‘FETÖ bedeli’ ödeyen mağdur erler

‘FETÖ bedeli’ ödeyen mağdur erler

26.11.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sorunlarımızın çoğu, “Hukuk Devleti” kavramından uzaklaşmakla ilgili. Bahçeli “Çakıcı dava arkadaşımdır” diyerek Kılıçdaroğlu’na yöneltilen tehditlere arka çıkıyorsa varın gerisini siz düşünün! Üstelik Erdoğan’ın tam 18 yılın ardından “Avrupa Birliği” ve “demokratik hukuk devleti” eksenine dönme kararı aldığı hafta bundan daha uyumsuz çıkış yapılamazdı (!).

Sıcak siyaseti bir an rafa kaldıralım. Bir dram var: Neden söz ettiğimi askerliğini yapmış arkadaşlar daha hızlı anlayabilecekler: Orduya teslim olduğunuzda size bir tek şey öğretilir: “Burada mantık yoktur; emir komuta zinciri vardır. Askerde emir, demiri keser. Kendi mantığınızı sivil kıyafetlerinizle beraber dolaba kaldıracaksınız, sonra askeri postal giyip o dünyanın parçası olacaksınız”.

Şayet siz bir er iseniz onbaşınız veya başka bir üstünüz size emir verir. Ne söylenirse harfiyen uygularsınız. Gece 03.00-05.00 nöbetine çıkarsınız -5 derecede, ne gözünüz kapanabilir ne de konsantrasyonunuz! Duymuşsunuzdur hikâyeleri... “Bu tank cezalı, Kıbrıs çıkarmasında yürümemiş”. Ne demiştik? Mantık, pantolonunuzun arka cebinde!

Lütfen siyasi aidiyetinizi unutun ve kendinizi 15 Temmuz gecesi İstanbul’da görev yapan, ailesini özlemiş genç bir erin yerine koyun. Birden akşamüstü, rütbeliler size emirler yağdırıyor, derhal hazırlanıyorsunuz ve askeri cemselere doldurulup Boğaz Köprüsü’ne götürülüyorsunuz. Size hiçbir bilgi verilmemiş, “Ne işimiz var burada” diye soruyorsunuz... Kimi diyor “tatbikat”, kimi diyor “bilmiyorum, boş ver, sana ne!

Sonrasını biliyoruz. Senaryo bütün Türkiye için koca bir kâbus oluyor fakat çetenin sızdığı komuta kademelerinde, onlardan emir alan askerler açısından yaşananlar bambaşka düzeyde! Köprüyü kapatanlar, ilerleyen saatlerde direnen insanlara ateş etme konusunda emir alıyorlar! “Sözde tatbikat” önce çirkin, sonra korkunç sahnelere terk ediyor yerini...

Gerek ekranlardan, gerek yayınlardan o gecenin dramının detaylarına indik; fakat bir de o bedeli hapse girerek ödeyen çoğu emir kulu gençler var! Yani o gece tek “suçları” hiçbir şey anlamadıkları o korkunç ortamda komutanlarının emirlerini, devletin kendilerinden beklediği gibi yerine getirmiş olanlar! İstanbul’da, Ankara’da, farklı yerlerde... Tabii tersi de var: Kendi vatandaşlarının üzerine ateş etmeyi reddederek komutanın kurşunları ile orada can verenler! O uzun gecede İstanbul’un ve Ankara’nın değişik yerlerinde yaşanan can pazarı, tarihimizin bir kara lekesi...

Şimdi lütfen Kırşehir E Tipi Kapalı Cezaevi’nden bana yazan bir hükümlünün, zarfta adının yanına “Mehmetçik” eklemiş Özgün Çetin’in sözlerine kulak verin:

Ben 83 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti’nin bir evladı olarak, anayasamızın 72. maddesinde her Türk gencine kutsal kılınan vatani görevimi yapmak üzere, taze kan olmaya ve can vermeye askere giden bir Türk genciyim. Vazifesi komutanın emrine mutlak itaat olan ve bu sebeple İBB işgal davasında 15 kez müebbet, 2400 yıl ceza almış, 49 aydır cezaevinde yatan gazi bir ER’im.

