Aydın Engin

Aleviler CHP’ye Niye Oy Veriyor?

23 Kasım 2014 Pazar

Karadeniz kıyısında Ordu, Fatsa köylerinde dört dönüp Alevilerle, Cumhuriyet’in yazı dizisi için konuşurken Başbakan Davutoğlu’dan ses geldi.
Bana değil, Alevilere.
AKP tayfasının en derin âlimi, bilgini, düşünürü olarak sunulan Davutoğlu, Filipinler gezisi için uçağına “kabul ettiği” gazetecilerle dönüş yolunda sohbet ederken Maraş ve Sivas (Madımak) olaylarından CHP’nin sorumlu olduğunu söyledi ve ekledi: “Alevilerin nasıl CHP’li olabildiklerine hep şaşmışımdır…”
Ben de kimi Alevilerin niye AKP’ye oy verdiğine hep şaşmışımdır. Ama “Benim düşüncem bana kalsın” dedim ve bunu konuştuğum Alevilere sormayı yeğledim.
Cevapların hemen hepsi soru biçimindeydi ve içerikleri hemen hemen aynıydı. Özetleyeceğim:
“Madımak’ta bizi yakanlar, Maraş’ta, Çorum’da canımıza kastedenler CHP’liler değil gözü dönmüş, Alevi nefreti kuşanmış Sünni saldırganlardı. Ne yani, katillerimize mi oy verecektik?.. Bugün bizi eşit haklı yurttaşlıktan kanunen değil ama fiilen mahrum edenler Sünnilik bayrağını burnumuza sallayanlar değil mi?.. Zorunlu din dersinde çocuklarımızı Hanefiliğin değerlerini, ibadet usullerini öğrenmeye, uygulamaya, benimsemeye zorlayanlar kim?.. Alevilerin laikliği savunan partilerden başka sığınacak neresi var?.. Camilerde cuma namazlarında okunan hutbeleri CHP mi hazırlıyor, yoksa AKP’nin Diyanet’i mi?”
Cevaplar böyle uzayıp gitti ve gördüğünüz gibi üç aşağı beş yukarı birbirinin paralelindeydi. Haklılık payı yüksekti ve şaşılacak yanı da yoktu.
O yüzden Davutoğlu’nu şaşkınlığı ile baş başa bırakıp devam edelim…

***

Biliyorsunuz, bugün Davutoğlu Dersim’e gidiyor. Ankaralı meslektaşların yalancısıyım, orada “özür” dileyecek(miş). Bunun, Dersimliliğini haykırarak dillendirmekten nedense çekinen Kılıçdaroğlu’nu köşeye sıkıştırmak; 1938 Dersim cankırımı yüzünden çok sert iç tartışmalar yaşayan CHP’yi daha da “kaşımak” için üretilmiş sefil bir siyasal manevra olduğuna kuşkum yok.
Ama dedim a, benim düşüncem bana kalsın.
Davutoğlu’nun özür dileme gerekçesini ve bunun anlamını da konuştuğum Alevilere sordum.
Karadeniz kıyılarındaki Alevi yurttaşların büyük çoğunluğunun etnik kökeni kadim bir Türk boyu olan Çepniler. Soruya farklı cevaplar geldi.
Kimileri dilenecek özrün Osmanlı’dan beri devletin sürekli “incittiği” Alevilerden bir Sünninin özür dilemesi olarak algıladılar ve “Elbette özür dilemeli” dediler ama yoğurdu üfledikleri için eklediler: “Ama samimi midir? Hiç sanmam…”
Kimileri “Neyin özrüymüş ki bu” diye omuz silkip soruyu soruyla cevapladılar…
Ancaaaak biri vardı ki, hem Çepni yani Türk hem Alevi biri vardı ki…
- Bak beyim, dedi. O özür bizden değil hem Kürt, hem Alevi olan Tuncelililerden dilenecek zahir. Ben doğmadan oralarda isyan olmuş, sonra askeri harekât olmuş. Derler ki dereler günlerce kan akmış…
Bu kadarla kalsaydı anlayacaktım, anlamlandıracaktım. Ama o ekledi:
- Yani bizlen, bizim gibi Alevilerle alakası yok o işin…

***

Gördünüz; kendi görüşlerimin kıyısından bile geçmeden, Karadeniz kıyılarındaki Türk Alevilerin görüşlerini gazeteci yansızlığıyla aktardım.
Kuşkusuz buradan bir genelleme filan yapacak; “Yani bu 1938 Dersim cankırımı, sadece Dersimlilerin kanayan yarası. Hatta Zazaları Kürt saymayan Kürt kitlelerinin bile umurunda değil” gibi bir sonuç çıkaracak değilim. Ustalarım bana “Tümüyle, hep, herkes, her zaman, hepsi” gibi sözcükleri mümkünse kullanmamayı öğütlediler; genellemelerin yanıltıcılığına hatta yanlışlığına dikkat çektiler. Usta öğüdünden sapacak değilim.
Ancak Dersim 1938 ile yüzleşmeden, genel geçer ezberlerle, resmi tarihin yaveleri ile de konunun geçiştirilemeyeceğini de iyi biliyorum. Ama zaten daha Tunceli yerine Dersim yazdığım, “1938 Dersim cankırımı” gibi nitelemeler kullandığım için çoktan diş gıcırdatmaya başlayanlar olduğunu da biliyorum, hem de iyi biliyorum.
O yüzden şu pazar gününü küfürsüz, saldırısız atlatayım; Davutoğlu, Dersim (Tunceli demek istedim tabii, dilim sürçtü sadece) gezisinde ne edecek, ne diyecek, özür dilerken özrünün içeriği ne olacak filan bir görelim, ondan sonra yazarım…
Herkese öfkesiz pazarlar dilerim…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları