Soylu’ya Hapisten Mahrem Mektup
Barış Pehlivan
Son Köşe Yazıları

Soylu’ya Hapisten Mahrem Mektup

01.04.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bir değil, iki değil, tam üç…

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sözcü’den İsmail Saymaz’a yaptığı açıklamada tam üç kez aynı imada bulundu. “Özellikle bazı milletvekilleri yapıyor. Onlara acıyorum. Ben kamuoyunda çok şey bilen bir adamım” dedi... “O tweet atanları görüyorum, bazı milletvekillerini görüyorum” dedi… “Görevim icabıyla birçok mahrem bilgiye sahibim, doğru mu? Bu meseleyi milletvekili olup da paylaşanlarla ilgili sadece üzülüyorum. Allah muhafaza, en yakınlarında böyle bir şey çıkarsa ne diyeceğiz?” dedi…

Haliyle Soylu’nun “aba altından sopa gösteren” sözlerinin içeriğini hepimiz merak ettik. Bakan Soylu’nun “görevi icabı” bildiği “mahrem” bilgiler ne olabilirdi?

Kafam karışık dolaşırken, meseleyi sorduğum biri “Adnan Oktarcıların arşivi olmasın!” dedi. “Nasıl yani!” dedim. Oktar’ın Soylu’ya yazdığı mektubu oku, anlarsın” dedi. Bir kez daha “Nasıl yani!” dedim.

Malum, şundan topu topu 7 ay önce Adnan Oktar ile aynı hapishanedeydim. Merak edip mektubun peşine düştüm. Sahiden silahlı suç örgütü yöneticiliğinden geçen aylarda hüküm giyen Oktar, Soylu’ya cezaevinden bir mektup yazmış.

Gazeteci Hakan Erol’un yazdığı “Turnike” kitabında okumuştum. Oktar’a operasyonun yapıldığı 11 Temmuz 2018 sabahı, kediciklerden biri, Soylu’nun makamına ulaşmış, acil yardım istemişti.

Ama meğer devamı da varmış. Oktar cezaevine girdikten sonra da Bakan Soylu’ya mektupla haber göndermiş. Çeşitli konulardan bahsettikten sonra demiş: “Bu bilgileri, dijital bilgi depomuzdan polis aldı; oradan bilgilenebilirsiniz.”

Yani…

Kendi ifadesiyle “görevi icabı” elinin altında polis ve jandarma olan Soylu’nun pek çok “mahrem” bilgiyi bilmesi doğal. O bilmeyecek de ben mi bileceğim!

Ama yine de hapisteki bir suç örgütü lideri muhalefetten birine mektup yazsa, neler olurdu neler? İçimden geçirdim, gitti…

TRT’NİN HAREM-SELAMLIK SINAVI

TRT için 27 Mart Cumartesi günü ayrı bir heyecan demekti. Zira, kanalın 1260 çalışanı “görevde yükselme” sınavına girdi.

Sorularda özensizlik vardı ama asıl şaşkınlık başkaydı.

Çünkü, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde gerçekleşen sınavda çok tartışılacak bir uygulama oldu. İddia o ki kadınların ve erkeklerin büyük bir bölümü ayrı sınıflara konuldu. Sınava girenlerin aktardığına göre, 14 ayrı sınıfa sadece kadınlar, içinde amfilerin de bulunduğu 6 büyük sınıfa ise sadece erkekler girebildi. Karma sınav için ise yalnız 6 sınıf ayrıldı.

57 yıldır TRT yayınlarında yan yana ter dökenler, harem-selamlık sınıflara başta inanamadı. Sadece kendilerine öyle denk geldiğini düşündüler. Ama farklı sınıflarda aynı şeyi söyleyen o kadar TRT çalışanı gördüm ki... Peşine düşmemek olmazdı.

