İşçi sınıfı ve bugünümüz
Ali Apaydın
Son Köşe Yazıları

İşçi sınıfı ve bugünümüz

01.05.2025 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Liberal söylemlerin, demokrasiler çağında alt sınıfların üst sınıflar kadar çeşitli olanaklarla donatılmasından dolayı eşitsizliklerin azaldığını ve bu yüzden günümüzde hiyerarşik bir şekilde birbirinden ayrışmış toplumsal sınıfların bulunmadığını öne sürerek tarihin sonuna geldiğimizi ilan etmesinin sadece birkaç on yıl sonrasında yaşıyoruz. Ve bu son ilanının aksine, yaklaşık yüz yıl sonra bir kez daha devasa bir faşizmle boğuşmak zorunda kaldığımız bir dünyada nefes alıp vermeye çalışıyoruz şimdi!

***

Elbette bugün, işçi sınıfının, demokratik gelişmelerle birlikte çeşitli olanaklardan faydalandığına yönelik birçok göstergeden söz edilebilir ve bu göstergelerden hareketle sınıflar arasındaki mesafenin azaldığına ilişkin birtakım veriler önümüze konabilir. Ki, işçilerin alım gücünün belli oranlarda arttığı doğrudur, ancak eşitsizliğin statik değil dinamik bir esas olduğunu ıskalayan bu söylemlerin tüm sınıfların alım güçleri arasındaki artış oranlarına değil de sadece işçilerin alım gücündeki artışa dikkat kesilmesindeki saçmalığı göremeyecek kadar kör olamayız!

Bugün, halen başkalarının emeğini satın alma üzerine kurulu kapitalist bir dünyada yaşıyoruz ve bu dünyada nüfusun ezici çoğunluğunu halen işçiler oluşturuyor! Dahası bu işçilerin hiç de azımsanmayacak bir kesimi standart bir maaş bile almadan yaşıyor!

Bununla birlikte, seçilmiş birkaç göstergeden yola çıkıp içinde yaşadığımız çağın eşitsizliklerin azaldığı bir çağ olduğunu söyleyen liberal ya da neo-liberal söylemlerin ciddi bir başarı elde ettiğini de itiraf etmek zorundayız. İtiraf etmeliyiz, çünkü toplumsal sorunlara karşı bireysel çözümler üretme parodileri hiçbir çağda bu çağdaki kadar iyi bir şekilde pazarlanmadı ve bu parodiler hiçbir çağda bu çağdaki kadar alıcı bulamadı!

***

Peki, halen burjuvazi lehine yüksek yoğunlukta yapılandırılmış eşitsizlikler üzerine inşa edilen kapitalist bir dünyanın içinde yaşarken neden bugün ciddi bir işçi hareketinden söz edemez olduk? Yoksa gerçekten de işçi sınıfı başta olmak üzere toplumsal sınıf kavramlarının tedavülden kalktığı bir çağda mı yaşıyoruz?

Hayır, sınıf kavramının tedavülden kalktığı bir çağda yaşamıyoruz asla! Sadece liberal söylemler ve pratiklerin karşısına güçlü ve etkili sol söylemler koyamadığımız bir çağda yaşıyoruz –bir suistimal çağında!

Şunu vurgulamak gerek ki; bugün, kullanmakta olduğumuz haklarımız ve özgürlüklerimizin başat kaynağı olan sol hareketlerin elde ettiği kazanımlardan faydalandığımız kadar aynı sol hareketlerin yaptığı yanlışların da bedelini ödüyoruz. Ki bu yanlışların en büyüğü, sol söylemleri geliştirmek ve genişletmek yerine onları ideoloji hizmetçiliğine dönüştürme yanlışıydı. Ki bu yanlış yüzünden, yüzyılı aşkın süredir feminizm ve veganizm gibi mücadele alanlarını önemsememenin neleri gözden kaçırıp nelere mal olduğunu fazlasıyla deneyimlediğimiz bir geçmişimiz var artık.

