Galatasaray-Bayern Münih maçı
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Galatasaray-Bayern Münih maçı

24.10.2023 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Hürriyet’te yazmaktaydım. Genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök, nereden aklına geldi bilmem Galatasaray’la ilgili bir dizi yazı (söyleşi) hazırlamamı istedi. Ben dediğini yaptım, başta teknik direktör Mircea Lucescu olmak üzere kaptan Bülent Korkmaz ve futbolcularla görüştüm. “Anka Kuşu” başlıklı yazı dizisi 19, 20, 21 ve 22 Kasım 2001 günlerinde yayımlandı. Gazete bu günlerde 30 binden daha fazla günlük ek satış yaptı. Bu başarı üzerine Fenerbahçe ve Beşiktaş (Sedat Ergin) dizi yazıları izledi.

Benim yazıdan önce spor basınında “mujik” muamelesi gören Lucescu’nun gerçek kimliği ortaya çıktı. Adam üniversite öğrenimi görmüş, üç-dört dil bilen tam takım bir “entelektüel” idi. Bir filozoftu. Daha sonra Lucescu ile sıkı dost olduk. Beşiktaş teknik direktörü olduğu zaman da konuşma yaptım. 19 Mayıs 2002 tarihli Hürriyet Pazar’ın kapağında Lucescu ile fotoğrafımız vardır. Başka bir yerde, 19 Kasım 2001 günü, şöyle bir yazım var:

"Üstelik, görünüş olarak Fatih Terim’in asla yerini tutamayacak bir Rumen çalıştırıcı getirilmişti. Zavallı Lucescu, Hagi’nin elinde oyuncak olacaktı... Galatasaray, Fatih Terim’in öğrettiği futbolu unutup sıradanlaşacaktı... Öngörülerin ilk bölümü gerçekleşmedi: Galatasaray, Real Madrid’i Monaco’da altın golle yenip Süper Kupa’yı kazanıverdi. Herkes şaşırdı. Galiba şu Lucescu futboldan biraz anlıyordu. Ama hiç kimse adamcağızın biyografisini merak etmedi. Galatasaray, bu karizma yoksunu adamla, geçen yıl benzersiz bir başarıya ulaştı ve Şampiyon Kulüpler Kupası’nda çeyrek final oynadı. Şansı biraz yaver gitseydi, yarı final de final de oynayabilirdi."

Bu spor basını böyledir herkes birbirini tekrarlar. Mircea Lucescu’nun br mujik değil, bir entelektüel ve filozof olduğunu benden öğrendiler. Dünyanın her yerinde anadillerini en kötü konuşan ve anadilinde en kötü yazanlar spor servisi elemanlarıdır. Yabancı futbolcuların adını bile doğru söyleyemezler, yazamazlar...

Yıl 1948. Ortaokul birinci sınıfta öğrenciyim. O yıl Galatasaray uzun yıllardan sonra İstanbul şampiyonu oldu. Ben de Galatasay’ın sıkı yandaşı oldum. Öyle ki Fransızca bildiğim için herkes beni Galatasaray Lisesi mezunu sanır. Adalet Partisi hükümeti kazandığım sınavı iptal etmeseydi az kalsın Galatasaray Lisesi’ne Fransızca öğretmeni olacaktım.

1950’lerde “Galatasaray” adlı bir dergi yayımlanırdı, aboneydim. Bir yandan edebiyat dergileri okurken bu derginin yazılarını neredeyse ezberlerdim. Hiç unutmam Galatasaray 1950’lerde Güney Amerika turnesine çıkmış, kaleci Turgay Şeren turnenin kahramanı olmuştu. Dergideki şu manşet hâlâ aklımda: “Estore para mi gay gay gay Aslan kaleci Turgay!” Ne anlama geldiğini aradım bulamadım.

Gelelim Galatasaray’ın Bayern Münih’le yapacağı ilk maça. Maç İstanbul’da. Kupa maçlarının kurası çekilip rakip olarak Bayern Münih, Manchester United ve Kopenhag takımları çıkınca yazılı spor basının ağır topları ile televizyonun kallavi yorumcuları Galatasaray’a hiç şans tanımadılar: Bayern Münih ve Manctester United’ten sıfır puan, Kopenhag’dan en fazla üç puan alabilecek ve Şampiyonlar Ligi’ne veda edecekti.

Ben Copenhagen’ı bir yana bıraktım ve Galatasaray’ı kadrosunu öteki iki takımın kadrosunu karşılaştırdım: Galatasaray kadrosundan 7-8 futbolcunun Bayern Munih ve Manchester United takımlarında oynayabileceğini gördüm. Yani bu iki takımla yapılacak üç ihtimalli maçlar ortadaydı. Kopenhag maçları çantada keklik değildi. Nitekim İstanbul’daki maç berabere bitti. Kopenhag’daki maç da üç ihtimalli. Galatasaray’ın İngiliz ve Alman takımlarıyla yapacağı maçlar daha önemliydi ve Galatasaray bu iki takımdan güçsüz değildi. Teslim bayrağı çekmek saçmaydı. Mehmet Aslan’ın 10 Ekim 2023 tarihli Hürriyet gazetesinde yazdıklarını önemsiyorum.

“Ligin kaderi belli. Ya Galatasaray ya da Fenerbahçe şampiyon olacak. Belki de bu ikilinin arasındaki maçlar belirleyecek sonucu. İlerleyen haftalar ne gösterir bilmiyorum ama Galatasaray potansiyeli daha yüksek bir takım olarak öne çıkıyor. Ve kalitesi yüksek takımlara karşı çok daha motive oynuyor. Bu açıdan yaklaşarak Manchester United maçında üç puan sürpriz değil demiştim. Beşiktaş ve hatta Bayern Münih maçları için de düşüncem aynı. O potansiyel fazlasıyla mevcut bu takımda.”

Bayern Münih’in maçlarına baktım televizyonda. Tank gibi ezici bir takım değil. İki maç da üç ihtimalli ama Galatasaray mutlaka gruplara kalacak.

***

Pazar günkü yazımda düzeltme: Attilâ İlhan’ın Sokaktaki Adam romanındaki kahramanın adı Mehmet Ali değil Hasan olacak.

Yazarın Son Yazıları

Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025
Önsöz olarak son söz

15 ve 17 Ağustos 2025 günlerinde üstat Sadri Maksudi Arsal’ın Teokratik Devlet ve Laik Devlet adlı kitabından aynen aktararak “Eski Türklerde din (1, 2)” başlığıyla yayımlamıştım.

Devamını Oku
31.08.2025