, komünizmle sınavını aşklarını cinselliğini kalp yaralarını anlatıyor, “kendi ölümünün gösterisini” planlıyor.
Murat Uyurkulak’tan ‘Merhume’ ve ‘Hoca, Baba, Amca, Ben’ Murat Uyurkulak’tan ‘Merhume’ ve ‘Hoca, Baba, Amca, Ben’ Salya ve kan ve ter kuşatmasında yaşamlar... Arka sokaklar, ışık girmez evler, batakhaneler... Hep kaybedenler, son gülenler, şahane gülenler... Murat Uyurkulak’tan, odağında ölüme giden kısa yolda “tek başına” ilerleyen genç kadın, “müstakbel mevta” Evren Tunga’nın yaşamının diğer yaşamlarla kesişmeleriyle gelişen bir cinayet romanı; Merhume (Can Yayınları). Uyurkulak, Merhume’den sonra Hoca, Baba, Amca, Ben (Can Yayınları) başlığı ile yayımlanan “anason kokulu” öykülerinde ise “devrimci-alkolik hoca, baba, amca üçgeni”nde üç yaşlı adamı, 12 Eylül’de yaşananları, çocukluk arkadaşı Didem Madak ile yıllar sonra karşılaşmasını, gençliğininin penceresinden anlatıyor.
Yaşamı ve yapıtlarıyla Kurt Vonnegut! Yaşamı ve yapıtlarıyla Kurt Vonnegut! Savaş karşıtı yazar Kurt Vonnegut’u savaşlar dünya halklarını bugün de kasıp kavururken, “yeniden okumak” istemez misiniz? Nazilerin Dresden’de esir aldığı yazar, sağ kalmayı başardığı 2. Dünya Savaşı cehenneminin anılarını yıllarca aklında tutup sonunda nasıl romanlaştırdı? Vonnegut, yıllar boyu çevre kirliliği, robotlaşma, ve hatta “kullanışlı din” elinde yok olmaya sürüklenen dünyayı kalemiyle işaretlerken, bugünleri mi görmüştü? Kendisinin de kabul ettiği nitelemeyle, “bilimkurgu yazarı” Kurt Vonnegut, doğumunun yüzüncü yılında Can Yayınları tarafından üç yetkin çeviriyle yayımlanan üç romanı ile yeniden aramızda: Mezbaha Beş (Çev. Hamdi Koç), Kedi Beşiği (Cem Akaş), Şampiyonların Kahvaltısı (Mahir Ünsal Eriş).
Cicero’ya göre kader! Cicero’ya göre kader! Roma’yı birey, geleneksel toplum düzeni ve devlet üçgeninde ele alan konuşmaları, felsefi ve teknik eserleriyle her çağın insanını etkilemeyi başarmış büyük devlet adamı, hatip ve düşünür Cicero (M.Ö. 106 - M.Ö. 43), Kader Üzerine’de kader (kaçınılmazlık, determinizm) ve özgür istenç sorunuyla ilgili Yunan felsefe okullarının birbiriyle çatışan farklı görüşlerini aktarıp yorumlar. Bunu yaparken sadece yaşadığı dönemin Romalılarına değil, bugünün okurlarına da bu çetin sorunu çözebilmelerinde yardımcı olmakta, en azından farklı yaklaşımlara dikkat çekmektedir.
“Su gibi akan” öyküler! “Su gibi akan” öyküler! Boş Zamanlar, usta öykücü Cemil Kavukçu, Can Yayınları etiketiyle yayımlanan yeni öykü kitabı Boş Zamanlar’da sıradan iç dünyaların derinlerinden sesleniyor. Küçük ayrıntılardan katı gerçekleri çekip çıkaran, gölgesi koca bir yaşama vuran bir anıyı ince ince işleyen Kavukçu; toplumun farklı katmanlarından kişilerin sanrılı gerçekliklerine, sıkıntı ve çilelerine, bağımlılıklarına, yaşadıkları küçük yerlerden kurtulma hayallerine ve sürgün edilmişliklerine ışık tutuyor. Bir kez daha görünürdeki gerçeklik ile yaşananlar arasındaki uçurumları gözler önüne seriyor.
‘Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce 10: Feminizm’ ‘Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce 10: Feminizm’ İletişim Yayınları’nın 880 sayfalık derlemesi, Feminizm’in günümüze uzanan yolculuğunu olaylar, basılı eserler, gündelik yayınlar, sloganlarla dile getiriyor. Derleme geçmişteki akımları, olayları, Halide Edip’ten Ayşe Arman’a, Şirin Tekeli’den Konca Kuriş’e, Gülten Kışanak’a, Leyla Erbil’e, Tezer Özlü’ye uzanarak tartıştırıyor. Kürdün, Alevinin, Ermeni’nin, Rum’un “kadınlığa” bakışı da seslendiriliyor.
