1 cenaze 4 açıklama

1 cenaze 4 açıklama

23.12.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Erdoğan/AKP iktidarının yirminci yılında Türkiye’de olağan bir günün öyküsü.

***

Dün 85 yaşında haksız ve hukuksuz bir kararla mahkûm edilmiş ve rütbeleri sökülmüş olarak cezaevinde hayatını kaybeden Emekli Korgeneral Vural Avar’ın cenazesi vardı.

Avar, yüksek tansiyon, kalp, demans, prostat, işitme kaybı hastasıydı.

Koğuşta düşmüş, kaburgaları kırılmış, akciğeri delinmişti.

Hastanede kendisiyle görüşmek isteyen eşine gösterilmemiş ve cezaevinde kalabilir raporuyla, ameliyat sonrasında koğuşuna geri yollanmıştı.

28 Şubat 1997 tarihinde olmayan bir darbeden dolayı haksız ve hukuksuz olarak mahkûm edilmiş ve kimileri 90 yaşına gelmiş olan on emekli hasta komutan hâlâ hapiste.

***

1) Bu cenazeden bir gün önce RTÜK’ün televizyonlara verdiği cezalar da açıklandı.

Bu konuda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti bazı bölümlerini aşağıda alıntıladığım bir bildiri yayımladı:

“Kararları demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkelerine uygun olması gereken RTÜK, iktidar adına ceza dağıtmayı sürdürmektedir.

Seçim öncesi iktidara yakın olmayan medya kuruluşları yine RTÜK aracılığıyla cezalandırılmıştır.

1. RTÜK, Halk TV’de yayımlanan Medya Mahallesi programında terörün mimikle övüldüğü iddiasıyla programın üç kez durdurulmasına, yüzde 3 de para cezasına karar vermiştir. Aynı programın farklı tarihlerdeki iki ayrı yayınına da ayrıca yüzde 3 para cezası verilmiştir.

2. Prof. Dr. Emre Kongar ile Merdan Yanardağ’ın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis cezasını ‘halkın iradesine darbe’ olarak nitelemeleri nedeniyle TELE1’e yüzde 3 idari para cezası verilmiştir. TELE1’e Açıkça programı nedeniyle de ayrıca yüzde 3 para cezası kararı çıkmıştır.

3. İlker Karagöz ile Çalar Saat programında ise TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomiye dönük sözlerine ilişkin ‘Bir tek gün pazara gitse şu cümleyi kurmaya utanır’ sözleri nedeniyle FOX TV’ye yüzde 3 idari para cezasına oyçokluğuyla karar verilmiştir.

RTÜK aldığı kararlarla... basın özgürlüğünün önündeki en önemli engellerden biri haline gelmiştir.

...RTÜK’ü kararlarında tarafsız davranmaya, Anayasa’ya, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne saygılı olmaya, yurttaşların haber alma hakkını engellememeye çağırıyoruz.”

***

2) Cenazenin olduğu gün işçi temsilcilerinin katılmadığı bir toplantıda “Şahsım Devleti” tarafından belirlenen asgari ücret açıklandı.

TÜRK-İŞ tarafından hesaplanan açlık sınırının 7 bin 785 TL, dört kişilik ailenin yoksulluk sınırının ise 25 bin 365 TL olarak belirlendiği dönemde:

Asgari ücret net 8 bin 506 lira 80 kuruş olarak ilan edildi.

Buna karşılık toplantıya katılmayan TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:

“TÜRK-İŞ, 2023 yılı için belirlenen asgari ücretin, çalışanların aileleriyle birlikte geçim şartlarını karşılamadığı görüşündedir.”

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu tarafından yayımlanan açıklamada da şöyle denildi:

“Hükümet ve işverenlerin ortak kararıyla milyonlarca işçi ve ailesi yoksulluğa mahkûm edildi.

Yüksek enflasyon dönemlerinde asgari ücret yılda 4 defa belirlenmelidir.”

CHP Milletvekili Mustafa Adıgüzel bu konuda şöyle dedi:

“2021 yılı asgari ücreti ile işçiler 1883 ekmek alabiliyordu.

Bugün verilenle ise ancak 1700 ekmek alabiliyor.

Soruyorum, 2 yıl içerisinde 183 ekmeği kim çaldı?”

***

3) Tam aynı gün, zaten haksız ve hukuksuz bir kararla 2 yıl 7 ay 15 güne mahkûm edilmiş ve siyaset yasağı getirilmiş olan İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bambaşka bir iddia ile ilgili olarak şöyle bir açıklama yaptı:

“İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişliği tarafından İBB ile bağlı kuruluş ve iştiraklerinde işe alınan personelin, işe girişine yönelik hazırlanan tevdi raporu, Cumhuriyet Başsavcılığımızın memur ve özel soruşturma bürosuna teslim edilmiştir.”

***

4) Bu olaylardan iki gün önce bir polis HDP’li bir politikacıyı tokatlamış ve HDP bu olayı protesto etmek için yaptığı toplantıda Kadıköy’deki kendi parti binasına girmek ve çıkmak konusunda engellerle karşılaşmıştı.

Bu engellemeye karşılık HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar bir açıklama yapmıştı:

“Bugün Kadıköy’deki ablukanın tek bir anlamı var:

Korkunun tablosu. Neyden korkunun? Kararlı demokrasi mücadelesinden, ısrarlı özgürlük mücadelesinden korkunun tablosu.

Neden korkuyorlar? Çünkü suç imparatorluğu yarattılar. Bu suç imparatorluğuna karşı en kararlı ve tavizsiz mücadeleyi veren HDP’yi ve bileşenlerini engellemek istemelerinin nedeni, bu tabloyu değiştirebilecek gücün burada olduğunu bilmeleridir. Bu tabloyu biz değiştireceğiz.”

***

Anlaşılan, Vural Avar Paşa’nın tabutu başında, yargı bağımsızlığıyla birlikte, medya özgürlüğünün, işçi haklarının, temel hak ve özgürlüklerin de cenaze namazları da kılınıyordu.

Yazarın Son Yazıları

Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025
‘İleri demokrasi’: Yine ve yeniden

Cumhuriyet’in dünkü manşeti, CHP’nin Abant toplantısından sonra, Gökhan Günaydın’ın “Merkez parti olma kimliğimiz giderek oturuyor” demesi üzerine “CHP merkez parti oluyor” biçimindeydi.

Devamını Oku
07.10.2025
‘Meşruiyet’in iç ve dış kaynakları (5)

Bugüne kadar “Meşruiyet” kavramının iç kaynakları üzerinde durdum.

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet kaynağı olarak Anayasa Mahkemesi ve bağımsız yargı (4)

İsrail’in, Gazze’ye giden Sumud (Direniş) Filosuna karşı giriştiği “Gayri Meşru” müdahale sürerken Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza “Meşruiyet” desteği vereceğini belirtti.

Devamını Oku
03.10.2025
Meşruiyet Gazze’de mi seçimde mi (3)

Önce “Meşruiyet” kaynağı olarak Gazze: Trump 25 Eylül’de Erdoğan ile görüştü.

Devamını Oku
02.10.2025
Meşruiyet üzerine (2) Adil ve serbest seçim

Bir iktidarın meşruiyetinin iki kaynağı vardır: Anayasa ve seçim. Meşruiyet Üzerine (1) başlıklı yazımda, Anayasa üzerinde biraz durmuştum.

Devamını Oku
30.09.2025
Meşruiyet üzerine düşünceler (1) Ana Kavramlar

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 24 Eylül’de New York’ta bir panelde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve “Meşruiyet” ile ilgili olarak tartışmaya yol açan bir ifade kullanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025