Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Temmuzda yitirdiğimiz genç tiyatro insanları
Ragıp Ertuğrul’u 7 Temmuz’da yitirdik. 2015’ten bu yana Tiyatro Eleştirmenleri Birliği’nin (TEB) başkanlığını yapıyordu. Henüz 52 yaşındaydı. Eli kolu tiyatro projeleriyle doluydu. Aceleciydi, düşledikleri bir an önce gerçekleşsin istiyordu. Onunla 1995’te ilk karşılaştığımda 25 yaşındaydı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin istatistik bölümünü bitirmişti. Ekmek parası kazanan bir genç konumundaydı. Ne ki tam bir tiyatro delisiydi. Yüksek lisans derecesini İstanbul Üniversitesi Tiyatro Eleştirmenliği Bölümü’nden aldı. Yıllarca çeşitli yayın organlarında tiyatro yazıları çıktı. Artık meslektaştık.
TEB başkanı olarak üç-dört yıl önce, Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği (AICT, IACT) Kongresi’nde Türkiye’nin, yönetim kurulunda yer almasını sağlamıştı.
1988’de Tevfik Gelenbe Tiyatrosu’nda yutmuştu ilk sahne tozunu. O gün bugündür tiyatro adına yapılabilecek her şeyi yaptı. Oyun yazdı, topluluk kurdu, oyun sahneledi, hiçbir görevi geri çevirmedi. Çalışkandı, hevesliydi, yaptığı işlere çocuksu bir coşkuyla sarılırdı. Her zaman güler yüzlüydü. Aynı anda birçok sorumluluğu yüklenmesini yadırgadığım olmuştur. Belki de öyküsünü bütünüyle yaşayamayacağını bildiğinden böylesine hızlı koşuyordu düşlerinin peşinden.
Çocuklarıma yakın yaşta olan bir dostumu ve yol arkadaşımı yitirdiğim için çok üzgünüm...
RAGIP ERTUĞRUL, TURGAY YILDIZ, YAVUZER ÇETİNKAYA
Temmuzda ölen genç tiyatrocularımızı düşünürken Turgay Yıldız düştü aklıma. 22 Temmuz 2021’de 56 yaşındayken aramızdan ayrılan sanatçı DTCF Tiyatro Bölümü’nde yetişmişti. Bizim çocuğumuzdu. Tiyatro adına kısa yaşamına sığdırdıkları şaşırtıcı boyutlardadır.
Birçok toplulukta yıllarca sahneye çıkmasının yanı sıra, Ankara Radyosu’nda yazarlık ve seslendirme sanatçılığı yaptı. TRT ve özel televizyon kanallarında oyunculuğu, program yapımcılığını, metin yazarlığını, senaristliği sürdürdü. Bahadır Tokmak ile birlikte pek çok izlenceye imza attı. Yazdığı çocuk oyunu birkaç ödül birden aldı. İstanbul Avcılar Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nde altı yıl hocalık yaptı. Özellikle pandemi günlerinde telefon kamerasıyla çektiği birçok politik skeç ile sosyal medyada etkindi.
Sonunda yüreği dayanmadı. Onu özlüyoruz.
Ve Yavuzer Çetinkaya... 21 Temmuz 1992’de (30 yıl önce) henüz 44 yaşındayken yitirdiğimiz sanatçı benim kuşağımdandı. Eşi, büyük oyuncu Meral Çetinkaya’dır. Robert Kolej mezunu olan Yavuzer, Dostlar Tiyatrosu’nun has elemanlarındandı. Bulgar siyaset adamı Dimitrof’un yaşam serüveninden yola çıkarak yazdığı, Dostlar’da sahnelenen “Gün Dönerken” (Mitos Boyut 1993), 1970’lerin en önemli yerli belgesel tiyatro örneklerinden biridir. Çetinkaya, onlarca tiyatro ve sinema yapıtında, oyunculuk yanında senaristlik ve yönetmenlik de yaptı. Üretken, aklını iyi kullanan, birikimli bir kültür sanat insanıydı. Bir gün şenlikli bir kahvaltı sofrasında birlikte olmuştuk. Keyifle yediklerinin tadını yaşam sevincine katıyor gibi geldi bana...
Yavuzer de yüreğine yenik düştü. Türkiye’ye yazık oldu.
ÇEHOV ÖLDÜĞÜNDE YALNIZCA 44 YAŞINDAYDI
Anton Çehov 14 Temmuz’da öldü. Bundan 118 yıl önce... Çarlık Rusyası’nın ve modern dünyanın en büyük oyun yazarıydı. 24 yaşındayken tüberküloz olduğu anlaşılmış, yaşamının geri kalan 20 yılını bu hastalıkla geçirmişti. Babası eski bir “serf”ti. Çehov, kalabalık ailesini geçindirmek için oldukça iyi kazanç sağlayan yazarlığa başlamış, yoğun biçimde tıp doktorluğu yaptığı aşamalarda bile öykü ve oyun yazmayı sürdürmüştü. Yaşadığı dönemde, özverili bir doktor olarak halkına hizmet etmesiyle ünlendi. Günümüzdeyse, yapıtlarıyla yazın ve tiyatro dünyamızı taçlandırmakta.
Oyunları bugün tiyatro öğrencileri için göğüslemesi zor birer sınav niteliğindedir. Çağdaşı Ibsen’in “iyi kurulu oyun” tekniğiyle yazdığı sahne metinlerinin tam tersine, olay örgüsünün yönlendirmediği bir akış içinde, karakterlerin doğal yaşamda olduğu gibi devinmelerini sağlayan “gerçekçi” yazma biçemiyle, dört başyapıtı olan “Martı”, “Vanya Dayı”, “Üç Kız Kardeş”, “Vişne Bahçesi” oyunlarında doruğu yakaladı. İnsanların birbirleriyle değil, kendi kendilerine konuştukları, mantıkdışı davranışlarla bunalımlarını sergiledikleri bir teatral ortamda biçimlenen sahne metinleri, günümüzün “absürd” tiyatrosunun da öncüsüdür.
Yetkinliğin ölçüsü çok yaşamak değil...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
İmamoğlu ve İBB’yle ilgili 560 milyar iddiasına yanıt
-
Mustafa Balbay sert eleştirdi
-
Mezhep çatışması değil insanlık suçu
-
Emekliye bayram ikramiyesi ne kadar olacak?
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
En Çok Okunan Haberler
-
'Biz bu binadan çıkarsak...'
-
İstanbul'da '1 Mayıs' operasyonu
-
Seyahat edecekler dikkat: Artık tamamen yasak!
-
O otelin yöneticilerine gözaltı kararı
-
Yerlikaya'dan, Özgür Özel'e 'bant' yanıtı
-
Ümit Özdağ'ın savunmasının tam metni...
-
Türkiye'nin en güvenli bölgelerini açıkladı
-
Devlet Bahçeli'nin hedefinde 'İBB' var!
-
İkinci dalga operasyonlarda 30 kişiye tutuklama istemi
-
Ümit Özdağ ilk kez hâkim karşısına çıktı