TRT VE ÜNİVERSİTE NE DİYOR 

Önce TRT’yi aradım. Kanal yöneticileri de benzer şikâyetleri duymuşlardı. Bundandır ki tüm TRT personeline karma sınıf fotoğraflı “sınav sorunsuz tamamlandı” bilgilendirmesi geçtiler. Görüştüğüm TRT Basın Müşaviri Masum Ekinci, “Biz üniversiteye sadece sınava gireceklerin listesini verdik. Soruları bile görmedik. Böylesi bir uygulama olduysa da bizim talebimiz ve dahlimiz yoktur” dedi.

Bunun üzerine okların çevrildiği Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nin Rektörü Yusuf Tekin’le konuştum. Rektör Tekin, özetle şunları söyledi:

“Üniversitemizin sınav merkezi adayların cinsiyetini bilmez. TC kimlik numarası üzerinden sınıflara ayrılır insanlar. Bizim sınavda kadın-erkek ayrımı yapmak gibi bir amacımız olsaydı, neden karma sınıf da oluşturalım? Üniversitemizin öğretim üyelerinin yüzde 60’ı kadınken, sınav merkezimizde çalışanların yarısı kadınken, bunlar akla ziyan iddialardır. Kadınların ve erkeklerin ayrı sınıflara denk düşmesi tamamen tesadüftür.”

‘HEP KADIN MI ÇALIŞIYORMUŞ’ 

Sınavın sahibi TRT’nin ve üniversitenin açıklamaları böyle. Son söz ise yine sınava giren bir TRT çalışanının:

“Harem-selamlık sınıflar birer tane bile olsaydı tesadüf demezdik. Çünkü bu durum matematiğin olasılık hesaplarını dahi zorlar. Mesela B Blok’un 2. katındaki 5 sınıf tamamen kadın adaylardan oluşmuş. O katta sınava giren adayların hepsi kendi sınıfları dışındaki diğer sınıfları da gördü ve anlattı. Hatta gözetmenlerden birinin ‘TRT’de hep kadın mı çalışıyormuş’ dediğini aktardılar. Olay bu beş sınıftan ibaret değil. Sınavın kaç salonda yapıldığını bilmiyoruz ama 26 sınıftan öğrendiklerimiz bir ayrım yapıldığını gösteriyor.”

YEMİN EDERİM BAKAN OLMAYACAĞIM

Yusuf Tekin’i bulmuşken hakkındaki “Milli Eğitim Bakanı olacak” iddialarını da sordum. Öyle ya, birçok kuliste adı yeni kabinede geçiyordu. Ziya Selçuk’un kabineye girmesiyle görevden alınan eski MEB Müsteşarı Tekin, acaba Milli Eğitim’e bakan olarak mı dönecekti? Yanıtı şöyle oldu:

“Milli Eğitim Bakanlığı’nı asla arzulamıyorum. Akademisyen olarak devam etmek istiyorum. Bu iddiaları ortaya atanlar uyduruyor ve şaşırıyorum. Yemin ederim ki Sayın Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere, hiç kimse de benimle böyle bir konuda konuşmadı.”

BİR HARF OLMAYA GELDİM

Cumhuriyet kelimesini ilk ne zaman duydum? Okumayı bile öğrenmeden ilk tanıdığım kelimelerden biriydi. Harfleri tanımadan, şeklinden “Cumhuriyet” diyordum. “Gönlümüzde hürriyet” dediğimiz şiir “Yaşasın Cumhuriyet” diye bitiyordu.

Sonra manayı öğrendim. Cumhuriyet hem akılda hem yürekteydi. Şeklini kazısalar da var oluşunu yok edemezlerdi.

Elinizde bir gazete. Kâğıttan, mürekkepten değil ama. Kurtuluş Harbi’nden, istibdat günlerinden, bombalardan, kurşunlardan yazılmış. Benden öncesiyle benden sonrası birbirini tamamlıyor.

“Hoş geldin” diyorlar. “Gücüm yeterse, bir harf olmaya geldim” diyorum. Bu yazı o ilk harftir…

Yazarın Son Yazıları

Sen misin halıya boya bulaştıran!