Öte yandan, bu yanlışları görerek, bir mücadele alanını nasıl geliştireceğine kafa yormak yerine büyük ya da küçük çeşitli anlatılar içinde kendine bir kimlik bulmakla yetinmeye çalışan günümüz solunun yaptığı yanlışların bedelini de ödüyoruz aynı şekilde! On yıllardır ekonomik temelli sınıfsal mücadeleden kopuk bir şekilde cinsiyet, cinsel yönelim, duyarlılık vb gibi daha farklı temellere dayalı mücadele alanlarıyla yetinmeye kalkanların da nasıl bir suistimal kültürüne yol açtığına fazlasıyla tanık olduk, oluyoruz.

Bugün hem ülkemizin hem de dünyanın devasa bir neo-faşizm saldırısıyla boğuşmak zorunda kalmasının nedenlerini anlamak için liberal ve neo-liberal söylem ve uygulamaların yol açtığı sorunlar kadar solun etkisizleşmesine yol açan bu devasa yanlışlara da odaklanmak zorundayız! Şunu bilmeliyiz ki, bir ideolojiyi yaşamakla bir ideolojinin sözcülüğünü yapmak bambaşka şeylerdir! Aynı şekilde duyarlılık göstermekle, duyarlılık üzerinden bir kimlik edinmek de bambaşka şeylerdir!

***

Bugün işçi sınıfı kavramını ideolojik ayarlamalar ile anlamsız ve verimsiz polemiklerden kurtarmak her şeyden daha büyük bir önem taşıyor. Bunun için düşünsel parçalanmalar yerine düşünsel birleşmeleri –uzlaşmaları değil birleşmeleri– başarmamız gerekiyor. Çünkü bugün yaşadığımız dünya, bir kez daha her şeyden önce faşizme karşı omuz omuza olmamız gereken bir dünyaya dönüşmüştür! Ve ne kadar örgütsüz ne kadar sessiz olursa olsun bu dünyanın en başat dönüştürücü gücü halen çalışanların ezici çoğunluğunu oluşturan işçi sınıfıdır.

Umutsuz olmayalım, en güçlü hareketler en sessiz zamanlardan sonra ortaya çıkar! 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı kutlu olsun! Yaşasın 1 Mayıs!

Yazarın Son Yazıları

‘Tutarsızlığın Tutarsızlığı’

21. yüzyıl Türkiye’sinde kendi içinde kısmen ayrışan cumhuriyet karşıtı politik çizgileri ilk kez birleşmiş bir şekilde buluyoruz karşımızda: AKP, MHP, DEM, PKK ve diğerleri…

Devamını Oku
27.11.2025
Bir metnin 'yapı'sı

İçinde 969 kez “Hatırladığım kadarıyla”, 774 kez “Bilmiyorum”, 691 kez “-mışlar, -mişler, -muşlar” gibi...

Devamını Oku
13.11.2025
Düşünme aralıkları açmak için

Politika üretimi, derinlemesine düşünülmüş temel ilkeler etrafında şekillenen bir süreçtir.

Devamını Oku
30.10.2025
‘Sahtelikler Tiyatrosu’ iflasın eşiğinde

‘Sahtelikler Tiyatrosu’ iflasın eşiğinde

Devamını Oku
16.10.2025
Dijital çatlaklar

Dijital çatlaklar

Devamını Oku
02.10.2025
İhanetler ve hainler

İhanetler ve hainler

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasi diploması

Eğitim sosyolojisi içerisinde yaygın bir tez, bir ülkenin gelişmişlik düzeyini belirlemek için basit bir kriteri dikkate alır...

Devamını Oku
04.09.2025
Eleştiri, demagoji ve zırvalama

Eleştiri, demagoji ve zırvalama

Devamını Oku
21.08.2025
Gerçeklik iğnesi

Tıpkı kökleriyle ormanı zehirleyen bir mantar gibi toprağımızı, havamızı, geleceğimizi sarmalayıp zehirleyen bir iktidarla yaşıyoruz.