İlf ve Petrov’dan sandalye peşinde bir Rusya turu! İlf ve Petrov’dan sandalye peşinde bir Rusya turu! Rusya’da yayınlanan pek çok gazetede ortaklaşa “gülmece öyküleri” kaleme alan, neredeyse tüm kitaplarını da ortaklaşa yazmış İlya İlf ve Yevgeni Petrov’un, yüzyıl önce kaleme aldıkları, 1920’lerin sonlarında Rusya’da iki yüzü aşkın baskı yapan gülmece romanları On İki Sandalye’de (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) okuyucuları eğlenceli bir Rusya turuna çıkarıyor. Nabokov’un “dahi ikizler” diye andığı, neredeyse tüm kitaplarını ortaklaşa yazmış İlf ve Petrov’un On İki Sandalye’si, satılmış bir yemek takımının sandalyelerinden birinin altına dikilerek gizlenmiş paha biçilmez mücevherlerin peşine düşen İppolit Matveyeviç ile Ostap Bender’in başından geçen trajikomik olayları konu ediyor. Çevirmen Mustafa Kemal Yılmaz’ın dipnotları ise, Rusya tarihini, sosyal ve kültürel yapısını Rus şairlerinin unutulmaz dizeleri eşliğinde gülümseterek aktarıyor.
Hulki Aktunç’un delikanlılık güncesi! Nursun Erel’in yazısı... Hulki Aktunç’un delikanlılık güncesi! Nursun Erel’in yazısı... Sevdiğiniz yazarın yaşamını merak etmez misiniz? Yazdıklarının kendi yaşamıyla ne kadar örtüştüğünü, yazmasına nelerin yol açtığını, ona o romanları, öyküleri, şiirleri yazdıran olayları, çocukluğunu, aşklarını, gençliğini, hangi yazarları sevdiğini, hangi yazarları sevmediğini... İşte meraklılarına güzel bir olanak; Sen Buranın Kışındasın-Günlükler: 1964-1967 (Yapı Kredi Yayınları). Hulki Aktunç’un (27 Ocak 1949-29 Haziran 2011) 15 yaşında tutmaya başladığı, Erzincan’da askeri ortaokul ve lise yıllarından başlayıp, okulu terk edip 18 yaşında İstanbul’a dönüşüne kadar tuttuğu Günlükler (Yapı Kredi Yayınları), Doğan Yarıcı tarafından yayıma hazırlanmış.
Paulo Coelho’dan Mete Gazoz a ‘Okçu’nun Yolu’ Paulo Coelho’dan Mete Gazoz a ‘Okçu’nun Yolu’ Paulo Coelho, Tokyo Olimpiyatları’nda okçuluk dalında altın madalya kazanan milli sporcumuz Mete Gazoz’a ithaf ettiğini açıkladığı Okçu’nun Yolu’nda (Çev. Emrah İnce / Can Yayınları), marangoz Tetsuya eliyle “bilge kişi-yol gösteren” konumunda. Genç bir okçu ile aynı sporun ustası Tetsuya arasında geçenleri öyküleştiren ve yaşamın anlamını sorgularken mutlu yaşam sürdürmenin anahtarını ok-yay-hedef üçlüsüyle vermeyi amaçlayan yazara bu kitabı yazma fikrini bir sabah Karayipler’in Saint Martin adasında kendisini judo yaparken gören bir dostu vermiş.
‘Rahatsız eden’ bir sanatçının otoportresi! ‘Rahatsız eden’ bir sanatçının otoportresi! Performans sanatçısı Marina Abromovic, “dosta düşmana adıyorum” dediği Duvarlardan Geçmek - Bir Otobiyografi’ (Everest Yayınları / Çeviren: Dila Altındiş Balcı) adlı kitabında, annesine nefretini, komünizmle sınavını aşklarını cinselliğini kalp yaralarını anlatıyor, “kendi ölümünün gösterisini” planlıyor.
“Bir Vatan Evladının Notları” “Bir Vatan Evladının Notları” James Baldwin’in başta ABD olmak üzere, tüm dünyaya yönelttiği toplumsal ve kültürel bir eleştiri çalışması, siyah bir adam ve bir Amerikalı olarak kimlik arayışının da samimi bir portresi niteliğindeki Bir Vatan Evladının Notları (Can Yayınları / Çeviren: Suat Ertüzün), otobiyografi türünün klasiklerinden biri kabul ediliyor. Baldwin’in bu kitapta bir araya getirilen, 1940’larda ve 1950’lerin başında, henüz yirmili yaşlarındayken yazdığı denemeler, Sivil Haklar Hareketi’nin şafağında, Harlem’deki gündelik yaşamdan muhalif romana, filmlere ve yurtdışındaki Afro-Amerikanların deneyimlerine kadar ABD’de siyah olmanın karmaşık durumunu araştırıyor.
