IŞİD eylemde, parlamento hukuk depreminde

IŞİD eylemde, parlamento hukuk depreminde

01.02.2024 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Evvelki gece bu başlıkta gördüğünüz konuyu Cumhuriyet için kaleme almak kararlılığıyla iPad’imin başına oturdum. Halk TV’de “Kayda Geçsin” programını izlemeye başladım. Ülkemizin gururu gazetecilerimiz yine iş başındaydı. Geçen hafta Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Murat Ağırel’den söz ederken onların Uğur Mumcu’nun açtığı yolun, yani araştırmacı gazetecilik anlayışının bugünkü yüzakları olduğunu söylemiştim. O anda ise karşımda yine Barış Pehlivan vardı, yanında da diğer övünülesi iki meslektaşı: Şule Aydın ve Timur Soykan. Onlar da Mumcu ekolünün genç takipçileri… Kendilerini sevgi ve takdirle izliyorum.

Genç arkadaşlarımın yayınını izlerken bugünkü makalemle aynı konuların masaya yatırıldığını gördüm. Şaşırdım mı? Tabii ki hayır! 

Can Atalay’ın milletvekilliğinin dün itibariyle -sözde- düşürülmesinin hukuki geçerliliği yoktur. Bu konuda “parlamentoyu kaosa sürüklemeye çalışan bir darbe girişimi” görüşünü ileri sürenlerle aynı fikirdeyim… Benzer yorumları zaten aklı başında bütün siyasiler de gazeteciler de dile getirdi. Erkan Baş da, parlamentoda o kadar güzel ve net ortaya koydu ki sorularını… “Can Atalay şayet milletvekili ise niye burada değil? Milletvekili değilse, bugün neyi düşüreceksiniz? Bugün burada Yargıtay kararını Anayasa kararlarına karşı parlamentoda okursanız o zaman buradaki milletvekilleri de sorgulanır, Cumhurbaşkanı sorgulanır, bakanlar sorgulanır; her şey sorgulanır hale gelir.” 

Aynı TV programında konuşan Can Atalay’ın babası Mustafa Atalay ise “Anayasa yoksa hiçbir şey yoktur, can güvenliği de yoktur, ekmek de yoktur” diyerek noktayı koydu.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, akıl almaz bir yetki gasbıyla parlamentoya adeta emir vererek Anayasa Mahkemesi kararlarını hiçe sayan kararını okutma girişimini yaptı ve bunu tamamen oldu bittiye getirerek gerçekleştirdi! Gerek bu olay gerek bu kararla Can Atalay’ın parlamenter vasfının elinden alınması, yine anayasaya ve parlamentoya karşı işlenmiş ağır bir suçtur.

İyi de, yahu bu anayasayı zaten kendiniz tasarlamadınız mı? Referandumda zorla kabul ettirdiğiniz Anayasa bu değil miydi? Şimdi o da mı size yetmiyor? Onu da mı kısa devre yaparak yok saymak istiyor, onu da mı çiğniyorsunuz? Yoksa istediğiniz “Anayasa/Babayasa bunlara gerek yok; Reis ne derse o uygulanır, temel madde budur” demek mi? Türkiye’nin tartışmasız en kıdemli hukukçularından Turgut Kazan yaşananları “Orman kanununa geçiş” olarak özetliyor ve ekliyor “Meclis, meclis olmaktan çıkmıştır!”

IŞİD’E VE TERÖRE AÇILAN DEHŞET VERİCİ ÖZGÜR ALAN

Halk TV’yi izlemeye devam ederken, aklımı günlerdir kurcalayan IŞİD’çilere ve her türlü yobaz girişime sağlanan olağanüstü hukuk dışı serbest hareket alanlarının da en net şekilde deşifre edildiğini gördüm. Aynen Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret edenlerin kısa bir süre gözaltına alınmaları veya konunun yargıya taşınmasından sonra “sürekli” serbest bırakılmaları gibi… Bundan iki hafta önce bildiğiniz gibi Gayrettepe'deki Hacı Nimet Özden Camii’nde Atatürk’e Cuma hutbesinde dua edilmesinin ardından hakaretler yağdıran Ahmet Bostancı kısa sürede tahliye edildi ve bu zafer (!) bir grup rejim karşıtının Anadolu Adliyesi koridorlarında “yaşasın şeriat” sloganları eşliğinde gerçekleşti… Devletin adalet sarayında, devlet aleyhine naralar atılıyor ve hiç kimse müdahale etmiyor!? (Acaba herhangi biri, aynı hakaretleri günümüz Cumhurbaşkanına etmiş olsaydı, aynı tepkisizlikle karşılaşır mıydı dersiniz?) 1 Ocak’ta İstanbul’daki sözde Filistin’e destek eylemini hilafet ve şeriat çağrısına dönüştürerek boy gösteren grupların sürekli olarak görmezden gelinmesi… Keza, basına yansımasa da geçtiğimiz hafta sonu Beşiktaş, Arnavutköy sahilinde, şeriat çığlıklarını Filistin bahanesine bürüyerek yaptıkları yürüyüşün olağanlaşması, denetimsizliği, kontrolsüzlüğü… İstanbul Barosu “Hilafet çağrıları ile ilgili işlem başlatılmalı” dedi. Peki sizce hiç onları dinleyen oldu mu? Birkaç gün önce Ankara’da yine hilafet yürüyüşü yapıldı. Terör örgütü olarak kabul edilen Hizbut-Tahrir’in bu eylemi “polis koruması” eşliğinde gerçekleşebildi. Çok şaşırdınız mı? O zaman biraz daha okuyun hepsini hatırlayınca biraz daha şaşırın: İnterpol tarafından dünyada IŞİD üyeliği şüphesiyle “kırmızı bültenle” aranan ve Suriye’den kaçak yollarla Türkiye’ye giren, sahte kimlikle Ankara’da yakalanan terörist tahliye edildi ve Ankara’da güzel güzel yaşıyor! Daha bitmedi, insanı fıttırtacak bir başka olayı dinleyin lütfen: DAEŞ terör örgütü, bir tür “askere alma bürosu” gibi faaliyet göstermek üzere, Ankara’da “Ahlak ve Sünnet Dergisi” adıyla bir şube açıyor! Yani bir yandan DAEŞ’e yönelik 23 ilde gerçekleştirilen eşzamanlı operasyonlarda geçen yıl 74 şüpheli gözaltına alınıyor, bir yandan bu örgütün yeni eylemci üyeler kazanabilmesi için olan bitene göz yumuluyor! Şurada birkaç ay önce içişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yaptığı açıklamadan öğreniyoruz ki Bornova’da düzenlenen bir operasyonda saldırı hazırlığı yapan 10 IŞİD üyesi gözaltına alınıyor, bunların beşi adli kontrol şartıyla hemen serbest bırakılıyor!

Tüm bunlara güler misiniz ağlar mısınız? Siz hiç bu kadar iltimaslı, bu kadar imtiyazlı bu kadar koruma altında teröristler ve terör örgütleri gördünüz mü? Sonra ne oluyor biliyorsunuz, Sarıyer’deki Santa Maria Kilisesi’nde olduğu gibi ve yalnız silahlar tutukluk yaptığı için olay dev bir katliama dönüşemiyor ve maalesef tek şanssız vatandaşımız Tuncer Cihan hayatını kaybediyor. Genelkurmay İstihbarat eski Başkanı İsmail Hakkı Pekin “IŞİD seçime kadar benzer saldırılar yapmaya devam edecek” diyor. “Kayda Geçsin” programı, ısrarla verdiği örneklerle, Türkiye’nin adım adım IŞİD üssü haline dönüştüğünü bize kanıtlıyor. Terör örgütünün vurucu timine mensup kişilerin veya örgütün halkla ilişkilerini üstlenen, vahşeti sosyal medyaya servis eden insanlık dışı örgüt mensuplarının bile artık bu ülkede cezaevinde yalnız birkaç yıl kaldıktan sonra çıkıp, hemen oturma izni alabildiklerini öğreniyoruz.

Peki o zaman soruyoruz: Türkiye’de siyasilerin ve emniyetin bu örgütlerin ne kadar büyük bir tehlike ve tehdit oluşturduğunu anlamaları için, illa kitleleri etkileyen bir terör olayı mı yaşamamız lazım? Yoksa felaket gelene kadar “bunlar dindar, bunlardan zarar gelmez” diye devekuşu rolüne herkes devam mı edecek? Niye hukuk, Atalay ve Osman Kavala örneklerinde, “gayrihukuki” olarak mantıksız ve betonlaşmış bir katılıkta, konu yobazlara gelince hemen şefkat dolu, toleranslı, görmezden gelen/idare eden bir profilinde? Neden cezaevlerinde adeta yok edilmeye bırakılan Generallerimizi kimse duymuyor?

İşte şu anda Türkiye böyle bir ülke! Artık iktidar illegal bir şekilde Can Atalay’ın milletvekilliğini düşürdüğünü iddia ederek yasalara ve “Anayasaya”ya adeta savaş açmış oldu! 

Fakat burası bizim ülkemiz ve yılmadan mücadeleye devam etmekten başka seçeneğimiz yok! Unutmayın ki bu akıl almaz hukuksuzluklar yıldır bizlerin pes etmesi için devreye sokuluyor! Lütfen onlara bu keyfi tattırmayın…

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025