Birçok ilkin yaşandığı, üç gün süren bir festival izledik geçtiğimiz hafta: Dünya Kemanları Festivali. Öncelikle festivalin kendisi bir ilkti. Çünkü, böyle bir festival Türkiye’de ve büyük olasılıkla dünyada da ilk kez yapılıyordu. Bir başka ilk, değerli keman sanatçımız Cihat Aşkın’ın “İstanbul’da Dört Mevsim” adlı yapıtıydı. Bu yapıtın dünya ilkçalınışı yapılacaktı festivalin kapanış konserinde. Ama, aynı konserin ilk bölümünde seslendirilen Vivaldi’nin Dört Mevsimi’nin her bölümünü Cihat Aşkın’ın sergilenen kemanlardan bir başkasıyla çalması en büyük ilk oldu. Bölüm arasında konuştuğum herkes de yaklaşık 300 yıl önce bestelenen bu yapıtın daha önce dört ayrı kemanla çalınmış olamayacağını düşünüyordu.

Hakan Şensoy’un yönettiği Aşkın Ensemble’nin konserin ikinci bölümünde çaldığı ilk yapıt olan Cihat Aşkın’ın İstanbul’da Dört Mevsim’i, Türk makam müziği ve İstanbul halk müziği temelli yapısıyla hem bir örnek olabilir, hem de çoksesli evrensel müziğe yabancı kulakları bu müziğe alıştırma konusunda önemli işlev görebilir diye düşünüyorum. Cihat Aşkın (keman), Derya Türkan (kemençe), Mehmet Emin Bitmez (ut) ve Göksel Baktagir’in (kanun) solistliğinde çalınan bu yapıttan sonra, Yair Dalal (keman) ile Erez Mounk’un (vurmalı) solistliğinde Dalal’ın Akko Malka adlı yapıtını, ardından da genç besteci Salih Kartal’ın 9/8’ini dinledik. Konser ve festival, orkestra ile tüm solistlerin alkışlara karşılık olarak çaldığı ve giderek bir doğaçlamaya dönüşen Şehnaz Longa ile biterken salonu dolduran tüm müzikseverler sanırım mutluydu. Ben de, festivalin ikinci ve üçüncü günleri yapılan Rodney Friend’in ustalık sınıflarını, “Keman Neden Kitleleri Sürükleyen bir Çalgı?” başlıklı paneli ve ikinci gün akşamı gerçekleşen “Kemençeden Keman’a Gezgin Kemancılar Konseri”ni izleyememenin üzüntüsünü atmıştım doğrusu.

Değerli keman sanatçısı, Aşkın Ensemble ve CAKA (Cihat Aşkın ve Küçük Arkadaşları) kurucusu Cihat Aşkın’ın, Cemal Reşit Rey Konser Salonu (CRR) sanat yönetmeni Ozan Binici’nin önerisi ve her türlü desteğiyle düzenlediğini özellikle vurguladığı Dünya Kemanları Festivali 19 Şubat Çarşamba günü saat 17:00’de CAKA’lı yedi küçük kemancı ile bir küçük çellocunun fuayedeki dinletisiyle başladı. Devlet Tiyatrosu sanatçısı ve yazar Cemal Ünlü’nün, kendi kendine keman çalmayı öğrenen küçük bir kızın öyküsünü anlattığı “Rüzgar Suya Yazmıştı” adlı kitabını imzalamasından ve Cihat Aşkın, Amnon Weinstein, oğlu ve yardımcısı Avshalom Weinstein, Aşkın’ın hocası Rodney Friend ile Cemal Ünlü’nün kısa konuşmalarından sonra, İsrailli keman yapımcısı ve koleksiyoncusu Amnon Weinstein’ın “Dünya Kemanları Sergisi”nin açılışı yapıldı ve Aşkın ile Weinstein sergilenen kemanları tanıttılar. Ardından, CAKA’ya 10 – 12 yıl önce katılmış ve bugün yıldızlık aşamasına ulaşmış genç kemancılar piyanist Can Okan eşliğinde birer yapıt seslendirdiler. Emre Engin, Katre Bozoğlu, Alkım Berk önoğlu, Azra Berfin Eren, 2012 Çaykovski Yarışması birincisi Veriko Çumburidze, Sanjar Sapaev, Gülden Turalı Yarışması birincisi İdil Yünkuş ve Madrid Yarışması birincisi Elvin Hoca Ganiyev’in gelecekte kendilerinden çok söz ettirecekleri kesin. Akşam, 50’nin üzerinde CAKA’lı küçük kemancının, CAKA yıldızlarının, festivale katılan CAKA öğretmenlerinin, orkestranın, konuk solistlerin ve Cihat Aşkın’ın da katılımıyla seslendirdikleri üç parçayla (Dede Efendi’nin Gülnihal’i, Üsküdar’a Giderken ve Mozart’ın Türk Marşı) sona ererken içimde “Dünyanın bütün kemanları birleşin ve barış için, sevgi için, insanın insanı sömürmediği bir dünya için çalın!” haykırışı yankılanıyordu.