Mutluluğa tam isabet! Mutluluğa tam isabet! Paulo Coelho, Tokyo Olimpiyatları’nda okçuluk dalında altın madalya kazanan milli sporcumuz Mete Gazoz’a ithaf ettiğini açıkladığı Okçu’nun Yolu’nda (Çev. Emrah İnce / Can Yayınları), marangoz Tetsuya eliyle “bilge kişi-yol gösteren” konumunda. Genç bir okçu ile aynı sporun ustası Tetsuya arasında geçenleri öyküleştiren ve yaşamın anlamını sorgularken mutlu yaşam sürdürmenin anahtarını ok-yay-hedef üçlüsüyle vermeyi amaçlayan yazara bu kitabı yazma fikrini bir sabah Karayipler’in Saint Martin adasında kendisini judo yaparken gören bir dostu vermiş.
‘Feminizm’ ‘Feminizm’ İletişim Yayınları’nın 880 sayfalık derlemesi, Feminizm’in günümüze uzanan yolculuğunu olaylar, basılı eserler, gündelik yayınlar, sloganlarla dile getiriyor. Derleme geçmişteki akımları, olayları, Halide Edip’ten Ayşe Arman’a, Şirin Tekeli’den Konca Kuriş’e, Gülten Kışanak’a, Leyla Erbil’e, Tezer Özlü’ye uzanarak tartıştırıyor. Kürdün, Alevinin, Ermeni’nin, Rum’un “kadınlığa” bakışı da seslendiriliyor.
James Baldwin’den denemeler James Baldwin’den denemeler James Baldwin’in başta ABD olmak üzere, tüm dünyaya yönelttiği toplumsal ve kültürel bir eleştiri çalışması, siyah bir adam ve bir Amerikalı olarak kimlik arayışının da samimi bir portresi niteliğindeki Bir Vatan Evladının Notları (Can Yayınları / Çeviren: Suat Ertüzün), otobiyografi türünün klasiklerinden biri kabul ediliyor. Baldwin’in bu kitapta bir araya getirilen, 1940’larda ve 1950’lerin başında, henüz yirmili yaşlarındayken yazdığı denemeler, Sivil Haklar Hareketi’nin şafağında, Harlem’deki gündelik yaşamdan muhalif romana, filmlere ve yurtdışındaki Afro-Amerikanların deneyimlerine kadar ABD’de siyah olmanın karmaşık durumunu araştırıyor.
Cicero’ya göre kader! Cicero’ya göre kader! Roma’yı birey, geleneksel toplum düzeni ve devlet üçgeninde ele alan konuşmaları, felsefi ve teknik eserleriyle her çağın insanını etkilemeyi başarmış büyük devlet adamı, hatip ve düşünür Cicero (M.Ö. 106 - M.Ö. 43), Kader Üzerine’de kader (kaçınılmazlık, determinizm) ve özgür istenç sorunuyla ilgili Yunan felsefe okullarının birbiriyle çatışan farklı görüşlerini aktarıp yorumlar. Bunu yaparken sadece yaşadığı dönemin Romalılarına değil, bugünün okurlarına da bu çetin sorunu çözebilmelerinde yardımcı olmakta, en azından farklı yaklaşımlara dikkat çekmektedir.
Zor yaşamlar ve anason kokulu öyküler! Zor yaşamlar ve anason kokulu öyküler! Salya ve kan ve ter kuşatmasında yaşamlar... Arka sokaklar, ışık girmez evler, batakhaneler... Hep kaybedenler, son gülenler, şahane gülenler... Murat Uyurkulak’tan, odağında ölüme giden kısa yolda “tek başına” ilerleyen genç kadın, “müstakbel mevta” Evren Tunga’nın yaşamının diğer yaşamlarla kesişmeleriyle gelişen bir cinayet romanı; Merhume (Can Yayınları). Uyurkulak, Merhume’den sonra Hoca, Baba, Amca, Ben (Can Yayınları) başlığı ile yayımlanan “anason kokulu” öykülerinde ise “devrimci-alkolik hoca, baba, amca üçgeni”nde üç yaşlı adamı, 12 Eylül’de yaşananları, çocukluk arkadaşı Didem Madak ile yıllar sonra karşılaşmasını, gençliğininin penceresinden anlatıyor.