Devamını Oku
07.08.2025
MEB ve ÖSYM’nin karanlığı

MEB ve ÖSYM ısrarla “adil ve bilimsel” sınavlar yaptığını iddia ediyor.

Devamını Oku
24.07.2025
Yarım önlemleri reddedin!

Çok geç kaldığımız doğru! Çok doğru. Uyanış en geç 2023’te başlamalıydı...

Devamını Oku
10.07.2025
Mücadeleyi baltalayanlarla mücadele etmek

Veganizm ve feminizm gibi çağımızın en değerli ve en etkili mücadele alanları bir tür “seküler din”e dönüşüyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Yaşayan umutlar olmayı sürdürmek

Yaşayan umutlar olmayı sürdürmek

Devamını Oku
12.06.2025
Kötülüğün sıradanlaşması

Kötülüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.05.2025
'Ben Marksist değilim'

“Ce qu'il y a de certain c'est que moi, je ne suis pas Marxiste” – “Kesin olan şu ki, ben Marksist değilim.” - Karl Marx

Devamını Oku
15.05.2025
İşçi sınıfı ve bugünümüz

İşçi sınıfı ve bugünümüz

Devamını Oku
01.05.2025
Liseliler ve öğretmenleri

Liseliler ve öğretmenleri

Devamını Oku
17.04.2025
Direnişin felsefesi

Direnişin felsefesi

Devamını Oku
03.04.2025
Mutsuz Adam

Mutsuz Adam

Devamını Oku
20.03.2025
Karanlık eğitim çalıştayı

Karanlık eğitim çalıştayı

Devamını Oku
06.03.2025
Akademisyenlerin suskunluğu

Akademisyenlerin suskunluğu

Devamını Oku
20.02.2025
Kayıp zamanın içinde

Kayıp zamanın içinde

Devamını Oku
06.02.2025
Meşruiyet meselesi ve faşizm tehlikesi

Meşruiyet meselesi ve faşizm sorunu

Devamını Oku
23.01.2025
Sol, solsuzluk ve 'solcular'

Sol, solsuzluk ve 'solcular'

Devamını Oku
09.01.2025
Ders olsun!

Ders olsun!

Devamını Oku
26.12.2024
-ım, -im, -üm’lerden kurtulmak

-ım, -im, -üm’lerden kurtulmak

Devamını Oku
12.12.2024
‘Sessizliğin Cumhuriyeti’

‘Sessizliğin Cumhuriyeti’

Devamını Oku
28.11.2024
Politika gösterisi değil politika yapmak!

Politika gösterisi değil politika yapmak!

Devamını Oku
14.11.2024
Türkiye bu değil!

Türkiye bu değil!

Devamını Oku
31.10.2024
Tarihte tatile çıkma zamanı değil!

Tarihte tatile çıkma zamanı değil!

Devamını Oku
17.10.2024
Cumhuriyet ve gençlik

Cumhuriyet ve gençlik

Devamını Oku
03.10.2024
Veli zorbalığı

Veli zorbalığı

Devamını Oku
19.09.2024
Cumhuriyet öğretmenlerinin sorumluluğu

Cumhuriyet öğretmenlerinin sorumluluğu

Devamını Oku
05.09.2024
'En zorunlu harcamaların ihmali'

'En zorunlu harcamaların ihmali'

Devamını Oku
22.08.2024
Cumhuriyet Türkiye’nin DNA’sıdır!

Cumhuriyet Türkiye’nin DNA’sıdır!

Devamını Oku
07.08.2024
Maraton, demokrasi ve eğitim

Maraton, demokrasi ve eğitim

Devamını Oku
25.07.2024
Ali Apaydın yazdı...

Kırksekiz ve Duygu

Devamını Oku
11.07.2024
Ali Apaydın yazdı...

Cehalet ve tehdit

Devamını Oku
27.06.2024
Eğitimde utanç yılı

Eğitimde utanç yılı

Devamını Oku
13.06.2024
Devrimi kurtarmak

Devrimi kurtarmak

Devamını Oku
30.05.2024