“Kimsesizlerin kimsesiydi Cumhuriyet...

Devamını Oku
05.12.2025
Furkan ne yapacak?

Bu satırları İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önündeki bankta oturarak yazıyorum.

Devamını Oku
03.12.2025
Bakın, kimler tahliye edildi

Eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatıma Zehra Kınık, 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin ölümüne ve bir kişinin de yaralanmasına neden olmakla suçlandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı.

Devamını Oku
28.11.2025
Bursa Nutku için karar anı

24 Kasım gecesi “Onlar” yayınından çıktıktan sonra bir mesaj aldım.

Devamını Oku
26.11.2025
Telefondaki notlar gerçek mi, ekleme mi yapıldı?

Kimliği belirsiz kişilerin, kimin kullandığı bilinmeyen hesabın bulunan sahibinin “itirafçı olduğuna” dair iddiaları yalanlanırken o hesabı kullanan kişi telefonundan çıkan “İtirafçı olmak istiyorum” sözünü de hatırlamadığını ileri sürdü.

Devamını Oku
21.11.2025
Sizin hiç kızınız öldü mü?

Diyelim ki beş gün boyunca uyuyorsunuz.

Devamını Oku
19.11.2025
Nedir bu ‘örgüt’ dedikleri?

Kökü “örmek” filine dayanıyor.

Devamını Oku
14.11.2025
İddianamenin rakamları

Manşetlerde rakamlar vardı: 3 bin 900 sayfa, 402 şüpheli, 143 eylem, 2 bin 352 yıl hapis.

Devamını Oku
12.11.2025
Müjde kuşu

“Maya’nın annesi ve babası...

Devamını Oku
07.11.2025
Yeni Şafak’ın dokunulmazlığı

Furkan Karabay...

Devamını Oku
05.11.2025
Üç soruda ‘casusluk’ dosyası

Yalanın gürültüsü, gerçeğin sakinliğini bastırıyor.

Devamını Oku
29.10.2025
O avukatın ölmesi mi gerekiyordu?

Görkemli cenaze törenleri düzenlemekte, hüzünlü ağıtlar yakmakta ve “Unutmayacağız” sözleri vermekte üstümüze yok.

Devamını Oku
24.10.2025
Kimler tutuklanacak?

Bugün yaşam mücadelesi veren Fatih Ürek tutuklanabilir.

Devamını Oku
17.10.2025
ABD’nin Türkiye senaryoları

Gazetelere bakıyorum...

Devamını Oku
15.10.2025
10 yılın özeti

10 Ekim 2015 sabahı, ülkenin dört bir yanından barış mitingi için gelen binlerce insan, Ankara Garı önünde toplanmış ve kortejlerini oluşturmaya başlamışlardı.

Devamını Oku
10.10.2025
Adım adım cinayet nasıl geldi?

Tarih: 17 Mayıs. Yani bundan yaklaşık 5 ay önce...

Devamını Oku
08.10.2025
'Tarihe düşülen notlar da unutuldu...'

Herkes gibi ben de o fotoğrafa uzun uzun baktım. Churchill’in şu sözü aklıma düştü.

Devamını Oku
03.10.2025
Ankara bu dosya için neyi bekliyor?

Anadolu Ajansı’nın haberini okuyorum:

Devamını Oku
01.10.2025
Emniyet’in tepesinden kritik tespitler

“Kimsenin olmadığı bir yere geçerek telefonu açık tutmanız gerekiyor.”

Devamını Oku
26.09.2025
Furkan’ın öyküsü

Griyi kendinden utandırıp öfkelendirecek kadar gri Silivri’nin kasveti, eylül ayında kendini mıh gibi hatırlatıyordu.

Devamını Oku
24.09.2025
Devletin verileri nasıl ele geçirildi?

Önce 79 kelimeden oluşan şu cümleyi okuyalım...

