Emperyalizmi iyi tanımak

16 Ağustos 2019 Cuma

Bugün yani 16 Ağustos 2019’da, Kanada’nın büyük uluslararası maden şirketlerinin merkezlerinin ve dünyanın en önemli maden borsasının bulunduğu Toronto kentinde, Kanada Komünist Partisi ve çevreci aktivist grupların katılacakları bir protesto yürüyüşü yapılacak. Gösterinin hedefinde, Kaz Dağları Kirazlı mevkiinde Çanakkale’nin içme suyu havzasını da kapsayan, bölgede siyanürle altın çıkarma işlemi yapmaya hazırlanan ve bunun için bir hamlede 195 bin ağaç kesmiş olan, Alamos Gold şirketi var. Aynı anda, binlerce kilometre uzakta “su ve vicdan nöbeti” tutmak üzere İzmir, Balıkesir, Çanakkale, İstanbul ya da Almanya’nın çeşitli kentlerinden gelenler, çadırlardan oluşan Direnköy’ü, ağaç kesim alanı yanında kurmuşlardı bile.
Neyse, Miyase İlknur’un büyük çokuluslu maden şirketlerinin yabancı ülkelerde çalışma yöntemlerini de anlatan, “Kaz Dağları Dosyası”nı herhalde okumuş olduğunuza göre, ben yeniden aynı noktaları yinelemeyeyim.

***

Miyase İlknur’un yazısında, kendisinin de vurguladığı ve benim de dikkatimi çeken husus ise, Alamos Gold’a yöneltilen eleştirilere onlardan önce havuz medyasının ve iktidar çevrelerinin cevap vermeleri oldu.
Arkadaşımız Işık Kansu’nun haberinden sonra işin bu yanı da çözüldü. Işık, haberinde, Alamos Gold’un Kirazlı faaliyeti sırasında altyapı ve toprak işleriyle ilgilenmek üzere, yerli Çiftay şirketi ile anlaştığını ve Çiftay’ın AKP milletvekili Asuman Erdoğan’ın kocası, Tayyip Erdoğan’ın hemşerisi Fatih Erdoğan’ın Pasifik İnşaat’ın ortağı olduğunu bildiriyordu.
Maden şirketlerinin klasik yöntemiydi, yerli nüfuzlu bir ortakla birlikte iş yapmak.
Kirazlı kazısı Alamos Gold’un en tatlı kâr getiren işiydi. Şöyle ki, şirketin Kirazlı’da altının maliyeti ons başına 373 dolarken aynı miktar Kanada Lynn Lake’te 745, Meksika El Çhanante’de 1317, Meksika Mulatos’ta 855 dolardı.
Buna karşılık, şirket 35 yıl burayı çalıştırdıktan ve en ucuza mal olan altını siyanürle ayrıştırdıktan, ormanımızı, toprağımızı, gölümüzü, içme suyumuzu talan ettikten sonra kârının yüzde dördünü Türkiye’ye bırakıp çekip gidecek.
Kirazlı’da Direnköy kurulur, Toronto’da Alamos Gold protesto edilirken, Türkiye’nin güneydoğusuna da, Suriye’nin kuzeyinde, Fırat’ın doğusunda yer alacak güvenli bölgede görev yapması düşünülen öncü elemanlar yavaş yavaş gelmeye başlıyorlardı.
Aslında bu konuda Türkiye ile ABD arasında henüz kesin bir anlaşmaya varılmış değildi.

***

Geçmişte Irak’ta yaşananlar, emperyalizmin bu konuda ne oyunlar oynadığını Türk halkına açıkça göstermişti. ABD bu defa da açık oynuyor ve PKK’nin yan örgütü PYD-YPG’yi açıkça silahlandırıyordu.
Bu defa da aynı oyuna düşülecek miydi?
Ankara’daki iktidar, oyuna düşülmesini önleyecek en makul çareyi, Suriye ile uzlaşıp bölgedeki bütün yabancı güçlere karşı çıkmayı nedense bir türlü kabul etmeyerek elinin tersiyle itiyordu.
Ama bu arada gazetelerde ABD’nin PKK’li müttefikleriyle silahlı, üniformalı, bayraklı fotoğrafları çarşaf çarşaf yayımlandığından Türk halkı emperyalizme karşı bilenmişti.
Ne yazık ki, emperyalizm hep yüzyıl önceki gibi üniforma ile gelmiyordu. Bu kez güneydoğuda “güvenli bölgenin ortak savunması!” için asker üniformasıyla gelirken, batıda da, madenci işadamı kılığıyla geliyordu. İkisinde de gözünü topraklarımıza dikmişti, sonuçta fark yoktu.
Bu oyuna düşmemek için kapitalizmin ileri aşaması emperyalizmin kapitalizm ile ilişkilerini iyi bilmek ve onu özellikle de üniformasını çıkardığında iyi tanımak gerekir.
Yoksa, batıda işadamı kılığıyla gelenleri fark etmeyenler veya etmek istemeyenlerin güneydoğuda emperyalizme karşı koyabileceklerini sanmak büyük bir aldanma olacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları