Baronun kucağına oturan ‘reisçi’
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Baronun kucağına oturan ‘reisçi’

03.11.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Kimse bulamasın diye saklıyorsun. Zamanla unutuyor, sen bile bulamıyorsun.

Pazartesi akşamı Kılıçdaroğlu konuştu. Türkiye’de uyuşturucunun nasıl yayıldığını, çocuk yaşa düştüğünü, baronların ise iktidar tarafından korunduğunu anlattı. İçişleri bakanı ayağa kalktı. Jandarmadan Emniyet’e, “Bize hakaret edemezsin” mesajları paylaşıldı. Oysa Kılıçdaroğlu’nun açıklamasına bakıyorum. Ne Emniyet’i ne jandarmayı itham var. Belli ki sorumluluğunu saklamak isteyen hükümet, güvenlik kurumlarını kalkan yapıyor.

İSTANBUL’UN İDRARINDA UYUŞTURUCU

Sahi neyi reddediyorlar?

Bilim kimin haklı olduğunu gösteriyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Adli Tıp Enstitüsü, geçen yıl bir çalışma yayımladı. Aslında çok basit. Bir uyuşturucu kullanıldıktan sonra posası dışkıyla vücuttan atılıyor. Bilim insanları, bu nedenle, durumu görmek için, kanalizasyon atıklarından numuneler aldı. Projeyi cumhurbaşkanının kızının yönetiminde olduğu Yeşilay da destekliyordu. İstanbul için çıkan sonuç felaketi anlatıyordu. Stockholm’de 25.3, Berlin’de 8.1 miligram çıkan bin kişideki Metamfetamin, İstanbul’da 120 çıkıyordu. İstanbul, bütün uyuşturucuların kullanımında üst sıralardaydı.

Sadece bu kadar değil...

MAFYA HESAPLAŞMALARININ BAŞKENTİ

2020 yılının istatistiklerine göre Avrupa’da, nüfusa oranla en çok cezaevinde yatan kişi Türkiye’de. 300 bin insandan 65 bini uyuşturucu nedeniyle içeride. İçicilerden çok satıcıların hapse girdiği hatırlanırsa, Adalet Bakanlığı rakamları bile, uyuşturucunun yaygınlığını ortaya koyuyor.

Hepsini geçtim, son dönem Türkiye’de patlayan silahlara bakmak bile yeterli. Dünyanın en bilinen mafya mensupları, hesaplaşmalarını Türkiye’de yapıyor. Örnek mi? Daha geçen hafta Azerbaycan mafyasının kritik ismi Elnur Gasimov, İstanbul’da öldürüldü. Olay, altı yıl önce, yine İstanbul’da işlenen bir başka cinayetin, Rövşen Caniyev’in öldürülmesinin devamıydı. Eylülde Sırbistan’ın önde gelen suç örgütlerinden Skaljari çetesinin lideri Jovica Vukotiç yine İstanbul’da öldürüldü, ağustosta ise Nadir Salifov. Geçenlerde, İstanbul’daki bir AVM’de, Azeri ve Gürcü mafya gruplarının, herkesin ortasındaki silahlı çatışmasını konuşmadık mı?

Liste uzayıp gidiyor...

Emniyet’in ya da Uyuşturucu İzleme Merkezi’nin raporları, ateşi de dumanı da gösteriyor.

İçişleri bakanına sorarsanız, dünya mafyası Türkiye’ye müze gezmek için geliyor! Gelirken suç getirecek değiller ya!

BARON İÇİN BEŞTEPE’DEN TELEFON

Ancak hepsini geçtim, dün cumhurbaşkanının Kılıçdaroğlu’na kızarken söylediği “uyuşturucu satıcıları ile ilgili aynı cümlede kullanma” ifadesi ayrıca değerlendirmeye değer. Zira Cumhurbaşkanlığı ile uyuşturucunun aynı cümlede yer almasının en bilinen nedenini, aslında aylarca konuştuk. Zira son yılların en ünlü baronu, Cumhurbaşkanlığı’ndan gelen bir telefonla serbest kaldı.

Uyuşturucu baronu olmakla kalmayıp İstanbul’da çeşitli cinayetlere adı karışan Naci Şerif Zindaşti’yi hatırladınız mı?

24 Eylül 2007’de Büyükçekmece’de düzenlenen operasyonda 75 kilo eroinle yakalanıp tutuklanmıştı. FETÖ’cü Zekeriya Öz’ün Ergenekon’da “gizli tanık” olma teklifini kabul edip serbest kaldı.

Küçükçekmece’de iki kişinin öldürülmesi, Dubai’den Panama’ya uzanan bir dizi silahlı cinayet, Zindaşti’nin düşmanı Orhan Ünğan’ın avukatı Kudbettin Kaya’nın Yeşilköy’de bir restoranda yemek yerken öldürülmesi, Kadıköy Bağdat Caddesi’nde bir kafede herkesin içinde vurulan İlhan Ünğan olaylarında, hep Zindaşti’nin parmağı vardı. 6 Nisan 2018’de gözaltına alındı; yeniden cezaevine girdi.