Tanıdık, bildik öyküler! (11.07.2021) Tanıdık, bildik öyküler! (11.07.2021) Bakele kitaptaki ilk öykü ama bence “son” olmalıydı. Hani oradaki “Dede,” (Acaba Sezgin Kaymaz’ın dedesi mi?) çok sevdiği, el üstünde tuttuğu karısına Vesile değil de hep “Bakele” diye sesleniyor ya! Ne demekmiş peki “Bakele?”. “Canım” demekmiş, ve “aşkım” ve “bir tanem ve “her şeyim” ve “ömrümün varı” ve “gözümün nuru” ve “kalbim” ve “ışığım” ve daha yüz binlerce güzel söz, güzel ses demekmiş. İşte onun için diyorum, erkekler kadınlarını keşke Güldünya, Seher, Edibe diye değil de hep “Bakele” diye çağırsalar.
Kurt Vonnegut’tan üç yapıt üç çağrı! Kurt Vonnegut’tan üç yapıt üç çağrı! Savaş karşıtı yazar Kurt Vonnegut’u savaşlar dünya halklarını bugün de kasıp kavururken, “yeniden okumak” istemez misiniz? Nazilerin Dresden’de esir aldığı yazar, sağ kalmayı başardığı 2. Dünya Savaşı cehenneminin anılarını yıllarca aklında tutup sonunda nasıl romanlaştırdı? Vonnegut, yıllar boyu çevre kirliliği, robotlaşma, ve hatta “kullanışlı din” elinde yok olmaya sürüklenen dünyayı kalemiyle işaretlerken, bugünleri mi görmüştü? Kendisinin de kabul ettiği nitelemeyle, “bilimkurgu yazarı” Kurt Vonnegut, doğumunun yüzüncü yılında Can Yayınları tarafından üç yetkin çeviriyle yayımlanan üç romanı ile yeniden aramızda: Mezbaha Beş (Çev. Hamdi Koç), Kedi Beşiği (Cem Akaş), Şampiyonların Kahvaltısı (Mahir Ünsal Eriş).
Feminizm’in günümüze uzanan yolculuğu Feminizm’in günümüze uzanan yolculuğu İletişim Yayınları’nın 880 sayfalık derlemesi, Feminizm’in günümüze uzanan yolculuğunu olaylar, basılı eserler, gündelik yayınlar, sloganlarla dile getiriyor. Derleme geçmişteki akımları, olayları, Halide Edip’ten Ayşe Arman’a, Şirin Tekeli’den Konca Kuriş’e, Gülten Kışanak’a, Leyla Erbil’e, Tezer Özlü’ye uzanarak tartıştırıyor.
Tanıdık, bildik öyküler! (22.05.2021) Tanıdık, bildik öyküler! (22.05.2021) Bakele kitaptaki ilk öykü ama bence “son” olmalıydı. Hani oradaki “Dede,” (Acaba Sezgin Kaymaz’ın dedesi mi?) çok sevdiği, el üstünde tuttuğu karısına Vesile değil de hep “Bakele” diye sesleniyor ya! Ne demekmiş peki “Bakele?”. “Canım” demekmiş, ve “aşkım” ve “bir tanem ve “her şeyim” ve “ömrümün varı” ve “gözümün nuru” ve “kalbim” ve “ışığım” ve daha yüz binlerce güzel söz, güzel ses demekmiş. İşte onun için diyorum, erkekler kadınlarını keşke Güldünya, Seher, Edibe diye değil de hep “Bakele” diye çağırsalar.
Gökçek döneminde başkentte her “parsele” bir yolsuzluk! Gökçek döneminde başkentte her “parsele” bir yolsuzluk! Murat Ağırel, Parsel Parsel’de (Kırmızı Kedi Yayınevi); Melih Gökçek döneminde, “şaibeli ihaleler” yoluyla başkentte elde edilen ve “dost sofralarında paylaşılan” milyarlık rantı belgeleriyle su yüzüne çıkarıyor. Gökçek’in 24 yıl yönettiği Ankara’da, yapıp bozduğu projelerle devleti nasıl milyarlarca lira zarara uğrattığını yazarken, arkadaşlarını “ihale zengini” yapan Gökçek’in “ahireti” düşündüğünü (!) de ortaya koyuyor.