Ben ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, yetim kaldığım çocukluğumdan bu yana babam ve kutsalım bildim. (...) Ben bir Cumhuriyet çocuğuyum ve Cumhuriyet değerlerimizin her zaman savunucusu oldum. İşte bundandır ki Cumhuriyetle hayat buldum ve Cumhuriyet uğruna öleceğim. Türkiye Cumhuriyeti’nin emaneti olan bu genç, bugün emanete ihanet edenlerden dolayı FETÖ mensuplarının ellerine teslim edilmiştir. Cumhuriyet çocuğunun özünü ve kimliğini ayaklar altına alan bu drama hangi yürek dayanır? Bunu vicdanlarınıza bırakıyorum.

5 yaşındaki çocuğun inandığı, 7’den 70’e herkesin bildiği bir hakikate, Türk milletinin vicdanı neden kayıtsız kalıyor? Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde, ER’in emir almadan en temel ihtiyacı olan yemek alımını gideremediği ve suyu dahi içemediği herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Biz yeri geldi ağaçlara bile selam durmak zorunda kaldık, disiplinle yattık ve disiplinle kalktık. Komutanlarımızın iki dudağının arasından çıkacak emirlere tabi olduk ve maalesef birilerinin malzemesi olduk. Bugün de o birilerinin günahlarının bedelini ödüyoruz.

FETÖ’cüler itirafçılık adı altında 1 gün bile içerde yatmadan evlerine, işlerine dönüyor. Hiçbir dahli ve iradesi olmayan, emir komuta zinciri içinde sokağa çıkarılan biz ER’ler 15 kez müebbet, 2400 yıllık cezalara maruz kalıyoruz. Geriye bir asılmadığımız kalıyor. Biz FETÖ’cülükten hüküm giymedik, hiç kimse de giydiremedi. Yedi düvel bir araya gelse de giydiremez. Darbeci yapamadılar, sadece iddia ettiler. Yani o kılıfı da bu vücuda uyduramadılar.

Biz masumlara atfedilen suçlamaların ne kadar tutarsız ve yersiz olduğunu, mektubuma eklediğim Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Vekili’nin mütalaası ve bozma talebi de göstermektedir. Ama bugün maalesef söylemler gerçeklere galip geliyor. Ben hiçbir zaman aldatan ve tüm değerlerini satan şerefsiz bir evlat olmadım, olmayacağım da. Benim gücüm; hayatın gerçekleridir, Cumhuriyete inananlardır ve Cumhuriyettir.

Bugün cezaevinde 5. yılımı geçiriyorum. Yaşayan bir ölüye benzediğim bu mücadelede, gazi bir ER olarak daha kimlere sesimi duyurmam gerekiyor? Binlerce kez, büyük haksızlığı yazdım, çizdim ve de dile getirdim. Bütün kayıtsızlıklara rağmen vazgeçmedim. Susmayı kendime ihanet saydım. Bu karanlığın içinde ihtiyacım olan bir iğne ucu kadar aydınlıktır, umuttur. Vatan evladının bu şekilde sahipsiz bırakılması, akıtılan kanımdan ve harcanan gençliğimden çok daha ağır gelmektedir. (...) Ben Cumhuriyet şerefini gururla taşımaktayım ve ölene kadar da taşıyacağım. Siz büyüklerimden tek isteğim, Cumhuriyetin emanetleri olan biz gençleri daha fazla değersizleştirmeye çalışmalarına müsaade etmemeniz ve gerçekleri haykıran sesimiz olmanızdır. (...)

Sayın Adalet Bakanı’ndan, tüm parlamenterlerden, yargıç ve savcılardan rica ediyorum, kendinizi bu büyük çoğunluğu masum gençlerin yerine koyun. Onlar sizin evladınız, yeğeniniz olabilirdi! Lütfen biraz empati kurun. Dört duvar arasında haksız yere karartılan genç hayatlardan kimseye hayır gelmez! Geçen aylarda, Cumhurbaşkanlığı’nın, bu mağduriyetlerin giderilmesi konusunda halka ulaşan bir “komisyon tesis edilmesi” şeklinde bir çıkışı olmuştu. Umarım bu en hızlı şekilde gerçekleşir.

FETÖ ile mücadele olmazsa olmaz büyük bir sorumluluktur. Türkiye Cumhuriyeti tarikatlara, şeyhlere teslim edilemez! Ama bunu yaparken sayısız aile mağdur olmasın, bunun vebali büyük olur. Lütfen gerçek suçlularla, devletin emirlerine uymaktan başka bir şey yapmamış, o çaresizliğe itilmiş gençleri bir tutmayın. Bir an önce bu insanları serbest bırakarak yılbaşına evlerinde girmelerini sağlayın!

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025