31 Mart belediye seçimlerinde AKP önemli bir darbe aldı. Cumhuriyet Halk Partisi, bir yandan elinde bulunan İzmir, Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Çanakkale, Yalova, Aydın, Muğla, Burdur, Eskişehir, Hatay, Sinop gibi kentleri korudu, bir yandan da İstanbul, Ankara, Antalya, Mersin, Adana, Bolu, Bilecik, Artvin, Ardahan, Kırşehir gibi kentleri kazandı. Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara ve Türkiye’nin en büyük kenti İstanbul yıllar sonra yeniden Cumhuriyet Halk Partisi’nin kontrolüne geçti.
AKP oyların yüzde 44’ünü alarak yine birinci parti oldu. MHP yüzde 7 oyla elindeki belediyelerin sayısını artırdı. AKP-MHP ittifakının toplam oyu yüzde 51’i buldu. Türkiye’de yaşanan siyasal baskı ortamına ve ekonomik bunalıma rağmen AKP-MHP ittifakının hâlâ bu kadar yüksek oy alabilmesi sevinilecek bir durum değildir. CHP-İYİ Parti ittifakının mutlak bir zaferinden söz etmek olanaklı değildir.
CHP yüzde 30 oy almış olsa da, İYİ Parti’nin yüzde 7, HDP’nin yüzde 4 oy aldığı dikkate alınacak olursa, CHP’nin yüzde 30 olan oyunun en az yüzde 5’inin, İYİ Parti ile yapılan ittifak ve HDP’nin dışarıdan dolaylı desteği sayesinde alındığı söylenebilir. Tüm partilerin geçmiş seçimlerde aldıkları oy oranları dikkate alınarak bir analiz yapıldığında bu açıkça görülecektir.
Ayrıca CHP seçmeni, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde değil, Kılıçdaroğlu’na rağmen sandığa gitmiştir. CHP tabanı, CHP yönetimine olan öfkesini sandığa yansıtmayarak sorumlu bir davranış sergilemiştir. Kılıçdaroğlu bu seçim sonuçlarına aldanırsa, 10 yılda 10 seçim kaybettiği gerçeğini görmezden gelirse, CHP 2023’teki genel seçimlerde, Cumhuriyetin kuruluşunun
100. yılında, büyük bir hezimetle karşılaşacaktır. CHP’de 2023’ten önce bir lider değişikliği kaçınılmazdır.
Ayrıca seçimleri kazanan CHP’li belediye başkanları için asıl mücadele bundan sonra başlamaktadır. CHP’li belediyelerin verecekleri belediye hizmetlerinin başarılı olması ve halkın desteğini alması durumunda, CHP 2023 için önemli bir avantaj elde edebilir. Ancak herhangi bir başarısızlık ve/veya yolsuzluk skandalı, CHP’nin 2023 umutlarını büyük ölçüde söndürecektir.
AKP’nin İstanbul seçimi konusunda Yüksek Seçim Kurulu’nu baskı altına almak için bazı entrikalara başvurmuş olması ise kabul edilebilir bir şey değildir. Başa baş bir mücadelede oy sayımı tamamlanmadan AKP adayı Binali Yıldırım’ın sözde zaferini ilan etmiş olması; Yıldırım ile CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu arasındaki oy oranı eşitlendikten sonra Anadolu Ajansı’nın bilgi akışını durdurmuş olması; YSK, CHP’nin seçimi önde bitirdiğini açıkladıktan sonra Yıldırım’ın, “31 bin
sandık var, her sandıkta bir yanlış oy çıksa, bu aradaki farktan fazladır” diyerek AKP için YSK’den oy siparişinde bulunması; AKP’nin geçersiz oyların sayımını talep ederek geçersiz oylardan AKP’ye oy devşirme operasyonu başlatması ve YSK’nin buna alet olması, tarihe kara bir leke olarak geçmiştir.
Türkiye’de, her seçimde olduğu gibi, bu seçimde de yüz binlerce geçersiz oy bulunmaktadır. YSK hangi sandıkta, hangi ölçütlere göre geçersiz oyları yeniden saymaktadır?! YSK’nin, somut bir kanıt olmadan mevzuata aykırı olarak yaptığı yeni sayımlarda, geçersiz oylar nasıl oluyor da CHP’den çok AKP’nin lehine sonuçlanmaktadır ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un açıklamasına göre, geçersiz oyların sayımı AKP ile CHP arasındaki farkın “hızla kapanmasına” neden olmaktadır?!
AKP ve YSK şu anda ateşle oynamaktadır. İstanbul’un hileyle CHP’den AKP’ye geçmesi durumunda, İstanbul’da ve Türkiye çapında büyük bir toplumsal tepkinin ortaya çıkması kaçınılmazdır.