Feministler: ‘Ar değiliz, zar değiliz, mal değiliz, feministiz!’ Feministler: ‘Ar değiliz, zar değiliz, mal değiliz, feministiz!’ İletişim Yayınları’nın 880 sayfalık derlemesi, Feminizm’in günümüze uzanan yolculuğunu olaylar, basılı eserler, gündelik yayınlar, sloganlarla dile getiriyor. Derleme geçmişteki akımları, olayları, Halide Edip’ten Ayşe Arman’a, Şirin Tekeli’den Konca Kuriş’e, Gülten Kışanak’a, Leyla Erbil’e, Tezer Özlü’ye uzanarak tartıştırıyor. Kürdün, Alevinin, Ermeni’nin, Rum’un “kadınlığa” bakışı da seslendiriliyor.

En Çok Okunanlar

Fahrettin Altun görevden alındı
Fahrettin Altun görevden alındı Son dakika haberi... İktidara yakınlığı ile bilinen gazeteci Fuat Uğur'un iddiasına göre İletişim Başkanı Fahrettin Altun görevden alındı. Altun'un yerine Burhanettin Duran getirildi.
Yeni görev yeri belli oldu!
Yeni görev yeri belli oldu! Cumhurbaşkanı kararıyla Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu Başkanlığına atandı. Altun'dan boşalan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na Dışişleri Bakan Yardımcısı Burhanettin Duran atandı
Önce İstanbul sonra tüm Marmara'da hissedilecek
Önce İstanbul sonra tüm Marmara'da hissedilecek Türkiye mevsim normallerinin üzerindeki sıcaklıklarla kavrulurken 'oh çektirecek' müjdeyi Kandilli Rasathanesi açıkladı. Kuzeyden Türkiye'ye yağış da getirmesi beklenen serin hava önce İstanbul sonra tüm Marmara'da hissedilecek.
'Tuhaf şeyler oluyor, PKK YPG kisvesiyle...'
'Tuhaf şeyler oluyor, PKK YPG kisvesiyle...' AKP'li eski milletvekili ve yazar Şamil Tayyar'dan terör örgütü PKK ve Suriye yapılanmasına ilişkin dikkat çeken bir iddia geldi. Tayyar, "PKK’nın bazı ağır silahları ve kimi kadroları YPG’ye transfer ediliyor. Eğer, PKK, YPG kisvesiyle Suriye’de devletleşecekse, Türkiye için tehdit olmaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.
Dosyası beraberindeki 27 kişiden ayrılmış
Dosyası beraberindeki 27 kişiden ayrılmış İBB’ye yönelik soruşturma kapsamında tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na geçen hafta açılan ve 11 Eylül’de ilk duruşması görülecek ‘diploma’ davasında savcılığının İmamoğlu’nun ve diploması iptal edilen 27 kişinin dosyalarını ayırma (tefrik) kararı aldığı ortaya çıktı. Karara gerekçe olarak İmamoğlu dışındaki kişilerin ifadelerinin tamamlanaması ve devam eden soruşturma sürecinin sürüncemede kalmaması gösterildi.
Hulusi Akar'ın Nevşin Mengü'ye açtığı davada karar verildi
Hulusi Akar'ın Nevşin Mengü'ye açtığı davada karar verildi AKP Kayseri Milletvekili Hulusi Akar, "kişilik haklarına saldırıda bulunduğu" iddiası ile gazeteci Nevşin Mengü'ye açtığı davada 30 bin lira manevi tazminat kazandı. Akar, 100 bin liralık manevi tazminat davası açmıştı.
CHP'li vekillerden Adalet Bakanlığı'na yürüyüş: 'Erdoğan' sloganıyla karşılık verdiler!
CHP'li vekillerden Adalet Bakanlığı'na yürüyüş: 'Erdoğan' sloganıyla karşılık verdiler! CHP milletvekilleri Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) Adalet Bakanlığı'na yürüdü. AKP'liler milletvekillerine "Recep Tayyip Erdoğan" sloganlarıyla karşılık verdi.
CHP'den istifa ettiler
CHP'den istifa ettiler CHP'li Bayrampaşa Belediyesi'nde meclis üyesi olan Sadi Teker ve Ali Karahasanoğlu, sosyal medya hesaplarından yaptıkları ortak açıklamayla partilerinden istifa ettiklerini duyurdu.
Hemen Reklam Ver
Reklamsız Cumhuriyet
eGazete Giriş
Mesafeli Satış Sözleşmesi Teslimat ve İade Şartları
Gizlilik Politikası Yayın İlkeler İletişim Künye
© Tüm Hakları Saklıdır · 2010
Hemen Reklam Ver
  • Reklamsız Cumhuriyet
  • eGazete Giriş
  • Mesafeli Satış Sözleşmesi
  • Teslimat ve İade Şartları
App Store Google Play
© Tüm Hakları Saklıdır · 2025
Gizlilik Politikası Yayın İlkeler İletişim Künye