Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Galatasaray-Bayern Münih maçı
Hürriyet’te yazmaktaydım. Genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök, nereden aklına geldi bilmem Galatasaray’la ilgili bir dizi yazı (söyleşi) hazırlamamı istedi. Ben dediğini yaptım, başta teknik direktör Mircea Lucescu olmak üzere kaptan Bülent Korkmaz ve futbolcularla görüştüm. “Anka Kuşu” başlıklı yazı dizisi 19, 20, 21 ve 22 Kasım 2001 günlerinde yayımlandı. Gazete bu günlerde 30 binden daha fazla günlük ek satış yaptı. Bu başarı üzerine Fenerbahçe ve Beşiktaş (Sedat Ergin) dizi yazıları izledi.
Benim yazıdan önce spor basınında “mujik” muamelesi gören Lucescu’nun gerçek kimliği ortaya çıktı. Adam üniversite öğrenimi görmüş, üç-dört dil bilen tam takım bir “entelektüel” idi. Bir filozoftu. Daha sonra Lucescu ile sıkı dost olduk. Beşiktaş teknik direktörü olduğu zaman da konuşma yaptım. 19 Mayıs 2002 tarihli Hürriyet Pazar’ın kapağında Lucescu ile fotoğrafımız vardır. Başka bir yerde, 19 Kasım 2001 günü, şöyle bir yazım var:
"Üstelik, görünüş olarak Fatih Terim’in asla yerini tutamayacak bir Rumen çalıştırıcı getirilmişti. Zavallı Lucescu, Hagi’nin elinde oyuncak olacaktı... Galatasaray, Fatih Terim’in öğrettiği futbolu unutup sıradanlaşacaktı... Öngörülerin ilk bölümü gerçekleşmedi: Galatasaray, Real Madrid’i Monaco’da altın golle yenip Süper Kupa’yı kazanıverdi. Herkes şaşırdı. Galiba şu Lucescu futboldan biraz anlıyordu. Ama hiç kimse adamcağızın biyografisini merak etmedi. Galatasaray, bu karizma yoksunu adamla, geçen yıl benzersiz bir başarıya ulaştı ve Şampiyon Kulüpler Kupası’nda çeyrek final oynadı. Şansı biraz yaver gitseydi, yarı final de final de oynayabilirdi."
Bu spor basını böyledir herkes birbirini tekrarlar. Mircea Lucescu’nun br mujik değil, bir entelektüel ve filozof olduğunu benden öğrendiler. Dünyanın her yerinde anadillerini en kötü konuşan ve anadilinde en kötü yazanlar spor servisi elemanlarıdır. Yabancı futbolcuların adını bile doğru söyleyemezler, yazamazlar...
Yıl 1948. Ortaokul birinci sınıfta öğrenciyim. O yıl Galatasaray uzun yıllardan sonra İstanbul şampiyonu oldu. Ben de Galatasay’ın sıkı yandaşı oldum. Öyle ki Fransızca bildiğim için herkes beni Galatasaray Lisesi mezunu sanır. Adalet Partisi hükümeti kazandığım sınavı iptal etmeseydi az kalsın Galatasaray Lisesi’ne Fransızca öğretmeni olacaktım.
1950’lerde “Galatasaray” adlı bir dergi yayımlanırdı, aboneydim. Bir yandan edebiyat dergileri okurken bu derginin yazılarını neredeyse ezberlerdim. Hiç unutmam Galatasaray 1950’lerde Güney Amerika turnesine çıkmış, kaleci Turgay Şeren turnenin kahramanı olmuştu. Dergideki şu manşet hâlâ aklımda: “Estore para mi gay gay gay Aslan kaleci Turgay!” Ne anlama geldiğini aradım bulamadım.
Gelelim Galatasaray’ın Bayern Münih’le yapacağı ilk maça. Maç İstanbul’da. Kupa maçlarının kurası çekilip rakip olarak Bayern Münih, Manchester United ve Kopenhag takımları çıkınca yazılı spor basının ağır topları ile televizyonun kallavi yorumcuları Galatasaray’a hiç şans tanımadılar: Bayern Münih ve Manctester United’ten sıfır puan, Kopenhag’dan en fazla üç puan alabilecek ve Şampiyonlar Ligi’ne veda edecekti.
Ben Copenhagen’ı bir yana bıraktım ve Galatasaray’ı kadrosunu öteki iki takımın kadrosunu karşılaştırdım: Galatasaray kadrosundan 7-8 futbolcunun Bayern Munih ve Manchester United takımlarında oynayabileceğini gördüm. Yani bu iki takımla yapılacak üç ihtimalli maçlar ortadaydı. Kopenhag maçları çantada keklik değildi. Nitekim İstanbul’daki maç berabere bitti. Kopenhag’daki maç da üç ihtimalli. Galatasaray’ın İngiliz ve Alman takımlarıyla yapacağı maçlar daha önemliydi ve Galatasaray bu iki takımdan güçsüz değildi. Teslim bayrağı çekmek saçmaydı. Mehmet Aslan’ın 10 Ekim 2023 tarihli Hürriyet gazetesinde yazdıklarını önemsiyorum.
“Ligin kaderi belli. Ya Galatasaray ya da Fenerbahçe şampiyon olacak. Belki de bu ikilinin arasındaki maçlar belirleyecek sonucu. İlerleyen haftalar ne gösterir bilmiyorum ama Galatasaray potansiyeli daha yüksek bir takım olarak öne çıkıyor. Ve kalitesi yüksek takımlara karşı çok daha motive oynuyor. Bu açıdan yaklaşarak Manchester United maçında üç puan sürpriz değil demiştim. Beşiktaş ve hatta Bayern Münih maçları için de düşüncem aynı. O potansiyel fazlasıyla mevcut bu takımda.”
Bayern Münih’in maçlarına baktım televizyonda. Tank gibi ezici bir takım değil. İki maç da üç ihtimalli ama Galatasaray mutlaka gruplara kalacak.
***
Pazar günkü yazımda düzeltme:
Attilâ İlhan’ın Sokaktaki
Adam romanındaki kahramanın adı
Mehmet Ali değil Hasan olacak.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Köyüne dönmek isteyene 5 gebe düve verilecek
- Barış Atay’dan Özgür Özel'e sert yanıt
- Yatak odasında yakalandı: Kaçarken balkondan düşüp öldü
- Hasat için 1400 kilometre yol gittiler!
- Bakan Yerlikaya'dan 'kayyum' açıklaması
- Rusya'dan, Bakan Fidan'ın Suriye açıklamalarına yanıt
- İstanbul'da AVM yangını: Çok sayıda itfaiye sevk edildi!
- Cemal Enginyurt'tan, Soylu'ya büyük taş
- 36 dakikada gözaltı!
- 'Dünyada benzeri yok'