Devamını Oku
19.09.2025
Bu yazı da yasaklanır mı?

Sadece siyaset konuşmaktan büyük emek verilen bir raporu köşeye taşıma fırsatım olmadı.

Devamını Oku
17.09.2025
Konuşmadığımız 9 konu

Haklı olarak CHP’yi tartışıyoruz.

Devamını Oku
10.09.2025
Yok mu başka Kuzu’lar?

Gururla hep aynı hatırlatmayı yaptılar: “Türkiye, kozmik marangozu Sabah gazetesinden öğrendi.”

Devamını Oku
05.09.2025
MHP’li başkanın oğlu kaza yapınca...

“Bize çarpan araca baktım. Ancak içinde kimse yoktu. Çevrede toplananlara sorduğumda, araç sürücüsünün olay yerinden kaçtığını söylediler.”

Devamını Oku
03.09.2025
3 soruda Kapki-Birinci olayı

Özgür Özel’in dünkü açıklamalarının özeti ne?

Devamını Oku
15.08.2025
Kim bu President?

“Devletin önemli bir kademesinde iş alımlarına etki edebilecek bir pozisyonda çalışıyorum. Pek çok üst düzey bürokratlarla ilişkilerim bulunuyor.”...

Devamını Oku
13.08.2025
Tartışılan şirketin sicilindeki leke

Açıkçası unutmuştum. Bir bilişimci dostum anımsattı:

Devamını Oku
08.08.2025
E-imza skandalının perde arkası

Önce iddianamedeki şu uzun cümleyi dikkatlice okuyalım...

Devamını Oku
06.08.2025
Türkiye’den siyasetçi kaçırma planının arkasında kim var?

Sabahın erken saatleri... Otel odasındayken telefonu çaldı. Numara tanıdıktı, bir polisti, uyarısı vardı...

Devamını Oku
01.08.2025
Allah’tan değil, kameradan korkanlar

Videoyu izledik: Diyanet İşleri Başkanlığı Mekke sorumlusu Ahmet Daştanbek elindeki paraları sayıyordu.

Devamını Oku
30.07.2025
Ört ki ölem!

Gazetelere bakıyorum; “Yeşil vatan uğruna şehit oldular” yazıyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Sahi, kimler imam hatipli?

Yeni Şafak gazetesinin manşetine bakıyorum. Haber şöyle...

Devamını Oku
23.07.2025
PKK’nin şikâyet ettiği komutan

PKK’nin yayın organındaki bir haberi okurken Aldous Huxley’nin o bilinen sözü düştü aklıma...

Devamını Oku
18.07.2025
6 soruda af meselesi

Kitabın ortasından sorayım: PKK ile yürütülen süreç sonunda Türkiye’de genel af çıkar mı ve dahası bu aftan kim faydalanmaz?

Devamını Oku
16.07.2025
Altun’un yeni koltuğunun sicili

Haberi biliyorsunuz: İletişim Başkanı Fahrettin Altun görevden alındı ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanlığı’na atandı.

Devamını Oku
11.07.2025
CHP’nin ‘çözüm’ süreci

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın duyurdu...

Devamını Oku
09.07.2025
Erdoğan’ı savunan hocanın ‘İmamoğlu’ arzusu

“İmamoğlu’na hukuki mütalaa için tabii ki varım. Türk demokrasisini kurtarmak için varım.” Bu sözler Prof. Dr. Doğan Soyaslan’a ait.

Devamını Oku
04.07.2025
Masadaki 17 sayfa

Günlerdir düşünüyorum: Fatih Altaylı o gün yayın yapmasaydı, yapsaydı da Emre o soruyu sormasaydı yahut sorsaydı da tarihsel gerçekleri hatırlatan yanıtlar verilmeseydi ne olurdu?

Devamını Oku
02.07.2025
Fatih Altaylı neden tutuklandı?

Lynn Hasher, David Goldstein ve Thomas Toppino...

Devamını Oku
25.06.2025