Başak Demirtaş’ın hastalığı
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Başak Demirtaş’ın hastalığı

15.11.2021 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Zulüm suya atılmış bir tutam tuz kadar kolay mı dağılır? Şair Sadi, sekiz asır önce, Gülistan’da öyle söylüyor. Yemeğine katacağı bir parça tuzun parasını bile ödeyen hükümdar Nuşrevan-ı Âdil, askerlerine öğütlüyor: “Zulmün esası önceleri cihanda az imiş, sonra her gelen bir parça artırınca bugünkü hale varmış.”

Başak Demirtaş hakkındaki hapis kararından sonra aklıma geldi. Hükümet medyası, “olağan şüpheli” saydığı Öğretmen Başak Demirtaş’ın, “sahte raporla” yıllarca okula gitmediğini yazıyordu. Hem kendisi hem doktoru hakkında iki buçuk yıl ceza verildiğini okuduk. Yetmedi, “öğretmenlikten atılmalı” yazıları takip etti. Bir yandaş gazete, KPSS sınavına dünya görüşüne göre girilmesi gerektiğini bile yazdı.

Herkesin ateşe odun atarak alevleri büyüttüğü düzende, ağzında su taşıyan karıncaya saygı duyarak Demirtaş’ın dosyasını alıp okumaya başladım. Sahi gerçek neydi?

SADECE 5 GÜNLÜK BİR RAPOR

Önce savcının iddiasından başlayalım…

Başak Demirtaş, Diyarbakır Sur ilçesindeki Yeşilli Ortaokulu’nda Türkçe öğretmenliği yapıyordu. 28 Eylül 2015 ile 19 Ocak 2016 tarihleri arasında, sekiz ayrı sağlık raporu almıştı. Bu raporları farklı farklı doktorlar vermişti. Diyarbakır Savcılığı, bu raporları veren 13 doktor ve Öğretmen Başak Demirtaş hakkında soruşturma izni istedi. Söz konusu raporların yedi tanesinde olağandışılık görülmediği için 12 doktor hakkında izin verilmedi. Resmi belgelere göre yalnızca bir doktor hakkında izin verildi. Savcılık da sadece bir doktor ve Öğretmen Başak Demirtaş hakkında 8 Mart 2018 tarihinde iddianame yazdı.

Peki, sadece bir rapordaki “olağandışılık” ne?

Üst solunum yolu enfeksiyonu teşhisinin konduğu, Kayapınar Toplum Sağlığı Merkezi’nde Doktor Rezan Buğday tarafından verilmiş söz konusu rapor, 14 Aralık 2015 tarihini taşıyor. Tamamı beş günlük bir istirahat raporu. Savcı için şüpheli hale getiren ise bu tarihte Başak Demirtaş’ın eşiyle birlikte yurtdışında olması. Gerçekten uçuş kayıtlarında da Demirtaş ailesinin 12 Aralık 2015’te İstanbul’dan Frankfurt’a gittiği, 15 Aralık’ta Amsterdam’dan Türkiye’ye geri döndüğü görülüyor.

DEMİRTAŞ NASIL AÇIKLADI

Peki, bir sebebi var mı?

Bunun hem Öğretmen Başak Demirtaş hem Doktor Rezan Buğday için bir açıklaması var.

Demirtaş’ın bu dönemde defalarca hastaneye gitmesinin nedeni, yaşadığı jinekolojik rahatsızlık. Nitekim 28 Kasım 2015 tarihinde, İstanbul Acıbadem Hastanesi’nde, bir operasyon geçirdiği görülüyor. Ardından da ağır bir mide sorunu yaşadığı endoskopi raporlarından anlaşılıyor. Kısacası “olağandışı” sayılan raporun öncesinde Demirtaş hasta.

O güne gelirsek…

Demirtaş, mahkeme tutanaklarında şöyle anlatıyor:

“11 Aralık 2015 tarihinde Kayapınar Toplum Sağlığı merkezine gittim. Ateşim falan vardı. Yemek de yiyemediğim için iyi değildim. Aynı zamanda arkadaşım olan Doktor Rezan Bey’le görüştüm. Kendisine hastalığımı anlattım. Doktor Rezan bana birtakım ilaçlar ve serum verdi. Beni muayene etti. Rezan’la yıllardır tanışıyor olmamız nedeniyle serumu da akşam eve gelip takacağını söyledi. Aynı akşam saat 19-20 gibi gelerek hem beni bir daha kontrol etti hem de serumumu taktı.”

Demirtaş, anlatımını sürdürdü:

“Eşim bir süredir devam eden rahatsızlığım nedeniyle, yurtdışında da tıbbi yardımdan faydalanmamın iyi olacağını belirttiği için, 12 Aralık 2015’te gittim. 15 Aralık 2015 tarihinde yurtdışından döndüm. Evde raporu bulamadım. Okula rapor sunmam gerektiği için tekrar Toplum Sağlığı Merkezine gittim. Bana verilen rapordan bir suret verilmesini istedim. Toplum Sağlığı Merkezi’nde raporun bir sureti tutulmadığından poliklinik defterine bakarak sekreter tekrar raporu düzenledi. Doktor Bey imzalayarak bana verdi.”