“Geç kalmış” derken sıra dışı bir olay yaşandı. Zindaşti’nin avukatı, 19 Ekim 2018 Cuma günü “tutukluluğun incelenmesi” için İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvurdu. Başvuruyu değerlendiren 5. Sulh Ceza hâkimi, Zindaşti ve üç adamı hakkında “sürpriz bir tahliye” kararı verdi. Savcı itiraz edip durdurana kadar, Zindaşti ve adamları, üç saat içinde ortadan kayboldu.

Zindaşti’yi serbest bırakan hâkim Cevdet Özcan’dı.

Özcan, hakkında açılan soruşturmada şunları anlattı:

“İktidar partisinden eski milletvekili beni sürekli arayarak bu şahsın mutlaka tahliye edilmesi gerektiği yönünde telkin ve baskıda bulundu. Devletin bu konuda bir duyarlılığı olduğunu belirtti.”

KUCAKTAKİ ‘REİSÇİ’

Arayan tanıdıktı. Eski AKP milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu üyesi Burhan Kuzu, Zindaşti’yi önce tanımadığını söyledi. Ancak buluşmalarının fotoğrafları ortaya dökülünce, tanışıklığı da açtığı telefonu da hatta Zindaşti’nin vatandaş yapılması için aracı olduğunu da kabul etti. Başkası olsa anında tutuklanmıştı. Burhan Kuzu hakkında “nüfuz ticareti” gibi hafif bir suçtan iddianame yazıldı, dava açıldı. Kuzu, yargılanırken öldü.

Peki, Burhan Kuzu ile Zindaşti’yi kim tanıştırdı?

Kendi ifadesine göre Aliye Uzun:

“Zindaşti’nin ülkemize yatırım yapacağını düşündüğüm için Burhan Hoca ile tanıştırdım.”

Kendisini “Reis sevdalısıyım, teşkilattan yetişmiş bir insanım” diye tanıtan Uzun da AKP’nin yöneticisiydi. Vatandaşlık almak gibi aracılıklarının karşılığında, çıkardığı dergiye reklam parası alıyordu. Aliye Uzun ile kavgasını, Zindaşti polise şöyle anlatıyordu:

“Yeğenime Aliye Uzun’u arattım. Kimliğin henüz çıkmadığını, kimlik çıkmadan da herhangi bir ödeme yapmayacağımızı söylettim. Aliye Uzun da kucağıma oturduğu fotoğrafı internete koyacağını söyledi. Bir süre sonra yeğenim olan Emel D. aradı. ‘Dayı Aliye senin uygunsuz fotoğraflarını yayımlamış’ dedi. Aliye’yi arattım. Aliye ‘Beni ve partimi karşınıza almayın, benim dergimin vergisini ödeyin’ dedi.”

İşin ilginci, bu olayı Uzun cephesi de doğruluyordu.

‘KIZ BAŞINA 500 AVRO’

Zindaşti, Uzun ile nasıl tanıştıklarını ise ifadesinde şöyle anlattı:

“Arkadaşlarımla haftada bir iki defa âlem yaparız. (...) Aliye’yi aradım ve 6-7 kız için kendisiyle kız başına 500 Avro’dan anlaştık. Aliye kızlarla birlikte daireme geldi. Misafirlerim Aliye’nin getirdiği kızları seçip odalarına geçti. Bana da Aliye Uzun kaldığı için onunla ilişkiye girdim. Aliye Uzun ile bu şekilde tanıştım.”

Burhan Kuzu’nun şantaja uğradığını da onunla sık sık görünen bir kadının Kuzu’nun ölümüyle eşzamanlı şüpheli cinayete kurban gittiğini de bu dönemde okuduk.

Aliye Uzun’u 15 Temmuz’un ikinci yıldönümünde Trump Towers’tan sallandırdığı “1. Başkan Erdoğan” pankartıyla hatırlıyorduk. Bütün tabloya bakınca; AKP rozeti, Erdoğan’ın adı, vatan-millet edebiyatı, uyuşturucu baronlarını korumanın ve kollamanın vitrini olmuştu. Teşkilat yöneticisinden Saray danışmanına herkes baronlar için çalışıyordu.

Erdoğan Kılıçdaroğlu’na kızmak yerine iğneyi önce çevresini saranlara batırmalı. “Beni düşmanlarımın diline düşürdünüz” dese, yaşanan gerçeği daha net tarif etmiş olur.

Aman başkaları duymasın deriz. Neyimiz var neyimiz yok gizleriz. Sonunda kendimiz, kendimize bile başka görünürüz. Keşke maskelerimizi indirmeyi bir başkasına bırakmasak.

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025