“Bunun konuşulmasını bile zül sayarız!”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlık durumunu sorduğum bir üst düzey AKP yöneticisi böyle yanıt verdi bana.
Devam etti:
“Mevcut siyasi liderler arasında en genci Tayyip Erdoğan’dır.”
Erdoğan 67 yaşındaydı. Örneğin Meral Akşener kendisinden daha gençti ama ne önemi vardı ki böyle görüyorlardı.
Kuşkusuz ilk Foreign Policy’den öğrenmedik:
Kimi zaman yürümekte zorlandığını…
Kimi zaman konuşurken uykuya daldığını…
Kimi zamansa en yakınındaki bir isme “tanımıyormuş gibi” baktığını hepimiz izledik…
Gün geldi, afetzedelere çay fırlatırken…
Gün geldi, prompterla söyleşi verirken…
Gün geldi, yıllar önce başkalarının yaptığı konuşmaları kelime kelime tekrarlarken gördük…
“Yönetemiyor”, “Sağlık durumu yerinde değil”, “Gerçeklikle bağı koptu” diye uzun zamandır tartışıyoruz.
Şurası muhakkak ki Erdoğan İletişim Başkanlığı kurup kurumsallaşmaya çalıştıkça iletişim sorunları daha fazla görünmeye başladı.
Peki, bu eleştirilere AKP cephesi ne diyordu?
İsmini vermek istemeyenler kulübünden iki AKP yöneticisiyle konuştum. Erdoğan’ın da çalışma arkadaşlarıydı görüştüklerim…
Ortak bir tavırla karşılaştım. Eleştirileri “abartma ve tipik bir kara propaganda” olarak görüyorlardı. Ve ekliyorlardı: “Daha fazla gafa ve iletişim skandallarına muhalefet de imza atıyor, onları görmezden geliyorsunuz!”
Başta da dedim ya, konuştuğum AKP yöneticilerine Cumhurbaşkanı’nın sağlığını da sordum. Öyle ya zamanında ağır ameliyatlar geçirdiği, hatta şu sıralar bel fıtığından ciddi rahatsızlığı olduğu biliniyor. Son olarak Foreign Policy de sıraladı da sıraladı iddiaları...
Hepsini hatırlatıyorum, şu yanıtı alıyorum:
“Yıllardır aynı kara propaganda yapılıyor. O yaşta böylesi bir tempoda kimse çalışamaz, ama o durmuyor.”
Ve girişte de söylediğim “Bunu konuşmayı zül sayarız, en genç lider o” sözlerini ekliyorlar…
“Bakın” diyorlar, “dünya liderleri de zaman zaman uluslararası toplantılarda uykuya dalabiliyor, ne var bunda!”
Ezber sözleri kullanıyorlar, “algı mühendisliği yapılıyor” iddiasındalar…
Evet, AKP cephesinden konuştuklarım özetle böyle diyor. Benim şu aşamada gördüğüm, dışarıya karşı saldırgan bir savunma halindeler. İçlerinde ise az da olsa bir sorgulama yaptıkları muhakkak. İletişim dilini değiştirmek istiyorlar.
Öyle ya, sorduğumuzda “Cumhurbaşkanımızın rutini bu” deseler de Erdoğan’ın basketbol oynarken görüntüsünü çekmeyi nasıl açıklayacağız? Ya agresif imajlı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un genç ekibiyle kahve içme ya da kedili fotoğraflarını yayımlamasını?
İktidar her noktada yozlaştı, lideri yoruldu ve maalesef devlet de çürüdü. Bizzat onlar da zamanla bunun farkına varacaklar.
Şimdi bu izlediklerimiz ise yarınki belgesellerin senaryosunu yazıyor.
CHP KAMPINDAN İKİ DUYUM
CHP’nin Abant’ta “İkinci Yüzyıla Doğru, Doğru Strateji” temasıyla yapılan kampı bitti. Üzerine çok şey söylendi, çok şey yazıldı.
Ben de o buluşmaya dair iki duyum aldım:
1- Kılıçdaroğlu kampın kapanış konuşmasında, milletvekillerinden birbirlerinin çalışmalarını desteklemelerini istedi. Hatta Martin Luther King’in “Her şeyin sonunda, düşmanlarımızın sözlerini değil, dostlarımızın sessizliğini hatırlayacağız” deyişini hatırlattı. Bu alıntıyı, kendisinin olası Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda sessiz kalanlara mesaj olarak yorumlayanlar da çıktı.
2- Kılıçdaroğlu, CHP’li vekillerin eşleriyle de bir araya geldi. Orada “Bir yıl izin vermenizi istiyorum. Belki o kadar süre eve gelemeyecek eşleriniz” diyerek seçim çalışmalarının yoğunluğunu hatırlattı.
O KAREYİ SARAY DA ARZULADI
Kılıçdaroğlu, 2021 Solution Challenge Incubation’da Türkiye birincisi olan ekip ile de Bolu’da bir araya geldi. Yarışma, küresel sorunlara Google teknolojileri ile çözüm geliştirmeyi hedefliyordu. Gençlerle CHP liderinin buluşmasına dair fotoğraflar partinin resmi hesaplarında yayımlandı.
İddia ediliyor ki o gençlerle buluşmak için Cumhurbaşkanlığı da çaba harcamıştı. Saray, girişimci o gençlerin Erdoğan ile birlikte fotoğraf vermesini arzuluyordu. Belki de “genç Erdoğan gençlerle bir arada” imajı da güçlendirilecekti böylece.
Ama işte kısmet değilmiş. Gençler CHP lideriyle buluştu.