Demirtaş durumu şöyle açıkladı: “Raporu 11 Aralık 2015 olarak düzenlemeleri gerekirken bana verilen nüshada sehven 14 Aralık 2015 yazılmıştır. Bu şekilde elimdeki rapor nüshası ile bu raporun kök sebebi olan poliklinik defterindeki tarihte çelişki oluşmuştur. Bütün hata bundan kaynaklıdır.”

DOKTOR, İFADESİNDE NE DEDİ

Mahkemede “Genel durumunun iyi olmamasından kaynaklı en az beş gün istirahat etmesi kanısına vardım” diyen Doktor Rezan Buğday, devamını şöyle anlattı:

“Daha önce verdiğimiz 11 Aralık 2015 tarihli istirahat raporunu bulamadığını söyledi. Kendisine bir nüsha verip veremeyeceğimi sordu. Ben de sekreter arkadaşlara, protokol defterine bakıp protokol sıra ve numarasıyla raporu tekrar yazmalarını istedim. Sekreter arkadaşlar da yazdı. Ben de imzalayıp Başak Hanım’a verdim. Hatanın muhtemelen sekreter arkadaşların sehven 11 Aralık 2015 tarihini, 14 Aralık 2015 tarihi olarak girmesinden kaynaklı olabileceğini düşünüyorum. Esas olan poliklinik defteridir. Poliklinik defterinde Başak Hanım’ın ne zaman geldiği ve kendisine ne zaman rapor verdiğim yazılıdır.”

Görüldüğü gibi mesele, sadece beş günlük bir raporun, tekrar yazıldığı tarihin tartışmasından ibaret. Kimin doğru söylediğini anlamanın yolu da poliklinik defterinin incelenmesi. Mahkemenin bu defteri Kayapınar Toplum Sağlığı Merkezi’nden istediği ancak defterin gelmediği görülüyor. Dosyaya sunulan fotokopi ise Demirtaş ve doktorun dediğini doğruluyor.

SAĞLIK RAPORLARI NE SÖYLÜYOR

Mahkeme, Başak Demirtaş’ın telefon sinyallerinin de incelenmesine karar verdi. Gerçekten de 11 Aralık 2015’te, Demirtaş Diyarbakır’da görülüyordu. Telefonu da sağlık merkezine yakın bir baz istasyonundan sinyal veriyordu.

Mahkeme buna rağmen hem Demirtaş’a hem de doktora “resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla iki buçuk yıl hapis cezası verdi.

Peki, Başak Demirtaş hasta olmadığı halde sürekli rapor alıyor olabilir mi? Bunu anlamanın yolu Demirtaş’ın sağlık arşivine bakmak.

Başak Demirtaş raporluyken de defalarca hastaneye gitmiş görünüyor. Demirtaş, 4, 12, 16, 23, 25, 28 ve 30 Kasım’da, biri geçirdiği operasyon günü, kadın doğum servisine gitmiş. 7 ve 9 Aralık 2015’te ise Diyarbakır’da gastroenteroloji servisine giriş yapmış. Kısacası raporluyken de hastane ziyaretleri sürmüş.

Bu kadar değil...

Demirtaş, hastalık nedeniyle, 8 Şubat 2016 - 30 Haziran 2016 arasında, 4 ay 22 gün ücretsiz izin kullanmış. Yaz tatiliyle birlikte, bu dönemde, 20 kez Diyarbakır Dicle Memorial Hastanesi’nin ve altı kez İstanbul Maslak Acıbadem Hastanesi’nin kadın doğum servislerine gitmiş görünüyor.

BU DA SİYASİ DAVA

Kısacası Başak Demirtaş, gerçekten de hasta. Buna rağmen hastalığı yıllar sonra didik didik edilerek, beş günlük basit bir rapordaki tarih çelişkisine dayanarak iki buçuk yıl hapse mahkûm edildi. Bir ilkokul çocuğunun bile yılda iki kez aldığı sıradan raporun bu noktaya gelmesinin, açık bir siyasi operasyondan başka açıklaması yok.

Son 10 yılımın iki yılını hapishanelerde geçirdim. Mafyadan cinayete, örgütten dolandırıcılığa kadar birçok farklı suçlamaya muhatap mahpusla karşılaştım. Öğrendiğim şeylerden biri de asgari hapishane ahlakıydı. Buna göre hapisteki kim olursa olsun, onun yakınlarına saygılı davranılması, içerinin bedelinin ödetilmemesi gerektiğiydi. Ne yazık ki FETÖ ya da AKP türünden siyasal İslamcılığın üniformasını giyenlerin, bu basit ahlaka dahi sahip olduğunu görmedim. Başak Demirtaş’ın cezası da bunun kötü bir örneğiydi.

Hapisteki adama kızdık. Eşine de bedel ödetmeye karar verdik. Yargıyı infaz için kullandık. Bir kadının rahmini siyasi kavganın ortasına taşıdık.

Zulmün kuru tuzunu keşke yalnız kendi yaramıza basmak için kullansaydık. Daha az utanırdık...

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025